7 Haziran 2379

115 9 1
                                    

Kapının önünde uyuyakalmisim ve sabahın ilk saatlerinde yabancının sarsmasiyla uyandım neye uğradığımı şaşırmadım. Uyuyakalmistim. Aslında savaş çıkıp askere alınmadan önce uykuya bu kadar düşkün biri değildim. Bazı şeylerin değeri kaybedilince daha iyi anlaşılıyor. Evli olmadığım ve annemle babamı genç yaşta kaybettiğim için beni ilk kafileyle askere aldılar bir haftalık eğitimden sonra piyon olarak oradan oraya sürdüler. Şanstan olsa gerek ilk kafileden hayatta kalan tek isimdim. Hayatta kalmamın tüm açıklaması da zaten şans, sanştan ibaret bir yaşam ve sağolsun hiç yüzümü kara çıkarmadı şans. Kadim bir dost gibi yada bir eş gibi gittiğim her yerde şans gelirdi yanımda.

Kalktım yabancı yolculuğa hazırdı. Patron dan kaçmak onun için geçmişten kaçmaktı. Ama geçmişi sağ cebinde taşıyordu ve uyurken pek de koruyamıyordu .

Beni şaşırtan şey öç alma duygusunu bu iri adamda olmayışıydı. Sadece kaçmak istiyordu ve kaçıyorduk.

Yabancıya arayı kurmuştuk. Yol boyunca sohbet ettik eski hayatlarimizdan bahsettik yine isimlerimizi sormadık. Farklı bir dostluk olmuştu yabancıya aramızda, eskiden polismiş. Hiç olmayan dostum gibiydi ve birlikte Patrondan kaçıyorduk.

Yürüyorduk kasabada çıkıp ormanlık bir alana geldik yürümeye devam ettik. Bi çığlık sesi duydum bi bayan çığlığı. Yabancıya göz göze geldik sesin geldiği yere  gitmeli miydik? Sonra aynı çığlığı duyduk  ikincisi, bu daha uzun ve ictendi. Dayanamadım yabancıya dönüp

"Onu bulmaliyiz" dedim. Cümlemi bitirir bitirmez bir çığlık daha ileride geliyordu bi ok çektim yayıma yerleştirdim ve koşmaya başladım yabancıda arkamda. Çok hızlı koşuyorum yabancı cüssesini kaldıramıyordu ve arkamdan yavaşça koşuyordu. Koştum koştum ve sonra bi bayanın ayağının üzerine bir ağacın devrildigini gördüm ayağının açısından bağırıyor diye düşündüm. Yavaşça yanına gittim. Okumu yayimdan çektim tam bayanın yanına konuşmak için eğildiğim anda cevremi 3 kişi sardı. Hemen oku yayıma yerleştirdim ve birine doğrulttum. Yerdeki kadın yavaşça ayağını ağacın altından çekti ve elinde tabanca olan  adamın yanına gitti. Tabanca bana dönüktu ve ben bu durumdan nefret ediyordum. O An yabancı aklıma geldi bağırıp gelmemesini mi söylemeliyim. Yada tek olduğumu sanıp benden başkasını ölümüne sebep olmamalıydım beni öldürdükten sonra onu da öldürebilirlerdi. Elinde tabanca olan zayıf esmer orta boylu olan

"Oku indir" dedi. Çok zeki olmalıydı bende tam oku indirmeyi düşünüyordum. Gayet iyi bi cevapta bunu sesli de soylemeliydim.

"Çok zekisin bende tam indirmeyi düşünüyordum. " dedim ve yayı iyice gerdim. Yanındaki iki adam gülmeye başladı.  Ama esmer çocuk bakış atınca sustular. Elinde tabanca olan zayıf esmer çocuk bu sefer

" O zaman çantanı buraya doğru fırlat ve yürüyerek git. Yoksa buradan ölmeden çıkamazsın. " dedi. Bu hafta içinde bu 2. Ölüm tehdidiydi ve bu benim artık canımı sıkmaya başlıyordu bunu düşünürken esmer olanın arkasındaki ağaçta bi kıpırtı gördüm. Daha dikkatli baktığımda yabancının  olduğunu gördüm eline iki tane bıçak almıştı ve bana elinde tabanca olan adamı işaret ediyordu. Algılamam biraz geç oldu ama sanırım elinde tabanca olan adamı öldürmemi istiyordu.

"Pekala" dedim zaman kazanmak için "Çantayı size doğru fırlatırım  yeterki ateş etme"  dedim yabancı iyice yaklaşmış iki adama elindeki bacakları atıp ikisini de oldurebilecegi bir mesafeye gelmesi gerekiyordu derken bir ses duymuş olmalılar ki arkaya dönmek üzereyken onlara doğru bir adım attım ve bana döndüler bu sırada yabancı saklandığı ağacın arkasından çıkmış adamların birine bıçağı firlatmisti tam o anda bende oku silahlı adamın gözüne fırlattım tam istediğim yerden vurmuştum yine . Askere alınmadan önce hobi olarak okçuluk yapıyordum ok atmakta üzerime tanımam. Son bir adam ve kadın kalmıştı. Adamın elinde uzun bir kılıç vardı ve dostuma doğru koşuyordu hemen ok çantada bir ok daha çıkardım ki arkadan sopayla kafama hızlıca vurdu biri yere düştüm. Dönüp baktığımda yine o kadın olduğunu gördüm. Sopayı ard arda vücuduma indirmeye başladı o sıra dostudan başka birşey düşünemiyordum. Kadına  çekmeyi taktım ve yere düşürdüm sonra  elimdeki oku göz bebeğine sapladım ve çekip çıkardım  yayıma  taktım oku. Elinde kılıç olan yabancı dostumun peşindeydi. Bende o adamın bir süre sesleri takip ettim  tabi bir sure  sonra sesleri ve ve az çok görünen iki adamı kaybettim . İzleri takip etmeye başladım daha önce avcılıkda yapmıştım. Yerde  kan  lekeleri vardı. Kanlar daha tazeydi. Ve gittikçe artıyordu . Boğuşma izleri de görüyordum. Yavaşça ilerledim ilerledim ve yerde yüzüstü yatan bir adam gördüm. Hemen koştum önünü dönderdigimde yabancının  peşine düşen adam olmadığını gördüm ama kanları daha tazeydi. Bizden başka birileri daha vardı bu ormanda ama kim. O sırada arkamdan biri omuzuma dokundu  geri kaçtım ve oku doğrultuğumda yabancı dostum olduğunu gördüm. Yerdeki cesede bakıyordu.

"Burada yalnız değiliz ha?" dedi ve güldü. Nasıl gülebiliyordu. Şaşırıyordum ilk gün beni gökdelenin yebesinde öldürmeye çalışan yabancı dostum geri gelmişti bende gülümsedim

"Evet değiliz" dedim ve yürümeye başladık. Kuzeye gittikçe ormanın sonunda doğru geldik küçük bi kulübe vardı dağ başında bir yerde geceyi burada geçirmeye karar verdik ve etrafıkolaçan ettikten sonra kulübüye girdik tam güvenliği sağladıktan sonra küçük bir ateş yaktık ve oturmaya başladık küçük bi sohbetten sonra yine yabancı uyudu ve nöbet yine bana kaldı. Bu sefer uyumamaliydim.

Son SavaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin