Eve varmıştık. Melissa Joseph'e selam vermenin çabalarındaydı. Joseph bize doğru geliyordu. "Selam John" dedi. Sesi. Sesi muhteşemden bile öteydi. Bir komşu çocuğu nasıl bu kadar yakışıklı olabiliyordu ? Çirkin şansı dedikleri bu olsa gerek. Melissa yine benden daha şanslıydı. "Selaamm Joseeph" dedi sesinden yavşaklık akarcasına. "Selam" diye karşılık verdi adının Joseph olduğunu anladığım çocuk. Melissa önüme duvar gibi dikilmişti. Joseph'in sadece sesini duyabiliyordum. Joseoh kafasını eğip Melissa'nın arkasına baktı. Yani bana bakıyordu. Sağ eliyle Melissa'nın sol kolundan tutup onu yana çekti. "Bu minik de kimmiş" Oha. Bana ilk konuşma tarzına bak. Yakışıklı olduğu kadar ukalaydı da. "Siz bir büyük dedeyseniz benim bi suçum yok bay Morgan" dedim ve sırt çantamı kaptığım gibi kapının yanına doğru ilerledim. "Hey. Hadi ama şaka yaptım. John bu kim" dedi. Mahalle muhtarı mı bu ? Herşeyi bilmek zorunda mı ? "Kızım diyebiliriz Jomo. O da benim kızım" dedi John ve bana bakıp gülümsedi. Onu çok seviyordum. Bunca yıl Monica teyzeme ve Melissa'ya nasıl katlanmıştı ilgi meselesi oluyordu. Monica konuşmaya başladı zaten sussa şaşardım. "O benim kardeşimin kızı. Bazı aile içi problemleri olmuş. Artık bizimle kalacak. John, Melissa hadi içeri" dedi. Ne kadar gerizekalı bir teyzeye sahiptim, sanki o kendini beğenmiş ukala çocuk herşeyi bilmek zorundaymış gibi. "Hahah. Sanırım Moni beni kovuyor. Neyse görüşürüz" dedi Joseph. "Kendine iyi bak minik misafir" diye de ekledi. Arkamı dönüp duymazdan geldim. İçeri girdik. Teyzemlerde her zaman benim için bir oda olurdu. Çünkü bu ilk gelişim değildi. "Ben odama çekiliyorum" deyip odama çıktım. Ben odama geçtikten birkaç dakika sonra Melissa geldi. "Ee kuzen nasıl gidiyo" onu çekecek halde değildim. "Yalakalıpın lüzumu yok. Ne diyeceksen de ve s*ktir gir odamdan" dedim sinirli bir şekilde. "Çok bişey demiyeceğim kuzen. Joseph'ten uzak dur yeter" dedi. Nen de ayağa kalkıp Melissa'nın dibine kadar ilerledim. "Niye sevgili kuzen ? Onu elinden alacağımdan mı korkuyorsun?" teni solmuştu, sinirle soluk alıp veriyodu. "Şimdi sevgili kuzen odamdan uzak dur" diye ekledim. Sinirli adımlarla dışarı çıktı. Ondan yana bir endişem ya da korkum yoktu. Çünkü o korkağın tekiydi. Akşam olmuştu. Teyzem, John ve Melissa yemek masasına oturmuş beni bekliyorlardı. Aşağı inip "Siz yiyin benim karnım tok bir iki tur atıp gelicem" dedim. John her ne kadar itiraz etmeye çalışsa da sonunda dışarı çıkmıştım. Saat gece 9 u gösteriyordu. Eve gidesim yoktu. Eve gidersem Monica bir ton soru soracaktı. Düşğncelere dalmış yürüyoken uzun zamandır arkamdan gelen ayak seslerinin farkına varmıştım. Çok karanlıktı kafamı hafif arkaya çevirdim ama bişey göremiyordum. Adımlarım hızlanmaya başladı. Ben hızlandıkça o da hızlanıyordu. Çok paniklemiştim. Tanımadıpım bir sokakta biri beni takip ediyodu. Üstüne üstünlük bir de kaybolmuştum. Koşmaya başladım. Koşarken içimden kendime lanetler saydırıyordum. Evde kalsaydım kaybolmazdım. Ayak sesleri bana yaklaşıyordu. O kadar paniklemiştim ki ayağım takıldı ve yere düştüm. Hiçkimsenin bana dokunmamasına ramen "BIRAK BENİ LÜTFEN" diye bağıtmaya başladım. Çok korkuyordum. Gözlerimi açmaya bile cesaretim yoktu. "Buralarda yenisin sanırım güzellik" dedi. Sanırım bayılacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansızı Sevmek
RomanceMerhaba :) Ben Sumeyra wattpad a yazdığım ilk hikaye bu olacak. Olduğunca dikkatli ve yazım hatası yapmadan yazmaya çalışacağım. iyi okumalar ♥