Can alıcı bir şekilde tısladım, "Allison" bunun onu çıldırtığının farkındaydım tüyleri diken diken olmuştu. Allison kafasını kaldırıp masum bir şekilde gözlerini gözlerime değdirdi. Hisleriyle gözlerini hissetmiştim adeta. Beni zorluyordu. Beni istediğini biliyordum. Boğazından sıkıca tutup hafifçe yukarı kaldırdığımda bile hala etkilenmiş olduğunun farkında vardım.Bir şeyler mırıldanmaya başladığında elimi çektim. Pislik adi herifin tekiydim. Bu kıza ne yapmıştım böyle? "Üzgünüm Allison" dedim uyanmış erkekliğimi bir an önce uyutmak tek hedefimdi. Kafasını iki yana sallamıştı hayır anlamında. Tatlı Allison. Önünden ayrılıp arkamda bıraktığım bara bir göz attım. Bir ton kız var burada... Mesela şurada ki siyah saçlı iri gögüslü kadın bugün ki avım olabilir yada şu kumral olan. Neden benim için ölüp biten birini harcayayım ki? Elime yan masada ki içkiyi alıp bir dikişte bitirdim. Müziği içimde hissetiğimde gidip o kadınlardan birini seçicektim. Hazır olduğumda kolumu sıkıca tutup çeviren Allison'a bir göz attım. "Nereye?" dedi bir hışımla. Afallamıştım hesap mı soruyordu. Bana Daniel'a hesap sormakta neyin nesiydi. "Bunu mu izlemek istiyorsun?" derken yüksek sese aldırış etmemiştim.Hızlı adımlarla gözüme kestirdiğim bir kızın yanına gittim ve hızla dudaklarına yapıştığım da kadında şaşırmıştı.Aldırmadan onu daha istekli öptüm hızımı durdurmadan avımda ki diğer kumral kadınıda yanıma yaklaştırmayı başarmıştım. Yaklaştığını görünce kumralın belinden kavrayıp aniden onun okkalı dudaklarına yapışmıştım. Eminim Allison üzülmüştür. Daha sonra kumral saçlı kadının kıvrımlı belini okşamaya devam edip onuda yüz üstü bırakmıştım. Arkamı dönüp pür dikkat ona baktım.. Gözleri yaşla dolmuş olan Allison gerçekten fazlasıyla üzgün görünüyordu. Gözünden akıttığı bir damla göz yaşı benim için bir ateş olup yüreğimi yakarken onun gögüsünü ıslatmıştı. Boğazımda bir insanı öldürecek kadar acı vardı.Sanki üzerime bir yük binmişti ve tek yapabildiğim onları yutmak oldu. Yutkunmak ne kadar kolay gözüksede hiç hayatımda bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim. Bar masasının üzerinde duran çantasınıda alıp kafasını kaldırdı.Gözlerinde biriken yaşlar belkide öfkeydi yada kin bilemiyordum şuanda. Tanrım.. Daniel asla pişman olmazdı. Beni bu şekilde sınamamalısın. Allison çantasını da alıp ortada kaybolduğunda içimde bir burukluk hissettim. Barımın küçük demir merdiven korkuluklarına dokunduğumda havanın ne kadar soğuk olduğunu fark ettim yada ben üşüyordum. İçimi titreten bu merdiven korkuluklarından elimi hızla çekip ağır ağır üst kata çıktım. Büyük demir bir kapıyı açıp terasa gelmiştim. Tahta bir oturak ve aynı tonlara yakın büyük masaya yaklaştım. Usulca oturup eşsiz manzaraya göz attım. Eylül ayının serinliğimiydi bu gelen uğultu , yoksa bir sonun haberi mi?
Dalgalara kayalıklara her çarptığında irkiliyordum. Aldığım bir parça esrar mı yoksa hala saçma şeylerin arkasına düşmemden mi kaynaklanıyordu bu. Allison beni seviyordu evet, ben onu sevdiğime emin değildim.Diğer kızlar gibi kullanabilirimde ama bunu tercih etmememin sebebi neydi asıl anlamadığım buydu. Akşam saatleri saat 7 buçuk olmalıydı.Siyah polarımın cebinden çıkardığım marijuana'yı sarıp kalın dudaklarımın arasına yerleştirdim. Evet bu mükemmel ötesi bir şeydi. Sanki her şeyi unutuyordum. Arkada duyduğum ses fazla tanıdık geliyordu.Kafamı geri doğru çevirdiğimde. Yüzünü net göremediğim bir kız vardı ve yanında hemen hemen aynı yaşta olduklarını tahmin ettiğim bir kız daha. Ayağa kalkıp onlara doğru döndüm. Ne yaptığımın farkında dahi değildim. Derin bir ıslık öttürdükten sonra dönüp bakan kız öylece kala kalmıştı. "Daniel" dedi usulca. Çıkartmaya çalıştım fakat esrar gözümü kör etmiş olmalıydı. Sesi tanıdık geliyordu. Tanrım bu .. Allison olmalı, tatlı Allison. "Yardımına ihtiyacım var" dedim. Bundan önce içtiğim içkilerle birlikte kötü olduğumu anlamış olmalıydı. Zaten esrar bir metre öteden iğrenç ötesi kokuyordu. Yanıma yaklaştı. Koluma girip bana destek verdi. "Arabam var Allison" dedim "Bekle burada" deyip beni kayalıkların yanına otutturdu. Arkamı döndüm,ne yapıcağını merak etmiştim. Arkadaşına sıkıca sarılıp veda ettikten sonra yanıma oturdu. Elinin birini bana doğru uzatıp kararlı bir ses tonuyla ekledi, "Anahtar." Cebimi kurcalayıp arabanın anahtarını buldum. Küçük ellerinin arasına bıraktığım anahtarı avcunun içine aldı. Beni dikkatlice yerimden kaldırıp arabanın olduğu yere doğru yürütmeye başladı. Hiç konuşmuyordu. Buda neyin nesiydi böyle. "Neden susuyosun?" dedim. "Seni dinleyeceğim çünkü" derken beni şoför koltuğunun yanına oturtturdu. "Seni dinliyorum" dediğinde ne için beni dinlemek istediğini unutmuştum. "Neden" dedim hala vücuduna bakarken. "Niye bu kadar içtin?" dedi masumca. "Sebebi yok evime sür Allison" dedim. "Nerede?" "Bilmiyorum güzelim bilmiyorum" Gülümseyip devam etti "O zaman nereye?" O gülümsediğinde içim ısınmıştı. "Sana sür,senin evine."
On beş yirmi dakika sonra bir evin önüne park etti.Kendimi sakat gibi hissediyordum. Arabadan inip kapıyı kapattım. Bu eve bana kapılarını açtığı için ona minnetardım yoksa arabanın içinde tüm vücudum tutulunca orada kalkardım. Buda beni fazlasıyla etkilerdi. Kapının kilidini açıp kapıyı araladı. Eve ayağımı atar atmaz eski sevgilimin kullandığı yoğun çiçek kokulu parfüm etrafımızı sarmıştı. "Midnight rose" diye fısıldadığım da yüzüne en tatlı gülümsemesini yerleştirip, rahat olmam için bir koltuğa oturtturdu. Arkama yaslanıp kokuyu içime çektim. Eski sevgilimden dolayı değil , bu kokuyu böyle hatırlamadığımdan. Bu bana bambaşka gelmişti. Gözlerimi kısa bir sürelik kapattım. Açtığımda Allison önümde polarımı çıkartmaya çabalıyordu. Cebinde ki otları düşürmemesini umarak ona yardımcı oldum. Daha sonra rahat koltuğa boylu boyunca uzandırıp üzerime üşümemem için bir şeyler getirdi. "Düşünceli bir kızsın fakat bayılmak üzereyim" derken gözlerim kayıyordu. Uyku o kadar bastırmıştı ki kısa bir süre sonra yanıma sokulup geldiğinin yeni farkına varıyordum. "Hadi buradan kalkıp yatağına gidelim" dedim sessizce. Tamam anlamında kafasını sallayıp ayağa kalktı. Salondan çıkıp yatak odasına geldiğimizde yatağının büyük olduğu gözümden kaçmamıştı. Yatağına uzanıp yumuşak yastıkların arasında kayboldum. Yanıma uzandı put gibi duruyordu. Geçen gece onu fazla üzmüştüm, elini alıp gögüsüme koydum. Bana iyice sokulan Allison'ını saçını sıkıca öptüm. "Geçen geceki aptallığa içtim, fakat benimle olmamalısın Allison. Ben adam bile değilim,Adi herifin tekiyim." derken sesimin titrediğinin farkına vardım. Elini dudaklarıma götürüp işaret parmağını dudaklarımın üzerine yerleştirdi. Parmağına küçük bir öpücük kondurup elini sıkıca kavradım. Sanırım bu kadın kendini bu yüzden özel kılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forget me not
Roman pour AdolescentsMükemmel bir ailenin yıkılış anı geliyor gözlerimin önüne, yutkunuyorum. Mükemmel ailemi kaybediyorum arkama dönüp baktığımda kül,toz,toprak ve büyük bir yıkıntı içerisindeler. Öldüler... Onları kaybetmenin hüznü ile kendimi kaybetmem mantıklı değil...