Bölüm-1

164 27 72
                                    

"...Umut belki de gelecek sayfadadır.
Kapatma kitabı..."
       

"Bu evde bir gram huzur yok."

"Benim bir suçum yok, bana söylenemezsin."

" Biz anlaşamıyoruz, biz boşanalım, ben seninle yaşayamıyorum"

"Tabi, haklısın. Biz anlaşamıyoruz, biz boşanalım. Hem sen ve sevgilin artık daha rahat görüşürsünüz. Kuytu köşelerde gizlenmenize gerek kalmaz."

"Sen... Bunu nereden çıkardın. Yine kendi kafandan senaryolar uyduruyorsun."

"Bana tekrar yalan söylemeye kalkma Nejat! Her şeyi biliyorum, gizli gizli geceleri o kadının evine gittiğini, haftalardır iş seyehatine gidiyorum diyerek o kadınla tatile gittiğini, bizi ayakta uyuttuğunu. Her şeyi biliyorum."

"Nereden öğrendin bunları."

"Ne oldu, şaşırdın mı Nejat? Ben bunları en başından beri biliyordum, sadece kızım için sustum."

Daha fazla onları dinlemeyerek montumu alıp evden çıktım. Dayanamazdım daha fazla bu konuşmalara. Gerçi onlar hep kavga ederdi, nasıl hâlâ alışamamıştım bilmiyorum.

Apartmanın kapısını açıp kendimi dışarı attım. Bir iki saniye durup etrafıma bakındım. Mahallenin çocukları üçerli ve beşerli kümelere ayrılmış bir grup taso diğer grup ise bilye oynuyorlardı. Fakat birazdan tartışmaya başlayacaklardı biliyorum, onlar beş dakika gülüp altıncı dakikada tartışırlardı genelde. Onları ayıran ise içlerinde en büyükleri olan Yusuf olurdu. Yusuf 10 yaşında mahallemizin bakkalı Hüseyin amcanın torunuydu, babası doğuda görevdeyken vefat etmiş ve böylelikle annesi Melek teyze Yusuf'u da alıp baba evine dönmüştü. Onlar buraya geleli yaklaşık iki yıl oluyordu. Babasını küçücük yaşında kaybetmişti Yusuf.

Yüzümde küçük tebessüm ile arkamı dönüp sahil yoluna doğru yürümeye başladım, anlaşılan bugün de anneannemlerde kalacaktım.

  Çocukken arkadaşlarım Aslı ve İrem ile mahallede oyunlar oynardık aynı mahallede oturuyoruz şimdi de arkadaşız, üzüldüğümde aladığımda hep onlar yanımdaydı bazen onlarda kalırdım ve tabiki anneannemin yanına da giderdim onlarda kalırdım,  anneannem ve dedem beni annem ve babam dan daha çok severler bende onları çok severim herşeyi onlar bana öğrettiler onlar benimle ilgilendiler.
   
     Biraz daha yürüdükten sonra Caddenin aşağısındaki parka doğru ilerledim bir banka oturdum karşımdaki ağacı izleyip düşüncelere daldım.

"Merhaba" dedi tatlı bir ses.

Kafamı sesin geldiği yöne doğru çevirdim; kumral saçlı, ela gözlü çok tatlı bir çocuktu bu.

"Merhaba " dedim çocuğa gülümseyerek.

"Biz buraya geldiğimizden beri ağacı izliyorsun, sen ağaçlamı konuşuyorsun abla" dedi. Yüzünde biraz heyecan ve biraz da meraklanmış bir ifade vardı.

"Hayır, sadece düşünürken gözlerim orada takılı kalmış" dedim.

"Gözlerin çok güzelmiş, saçlarında Rapunzel gibi " dedi tatlı çocuk şirince gülümseyip.

"Teşekkür ederim. Otursana yanıma." Yüzündeki gülümseme gözlerine de yansımıştı. Yanıma oturup yüzünü bana doğru çevirdi.

"Senin adın ne Rapunzel"

"Benim adım Elis, senin adın ne bakalım ufaklık" dedim.

"Umut."

"Söyle bakalım Umutcuğum, annen nerede, tek değilsin değil mi?"

TUTUNMAK (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin