Hiç konuşmadan geçen dakikalar sonunda Louis karşılarına çıkan dışarıdan döküntü halinde duran kulübeye baktı,camlara perde çekildiği için içeriyi görememişti,Harry kolunun altında sabitlediği odunları teneke silindirin yanına bıraktı ve Louis'e rahatlatıcı bir gülümseme gönderip kulübenin tahtadan kapısını parmaklarının eklem kısımlarıyla tıklattı,Louis etrafı incelerken duyduğu kapı gıcırtısıyla kısa gözlemine son verip kapıya döndü,güleç yüzlü kumral bir genç ona merakla baktığında Harry Louis'in önden geçmesi için geri çekildi.
"Louis,bahsettiğim arkadaşım Niall,sen rahatına bak lütfen."
Niall hiçbir şey anlamazken Harry'nin kolundan çekerek içeriye soktu ve kapıyı kapadıktan sonra onu mutfağa doğru çekiştirdi,"Harry o çocuk kim,nereden buldun?",Harry Niall'ın sorusuyla soğuk havaya rağmen sıcak bir kahkaha atıp ellerini iki yana açtı,"Nereden mi buldum!?Kaçırdım Niall!"
Niall gözlerini devirip ellerini beline koyduğunda Harry yol boyu ağzında oluşan kuruluğu gidermek için mutfak tezgahında dumanı tüten çaydan bir yudum aldı,"Nereden buldun diye saçma bir şekilde sorarsan ben de öyle saçma bir cevap veririm dostum!...Odun toplamaya çıktığımda karşılaştık,yorgun ve fazlasıyla üşümüş görünüyordu."
Harry Louis'i içeride daha fazla bekletmek istemediği için mutfakta Niall'ı bırakıp girişe ilerledi,Louis'in hala kapının önünde dikildiğini görünce kendini kötü hissetti,"Affedersin seni bu şekil bırakıp mutfağa gitmemiz hoş olmadı,dikilmesene öyle,içeri gel."
Louis fazlasıyla utanıyor olduğundan hala bir adım atamamıştı bu yüzden Harry onun elinden tutup peşinden nazik bir şekilde sürükledi ve yavaşça koltuğa oturttu,Louis duvara monte edilmiş küçük televizyona baktı önce,ardından asılı tablolar ve çerçeveler dikkatini çektiğinde gözlerini onların üstünde gezdirdi,Harry'nin bakışları altında önce kar eldivenlerini çıkarıp silkeledi,onları koltukta yanına koyduktan sonra doğrulup montunun fermuarını açtı ve çıkardı,onu da yanına bırakırken Harry'de onunla eş zamanda montunu çıkarmış ve diğer koltuğun üstüne atmıştı,"Niall bitki çayı yapmış,ister misin?İçin ısınır."
"Ah getirdim bile!"
Niall mutfaktan elinde iki kupayla birlikte çıktı ve birini Louis'e uzatırken diğerini de Harry'nin eline tutuşturdu,Louis teşekkür edip kupayı aldığında Niall onun karşısındaki koltuğa oturdu ve haki yeşili kazağının kollarını sıyırdı,"Verdiğim tepkim için affedersin,Harry'i çekiştirip mutfağa sürüklemem hoş olmadı ama yanında birini getirmesini beklemediğimden şaşkınlığımı mazur gör lütfen."
Louis gocunmadığını belirterek gülümsediğinde kupayı dudaklarına yaklaştırıp ufak bir yudum aldı ve ellerinin ısınması için kupanın sıcak taraflarında ellerini sabitledi,Harry Niall ve Louis bir sohbetin içine girdiğinde gözlerini Louis'den alamamıştı ama çok fazla kaptırmak istemedi kendini,etkilendiğini inkar edemezdi,mavi gözlü ve kendisine göre daha kısa kalan oğlanın insanın yüreğini titreten bir cazibesi olduğunu düşündü.
Ama Louis'in dedikleri aklına geldiğinde silkelenir gibi kafasını sallayıp bakışlarını ayırdı ondan,Louis buraya erkek arkadaşıyla gelmişti ve sadece araları bozuktu,hem gitmek için erkek arkadaşının aramasını bekliyordu dediğine göre,kısa süre içerisinde çayı bitirince kupayı mutfağa bırakmak için ayaklandı ve kupayı tezgaha bıraktıktan sonra sırtını buzdolabına yaslayıp gözlerini yumdu,Louis'in bir birlikteliği olmasaydı nasıl olurdu diye düşünmeden edemedi.
Lakin bunun kendisinden kaynaklı bir durumdan dolayı da olamayacağını düşününce yumduğu gözlerini acıyla geri açtı.
Harry bir ilişki yaşamayalı yıllar olmuştu,o olaydan beri....
Mutfaktaki tabureye oturup bacağını ovuşturduğunda Niall ve Louis içeriye girdi,Harry anında yüzündeki ifadeyi yok edip boğazını temizlerken Niall ocağın üstünde duran tencerenin sıcak kapağını kaldırmak için musluğun yanında duran bezi alıp tencerenin kapağını tuttu.
"Umarım açsındır Louis,çünkü enfes bir yahni yaptım,kendim yaptım diye demiyorum ama damağı şenlendiren bir lezzet oldu bence."
Louis burukça gülümsediğinde Niall kaşlarını çatıp tencerenin kapağını geri kapadı,"Ne oldu?Yahni sevmez misin yoksa?",Harry'de Louis'e döndüğünde Louis kendini kısa bir süre için sorgudaymış gibi hissetti,parmaklarıyla oynamaya başlarken gözü Harry'e kaydı ve Niall'ı yanıtladı,"Ş-şey aslında bunun yahniyle ilgisi yok,ben vejetaryenim."
Niall'ın ağzı hafif aralandığında Harry oturduğu tabureden sevinçle kalkıp yarım ağız sırıttı,Niall üst dolaptan bir tabak çıkarıp kendine yahni doldururken burun kıvırdı,"Harry bak kendine yandaş buldun sonunda,ah gerçi bir dakika sen pesketaryendin."
Louis duyduklarıyla beraber Harry'e döndüğünde kollarını önünde kavuşturup kazağının kol kısımlarını parmak uçlarına kadar çekti,Harry onunla bakışlarının kenetlenmesiyle cevap vermeden önce bir duraksama ihtiyacı hissedip boğazını temizledi,"Umm balığı bu kadar sevmesem aslında ben de vejetaryen olurdum...",üzgünce omuzlarını düşürdü,"Ne yazık ki balıktan vazgeçemiyorum."
Louis 'Anladım' dercesine kafasını sallarken ikisi de birbirlerine tebessüm ediyordu,Louis uzayıp giden bu bakışma hiç bitmeyecekmiş gibi geldiğinde yaslandığı tezgahtan çekilip baş parmağıyla mutfağın çıkışını gösterdi,"Benim çantamda fasulye konservesi vardı zaten,ondan yiyebilirim,erkek arkadaşım ben arabada uyurken benim için almış."
Mutfaktan çıkmadan önce pot kırdığını düşünerek dilinin ucunu ısırdı,"Ah şey bu gereksiz bilgiyi sizinle niye paylaştıysam?"
Louis mutfaktan çıktığı an Niall içine yahni doldurduğu tabağı tezgaha bırakıp takındığı muzipçe sırıtışla birlikte Harry'i hızlı hızlı dürttü,"Tanrım Harold...",elleriyle ağzını kapatıp heyecanla gözlerini büyüttüğünde Harry onu itekleyip uyarıcı bir şekilde mutfak kapısını gösterdi,Niall ellerini ağzından çekip Harry'nin iki kolundan tuttu ve gözlerine baktı,"Ona olan bakışlarını yakaladım,ondan hoşlandın öyle değil mi?"
Harry Louis'in her an geleceği korkusuyla eliyle Niall'ın ağzını kapatıp diğer eliyle de işaret parmağını kullanıp burnunun üstüne götürdü ve 'Şşşh' diye sinirle fısıldadı,"Duymadın mı erkek arkadaşı varmış,hem öyle olmasa bile aramızda bir şeyler olamaz."
Niall Harry'nin neyden bahsettiğini anladığında sinirle onun elini ağzının üstünden ittirip gözleriyle onun sağ bacağını işaret etti,"Hala aynı mesele mi?Saçmalama Harold,bu yüzden mi kimseye yaklaşmıyorsun?",Louis elinde konserve kutusuyla içeri girdiğinde Harry Niall'dan uzaklaşıp usta bir hızla yüzüne gülümseme yerleştirdi,"Tekrar çay istersen eğer verebiliriz."
Louis konserve kutuyu tezgahın üstüne koyup kapağın çevirmeli açacağını döndürürken kafasını iki yana salladı,"Hayır teşekkür ederim,hem yemeğimi yedikten sonra gitsem iyi olur,size daha fazla rahatsızlık vermek istemem.",Harry'e kalmadan Niall öne çıkıp dirseğini tezgaha yasladı ve Louis'e neşeyle göz kırptı.
"İstediğin kadar kalabilirsin,bizim için hiç sorun değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Mountain (L.S)
Hayran KurguLouis kaybolmuştu ve dönüp dolaşıp sürekli aynı yere çıkmaktan başı döner hale gelmişti,gür yapraklı bir ağacın arkasından aniden beliren yeşil gözlü genç adamla yerinde sıçradı.