uzandığım yatakta gerinirken yatakta tek olduğumu anladım.
gözlerimdeki çapakları elimle ovuşturarak giderirken buruk bir gülümseme peydahladı dudaklarıma.
hiçbir şey geçmemişti. her şey aynıydı, sol tarafımın boş olması dışında.
beynimdeki olumsuz düşünceleri atarak kendi kendimi motive etmeye çalışıyordum.
'kötü düşünme jungkook, olumlu düşün.' transa girmiş gibi tekrarlıyordum bu cümleyi. tae hyung'un odasından çıkarak sağda duran tuvalete yöneldim.
tuvalet ihtiyacımı giderince ellerimi yüzümü yıkamıştım. diş fırçam yanımda olmadığı için ağzımla suyu gargara yaptım. havluyla kurula işlemim bittiğinde aynadan yüzüme baktım.
aşağı inecektim ve tae hyung, salonda oturuyor olacaktı, beni görünce gülümseyecek ve birbirimizden ayrılmadan bir gün geçirecektik.
tuvaletten çıkarak mutfağa doğru adımladım. mutfaktan gelen seslerle bayan kim'in orada olduğunu anlayarak yüzüme zoraki bir gülümseme yerleştirdim.
"günaydın bayan kim,"
"günaydın jungkook, iyi uyudun mu?" demişti tavadaki krepi çevirirken.
başımı onaylarcasına sallamış "evet efendim, güzelce uyudum. tae hyung nerede acaba? salonda mı?" dedim mutfak kapısına doğru yönelirken, salonda olacaktı ve ben yanına gidecektim.
"tatlım, taehyung basketbol antrenmanına gitti, sabah erkenden." demişti zoraki bir gülümsemeyle.
gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.
tae hyung'la aramızda olanların farkındaydı. aramızın bozuk olduğunu biliyordu.
utanarak "anladım bayan kim, b-ben çıksam iyi olur, hem ailem merak etmiştir." dedim saygıyla eğilerek.
"kahvaltı hazırlıyordum canım, kalsaydın?" diyerek ocaktan bana dönmüştü. gülümseyerek, saygıyla eğilmiş "ailem merak etmiştir efendim, gitmeliyim." dedim. başını sallayarak onaylamış "pekala, ısrar yok jungkookcuğum." dedi.
kapıya doğru yönelirken dolan gözlerime akmamaları için yalvarıyordum, ama onlar beni dinlemiyorlardı hiç.
akan gözyaşlarımı bayan kim'e çaktırmadan silmeye çalıştım fakat başırısız olmuştum.
"jungkook? tatlım iyi misin?" dedi endişe kokan sesiyle.
daha fazla endişelenmemesi ve olayın daha fazla açılmaması için gülümsemiş "iyiyim efendim, endişelenmeyin lütfen. gece açık camda yatmışız, nezle oldum sanırım." dedim.
gözlerime şefkatle bakarken "taehyung'u takma lütfen, şu sıralar çok endişeli, nedeni bilinmez. bu endişesi onu kırıcı bir insan yapıyor, lütfen ona aldırış etme canım." dedi kollarımı sıvazlayarak.
"pekala efendim." dedim ayakkabılarımı giyerken.
ayakkabılarımı giyme işlemim bittikten sonra saygıyla eğilmiş "iyi günler bayan kim, kendinize dikkat edin lütfen." dedim çenemde duran maskemi düzeltirken.
gülümseyerek el sallamış "iyi günler tatlım, sende dikkat et kendine." demişti.
evden ayrılırken gözyaşlarımı serbest bırakmıştım.
her şeye geçecek demişti, 10 senedir her sözüne güvendiğim insan, beni kandırmıştı.
zihnimdeki olumsuz düşüncelerle birlikte eve varmıştım.