''Merhaba burada top oynayacağım rahatsız olmazsınız değil mi?''Ten yine beklediği sahneyi yaşıyordu.Ona daha ikinci günden dayanamadığını söylese bile onunla top oynamaya sekiz gün daha devam etmişti ve hiçbir değişiklikte yoktu.Artık o kadar bıkmıştı ki bu durumdan onu her gördüğünde ağlamak geliyordu içinden.
Tekrar ayağa kalktı ve yalancı gülümsemesini takındı.''Beraber oynarsak olmam.Kaleye geçiyorum.''Artık ona seçme fırsatı bile vermeden direkt yerini alıyordu karşısında.Hatta o gelmeden önce kaleye geçip uygun pozisyonda bile bekleyebilirdi.
Yine ve yine aynı atışları yapan Taeyong'a karşı ezberlediği topları bilerek kaçırıyordu.Aralardan bir iki tane kaçırsa da içindeki öfke nedeniyle çoğu topunu da yakalıyordu.''Kalede de oldukça iyisin.''Taeyong art arda toplarını yakalayan Ten'e hayran olurken Ten dün gece karar verdiği planını getirdi aklına.Bu Taeyong'un şut çekeceği yedinci toptu ve bu top tam demire çarpıyordu.Bu yüzden Ten hafif büktüğü sırtından vazgeçti ve dik durmaya başladı.
''Tüm gücünle gönder gelsin.''Taeyong'u da basit bir gaza getirirken Taeyong'un ayağını izledi.Ezberlediği üzere top kesinlikle direğe çarpacaktı,zaten bu şutunu bekliyordu.
Taeyong tüm gücünü topladı ve çimlerde duran topa vurdu.Top hızlı bir şekilde direğe çarpacakken Ten bir anda atıldı sağ taraftaki direğe doğru.
Kendini bir anda topun geldiği yöne atmasıyla beraber topu boş verip başını kale direğine çarptı.Planladığından daha büyük darbe indirirken kendine top direğe çarpıp yere düştü.Ten de başının acısıyla küfür ederken Taeyong telaşlanarak yanına geldi.''İyi misin?''Taeyong'un telaşlanması onun işine geldiği için yere doğru çöktü ve usta oyunculuğunu konuşturmaya başladı.''Hey,iyi misin bir şey söyle.''Taeyong Ten'in yanına gelmiş ve acı içerisinde kıvranan Ten'in omzuna hafif bir dokunuşla dokunmuştu.Ten Taeyong'un yanına gelmesiyle daha abartılı tepkiler gösterirken kaşlarını çatmıştı.Taeyong telaşlı bir şekilde ayaklandı.''Hastaneye gitmeliyiz.''Hastane fikri hoşuna gitmezken başını kaldırdı ve Taeyong'a baktı.''Hayır hastaneye gidemem.''
''Ama kanaman durmuyor.''Taeyong alnından aşağı akan kanı işaret ederken Ten bu acının kan akıttığını onun söylemesiyle fark etmişti.Elini alnına götürdü ve eline gelen kana baktı.Sadece ufak bir yaralanma işini kendini kaptırmasıyla büyütmüştü.
''Sadece eve gideceğim.''diyerek oturduğu yerden kalkmaya çalıştı direkten tutunarak.''Hastane iste-''Ama Taeyong'un evine gitmek için daha fazla rol yapmasına gerek vardı bu yüzden kalkar kalkmaz başının döndüğünü belli ederek yerine geri oturdu.
''Tamam tamam.''Yere geri çakılan Ten'e yaklaştı tekrardan.''Karşıdaki apartman benim evim bu yüzden seni oraya götüreceğim tamam mı?''Karşılarındaki apartmanı işaret ederken Ten gülümsememeye çalıştı.Kurduğu plan can acıtsa da başarılı olmuştu.
''Bu kadar dikkatsiz olacağını düşünmemiştim.''Taeyong Ten'in kolunu omzuna atarken kalkabilmesi için belinden tutmuştu.Ten Taeyong'un bu dokunuşlarını bile ne kadar özlediğini fark etti.Ama kendini evine gidince yapacağı plana vererek algısını dağıttı.
İkili yavaş yavaş yürüyerek Taeyong'un evine gelebilmişlerdi.Taeyong ona bir mendil verip alnına bastırmasını söylemişti.Ten de yarım yamalak bir şekilde kanayan yaraya mendil bastırmıştı.Taeyong kapıyı açarken Ten ayakkabılarını çıkarmak için eğilecekti ama Taeyong eğilmemesi gerektiğini düşünerek Ten'e tutunması gerektiğini söyledi ve Ten'in ayakkabılarını kendi elleriyle çıkarttı.Taeyong'un ne olursa olsun onu düşünmesi hoşuna giderken içeriye geçtiler.Ten'i içeriye bir koltuğa oturttu ve banyoya gidip yarayı temizlemek için bir şeyler aldı.Ten özlediği ve birtakım anılar bıraktığı eve baktı göz ucuyla.O kadar çok istiyordu ki yine bu evden devam etmeyi.Ama onlar aynı evde iki yabancıdan başka bir şey değildi.