21:59
Louis telefonundan saati kontrol ettikten sonra rehbere girecekti ki şarjının bitmesiyle telefonu aniden kapandı,avuç içinde telefonu sıkabildiği kadar sıkarken Harry onun gergin yüz hatlarından bir şeylerin ters gittiğini çözmüştü,Niall uykusunun olduğunu söyleyip yatalı çok olmuştu,aslında normalde asla bu kadar erken saatte yatan biri değildi ama yol onu çok yormuş ve soğuk havada iyice uykusunu getirmişti.
Telefonu pantolonunun arka cebine koyup kendini koltuğa atarken söylendi Louis,"Kimden medet umuyorsam zaten?"
Üzgün değildi,gerçekten değildi,sadece öfkeliydi hem de çok ama çok fazla öfkeliydi ama Toby'den çok kendisine öfkeliydi,çünkü kalkıp bu dağ tepesine gelmenin baştan beri yanlış olduğunu düşünüyordu,peki ya ilerleyen saatlerde yanlış olduğunu düşündüğü şey bir doğruya dönüşürse?
Harry endişeyle onun karşısındaki koltuğa oturup uyuşan üst bacağını kaşıdı,Louis onun ara sıra sürekli olarak üst bacağını ovuşturduğunu fark etmişti ama fazla özele kaçacağını düşündüğünden sormak istememişti,duvardaki saatin çıkardığı sesten başka hiç ses yankılanmazken Harry koltuğun kenarından destek alarak ayaklandı,"Şey eğer uyumak istersen benim odama geçebilirsin,ben buradaki kanepede yatacağım,gidip kendime bir battaniye getireyim."
Louis hissettiği ağır utanç duygusuyla koltuktan fırlayıp onun arkasından gitti ve kapı koluna doğru giden elini son anda havada yakalayıp onu kendine çevirdi,"S-saçmalama ne olur,buraya gelip kulübenizi işgal eden benim,kanepede ben yatarım,sen odanda yat lütfen.",Harry geçmek bilmeyen saniyeler içerisinde havada asılı kalmış olan ikisinin birleşik ellerine baktı ve sesli bir şekilde yutkunup kafasını hafif eğerek onun gözlerine odaklandı,"Sonuçta sen misafir sayılırsın,rahatsız bir kanepede uyumana izin veremem."
Ellerinin devam eden temasından ikisi de sıcaklayıp ısınırlarken Louis elini onun elinden çekti ve zarif bir bakışla izin aldıktan sonra Harry'nin odasının kapısını açarak kafasını içeriye uzattı,minimalist şekilde dizayn edilmiş bir odaydı,küçük bir giysi dolabı,boy aynası ve oldukça büyük bir yatak vardı,aşırı yüzsüz olmayacağını umarak tekrardan arkasına dönüp kendisini bekleyen Harry'e baktı,"Ehmm o zaman şöyle yapalım,eğer tabi senin içinde sorun teşkil etmeyecekse?"
Harry karşısında kasılan oğlana tatlı tatlı gülümseyip devam etmesi için kafasını salladı,Louis kapıyı sonuna kadar açtığında ikisi de aynı anda odanın ortasına doğru ilerledi,"Yatağın oldukça büyük görünüyor,ikimiz de sığarız b-bence,y-yani sorun..."
"Hiç sorun değil,güzel düşünmüşsün" diyerek hızla böldü onu Harry içindeki mutluluğu sesine fazla yansıtmamayı umarak,Louis'in yanında hiç kıyafet yoktu,sırt çantasındaki kıyafetleri ağırlık yapmasın diye yolda gelirken çıkarıp arabanın içinde bırakmıştı,üstündekilerle yatağa girme fikri de pek hoş gelmiyordu,Harry kapağının yarısı açık olan giysi dolabına ilerlediğinde kapağı sonuna kadar açtı ve bir kaç kazak yere döküldü,mahcup bir şekilde gülümserken eğilip kazakları yerden alıp dolaba geri tıktı,"Ah bir türlü düzenleyemedim şu dolabı,hmm pekala şimdi sana uygun bir şeyler bulalım."
Louis arkada onu izlerken dudaklarından dökülen kıkırtıları bastırmak için eliyle ağzını kapatıp büyük bir uğraş verdi,Harry dolaptan uzaklaştı ve bir sweat ile bir de eşofman altı uzattı,"Muhtemelen sana biraz bol gelecekler ama elimde olanların hepsi bu.",Louis dudakları yumuşak bir gülümseme biçiminde kıvrılırken kıyafetleri hızlıca giyip yatağa yerleşmek için can atıyordu,bu yüzden acele bir tavırla arkasına dönüp üstündekileri hızla çıkarmaya başladığında Harry ilk bir kaç saniye karşısında oluşan görüntüden dolayı şoka girse de ardından hızla toparlayıp arkasına döndü ve kendi pantolonunu çıkarmak için önce kemerini sonra da düğmesini çözdü,heyecandan odadan çıkmayı unutmuştu ve bu pantolonu bacaklarının sonuna kadar indirdiği zaman aklına geldi.
Louis onun verdiği kıyafetleri tamamen giyindiğinde yeniden ona bakmak için dönmüştü ki kafasını yerden kaldırmadan pantolonunu protez bacağından çıkarmaya çalışan Harry'i gördü,Harry kafasını o kadar uzun süre yerden kaldırmamıştı ki en sonunda başının döndüğünü hissedip elini kaldırıp kıyafet dolabına tutundu ve derin nefesler aldı,Louis dakikalardır hareketsizliğine lanetler ederek onun yanına koşturdu ve önünde eğilip pantolonun paçasından tutup yavaşça çekti,"A-affedersin ben pantolonu çıkarırken zorlandığını fark edemedim."
Harry ona hiçbir cevap vermeden hızla onun elinden pantolonunu çekti ve dolabın içine gelişi güzel fırlattıktan sonra yatağa doğru yürümeye başladı,Harry hava durumu nasıl olursa olsun her zaman boxerı ile yatardı,yorganın soğukluğunu hissetmek hoşuna gidiyordu,Louis'e bakmamayı inatla sürdürürken yatağın içine girdi ve gözlerini yumdu,uykuya dair vücudunda şu an hiçbir şey hissetmiyordu ama herhangi bir şeye bakmak istemiyordu şu anda,dakikalar sonra yatağın diğer kısmında hareketlilik hissettiğinde bütün nefesini tutup göz kapaklarını daha çok bastırdı.
Louis'in uyuduğunu düşünürken elinde hissettiği dokunuş bu düşüncesini çürütmeye yetti,Louis bir şey dememişti ama gözleri açık halde tavana bakarken onun elini sımsıkı tutuyordu,Harry bastırdığı göz kapaklarından baskıyı azaltıp gözlerini yavaş yavaş araladı ve kendi elinin üstündeki eli daha sıkı kavradı,uzun zaman sonra ilk kez biri onun elini bu kadar sıkı kavramıştı,tanıdık olan bu duyguyu seneler sonra yeniden hissetmek,tatmak Harry için yürümeyi yeni öğrenen bebekte oluşan heyecan kadar bir heyecan yaratmıştı.
Louis gözlerini tavandan çekti ve yorganı ikisinin de üstüne daha çok çektikten sonra yana dönerek Harry'nin hala tavanı izleyen suratına baktı,Harry kendisini izleyen gözleri fark etmiş olsa da şu an o gözlere bakacak durumda hissetmiyordu kendini ama gözlerin sahibinin elini kendi elinin arasından çekmemesini umdu,Louis onun ifadesini okuyamadığı yüzüne bakmaya devam ederken usulca kafasını aşağıya yatırıp onun omzuna yasladı,Harry böylesine bir yakınlığa hasret kalmıştı,hasret kaldığı şey aslında sadece temas ve dokunuş değildi,samimiyet ve sıcaklıktı,dokunmak sadece el ile gidip birisini dürtmekle yapılan bir eylem değildi Harry'e göre,dokunurken aynı zamanda hissetmeliydi insan.
Ve Harry bir şeyler hissettiğini fark ettiğinde gözlerini tavandan çekip kafasını omzuna yaslamış olan bedene döndü,Louis ondan bir an olsun bakışlarını ayırmazken dinç bir şekilde çıkardığı ses tonunu kullandı.
"Konuşmak ister misin?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Mountain (L.S)
FanfictionLouis kaybolmuştu ve dönüp dolaşıp sürekli aynı yere çıkmaktan başı döner hale gelmişti,gür yapraklı bir ağacın arkasından aniden beliren yeşil gözlü genç adamla yerinde sıçradı.