''Siktir,bu saatlerde gelmesi gerekiyordu.''Son zamanlarda ağzını ne denli bozduğunun farkına vardı toy oğlan.Zorluklar karşısında gülüp geçen bir yapıya sahip olan genç,bulunduğu durumu bir küfür ile tasvir edebiliyordu yalnızca.
Birkaç gündür hakkında bilgi sahibi olmadığı bir oğlanın peşine takılı kalmıştı.Hayatının aynılığı bu denli derin yaşarken ufak bir kıvılcımdı onu heyecanlandıran.Güneşin yerini aya terk edeceği saatlerde burada,kimsenin yüzüne bakmadığı sahada,garip kıyafetleriyle kaleye şut çeken birini bekliyordu.Fazla gergin hissettiği için sahanın etrafında cirit atıyordu.Sürekli telefonunun ekranını kapatıp açıyordu.Dakikalar ilerlemek bilmiyordu,takılı kaldığı olay zincirinde bir de zaman hızını kesmişti.Nedenini bilmiyordu ama bu çocuğu görmesi gerekiyordu.''Neden gelmiyorsun?''diye söylendi kendi kendine.
Sinirle sırtındaki çantayı çıkarıp sahaya fırlatırken sahanın içine girip yere doğru çöktü.Üç gündür aynı olayları yaşamak onu çıldırtırken en azından bu aynılıkta o çocuğu görmek onu rahatlatan tek şeydi ya da buna koşullandırmıştı kendini.
Başını ellerinin arasına alıp dışarıdan travma geçirir gibi duran oğlan,duyduğu tanıdık ses ile sesin geldiği tarafa çevirdi başını.''Bir şey mi oldu?''Tanıdık simayı tekrar görmesiyle yüzünü büyük bir gülümseme kaplarken olduğu yerden kalktı ve koşarak çocuğun yanına gitti daha deminki sinirini unutarak.
''Geciktin.''İki çiftin uzun zamandır ayrı kalmışçasına gibi hisseden,bu kısa sürede karşısındaki bedeni özlediğini düşünen genç aklındakileri sildi bir çırpıda.
''Geciktim mi?''Adını bilmediği taraf sorgularcasına Ten'e bakarken güneşin sönen ışıltısını alan genç heyecanla konuştu.
''Kırk dakika önce burada olman gerekiyordu.''Ten kesinlikle deli gibi davranıyordu ama umurunda değildi.Her gün aynı maçı yapmak,tiyatro kulübünde aynı konuyu konuşmak,derste aynı şeyleri dinlemek onu yeteri kadar çıldırtmıştı bu yüzden nasıl davrandığı konusuyla ilgilenmiyordu.İlgilense bile yarın aynı şeyler olacaktı,hiç yaşanmamış gibi.Asıl ilgilenmesi gereken şey arkadaşlarına karşı farklı bir davranış göstermezken neden bu çocuğa karşı farklı davranma gereği hissettiğiydi.
''Tanışıyor muyuz?''Çocuk,Ten'in iyi olup olmadığına emin olmak için küçük bedene doğru yaklaştı ve oldukça arkadaş canlısı bir tavırla konuştu.Ten ise tüm umutlarının suya düştüğünü hissetti.İki gündür hiçbir sorun yokken neden böyle davrandığını anlayamamıştı karşısındaki oğlanın.
Sesindeki kırgınlığı belli etmeden konuşmaya çalıştı.''Futbol oynarken tanışalım mı?''Çocuk bir şey demeden Ten'i gerisinde bırakıp sahaya doğru ilerken Ten bir anlık yanıldığını sandı,çocuğun sırıttığını görünce.
Dört gözle gelmesini beklediği genç,soru sorma gereği duymadan eşyalarını her zamanki yere bıraktı ve çantasındaki topu çıkarttı.Havası inmiş topu çimlere yerleştirirken tüm gücüyle topa vurdu ve top ilkten fileyle buluştu.Ten topu yakalayamayacağını bildiği için hiçbir harekette bulunmadan yanından geçişini izlemişti sadece.''Puşt herif,kesinlikle zamana aykırısın.''
''Bir şey mi söyledin?''Topu geri çocuğa fırlatırken masum bir edayla konuşmuştu karşısındaki beden.Ten ise cevap vermeden kaleyi daha iyi korumak adına uygun pozisyon aldı ve iki günün aksine oldukça zevkli anlar geçirdi.
''Bitti işim,elveda.''İki gündür yorulmadığı kadar yorulurken çocuktaki gelişimi iki günde fark etmişti Ten.Ya kendisi çok iyi bir öğreticiydi ya da karşısındaki iki günde gelişecek kadar iyi bir oyuncu adayıydı.Hangisinin olduğuna karar veremedi ama kendisinin güzel taktikler verdiğini de biliyordu.Sonuçta ortaokuldan beri futbol oynuyordu.İnsanlara bir şeyler öğretme yetisi gelişmiş sayılmasa bile,haberi olmadan yaptığı en iyi işleri oldukça iyi öğretmiş olurdu.
Her zamanki gibi işini halledip çantasını toplayan genç,sahadan dışarıya çıkacakken arkasından bağırdı Ten tüm cesaretini toplayıp.''Bekle.Adın ne?''Sırtı dönük bir şekilde duran çocuğa baktı.Bunu neden daha önce sormadığını düşündü.Çocuk ise sanki yanlış bir şey sorulmuşçasına bekledi birkaç saniye ve kısık bir sesle cevap verdi.
''Taeyong.''
Ten adını öğrenmenin vermiş olduğu mutlulukla devam etti.''Yarın dörtte burada ol bekliyor olacağım.Ben de Ten,memnun oldum.''İlk defa adını söylerken bu kadar mutlu olduğunu hissetmişti.Ve aynı giden hayatında tutulamayacak bir anlaşma yapmıştı.