Mahallenin yokuşundan inerken hem okula hemde tepemdeki güneşe sövüyordum. Üniversiteye geçmiş olsamda hâlâ aynı mahallede ailemin yanında kalıyordum,bazıları için kötü bir seçim olsada benim için beleş yaşam gayet iyiydi bazen bunalsamda artık 20 yaşında bir üniversiteli olunca eskisi kadar karışmıyorlardı.
Sabahın sekizinde neden ders olurdu Allah aşkına hiç insafınız yokmu sırf okul için altı buçukta kalmıştım ben,
ben uykuya aşıktım ya! Öyle ki daha 6 yaşındaki kardeşim bile bana hep uyuyorsun, tüm gün yatıyorsun diyordu, Üniversiteyi başka şehirde mi okusaydım acaba?Bizim evden yaklaşık on beş dakika uzaklıktaki Aysel'in evine sonunda gelmiştim.İsmi gibi kendiside ay gibi bembeyaz bir tene sahip ve buna zıt kapkara saçlarıyla çok güzel bir kızdı ama ben biraz daha kapıda onu beklersem ne o güzelim saçlarına bakardım nede güzel yüzüne iki saattir kapıya vuruyordum ya!
Sonunda kapıyı dağılmış saçları ve pijamasıyla Aysel açmıştı. Bir dakika
pijamasıyla açmıştı, derse az bir süre kalmış ve o hâlâ hazırlanmamıştı bile!
Sabah sabah nerden geldiğini bilmediğim enerjimle kıza resmen çemkirdim,"Ya Aysel bu ne hâl?!" sabahları çekilmez olduğum doğrudur bazen kendimi be çekemiyordum.
Çemkirmemle Aysel yüzünü buruşturdu,gözlerini ovaladı ay cidden yeni kalkmıştı bu kız!
"Ne bağırıyorsun kızım ya hem ne okulu gruba yazdıkya iptal niye"
Ve o an dünyam başıma yıkıldı diyebilirim.
Ben sabahın altısında kalkmış üzerimi giyinmiştim sıcacık yatağımdan kalmıştım ya ben!
Aceleyle telefonumu elime almıştım dokuz civarı uyuduğum ve uykum bölünmesin diye sessize aldığım telefona baktım, sınıf grubuna girip son mesajları okudum, Allah'ım bir gün erken yatmistim bu günü mü buldu cidden grupta herkes yarınki dersin iptalinden bahsediyordu,
Ben o sırada ne mi yapıyordum uyuyordum.
Yüzümü Aysele döndüm tam bir şey diyecekken susturdu beni
"Hiç bakma bana öyle,sana her zaman şu telefonu sessize alma diyorum"
Kahretsinki haklıydı ama uyuyordum ve gecenin bir yarısı sacma sapan bir bildirme uykumu bölemezdim.
Uykuya aşık bir kızdım.
Oflaya puflaya geldiğim yönü geri döndüm Aysel'in arkamdan geveledigi lafları duymuyordum bile resmen boşa uyanmış, hazırlanmıştım!
Bir de şu yokuş vardı Allah'ım!
İndiğim yokuşu yavaş adımlarla çıkıyordum yokuşlardan nefret ediyordum eğer bir gün evlenirsem nerede düz bir yer varsa orada yasayacaktim küçüklükten gelen bir yukseklik korkusu da vardi uzun hikaye.
Adımlarım köşedeki pastaneye ilerledi sabah kahvaltı yapmayi sevmezdim ama açma,simit poğacalar o kadar güzel kokuyorduki hemde boşuna yürüdüğüm 15 dakika karnımı açıktırmıştı.
Eteğimi aşşagı çekiştirip üstümü duzelterek iceri girdim her an yakışıklı biriyle karsilasa bilirdim değil mi? Dikkatli olmak lazımdı.
Pastanenin kapısını yavaşça açtim burnuma gelen buram buram poğaça kokusu o kadar güzeldi ki daha çok açıktığımı hissettim resmen.
İçeri girdiğimde gözüm Ahmet amcayı ararken birine değdi
Bora abi
Pek haz etmiyordum onu benide sevmezdi zaten mahalledeki Annelerin ideal damat adayıydı; üzerinde koyu mavi bir gömlek ve siyah pantolonla kabul ederim ki fazla iyiydi.