8 Haziran 25 79

66 5 0
                                    

Tabiki uyumuştum ve bedelini hayatımızla ödeyebilirdik. Uyandığımda ikinci kez gırtlağıma dayanmış bir bıçakla göz göze geldim. Artık bu durumdan sıkılmaya başlamıştım.

Gece yaktığımız ateş klubenin az ilerisinde kamp kuran bir grubun dikkatini çekmiş. Bizi Patronun devriyelerinden biri sanmışlar ve sabaha doğru klubemize arka odanın camından girmişler. Sabah uyandığımda da boğazıma dayanmış bir bıçak. 3 kişi vardı karşımızda ve daha kalabalık oldukları kendilerine olan güvenlerinden belliydi. Silahımi bacağımi aldıktan sonra duvarın önünde diz çöktürüldük. Zayıf celimsiz olanı silahı bana doğrultmuştu sanırım güçsüz halka olarak beni görüyorlardı.

"Ne işiniz var burada? " diye sordu en uzunu

" Güneye gidiyoruz bir geceliğine burada kaldık " dedi dostum olan yabancı.

" Yaktığıniz ateş kasabanın girişinden bile belli oluyordu bu ne cesaret Patronun adamları misiniz? " dediler kin dolu bir sesle
" Patronun devriyesinden korkmayın şehirde hallettim hepsini iyi iz süremiyorlarsa bizi bulmaları imkansız "dedi yabancı.

Bu karşı grubu rahatlatmıştı. Patron herkese korkuyu aşılamıştı

Korku aşılayan tek şey Patron değildi karşımdaki üç kişiden de korkuyordum. Nasıl bir dünyada yaşıyorduk dostum olan yabancı (ki bu olaydan da ölmeden kurtulursak ilk yapacağım iş adını sormak olacak) çok sakindi yerinden kıpırdadi sırtını diklestirdi

"sanırım bi gurubunuz var" dedi uzun boylu köşede olan adamın yüzünde anlamsız bi ifade oluştu "Kaç kişisiniz?" diye sordu arkadaşım.

Uzun boylu yabancı bu kadar sakin davranmadi sorulan sorudan rahatsız olmuş olacak ki "Baş edebileceginizden kalabalığız. " dedi. Dostumun sorduğu soruyu bi tehdit olarak algılamisti ve grubun başında o uzun boylu adam vardı sanırım korumaya çalışıyordu ama bi Grubu yönetmek için fazla salakti bunu söylememin sebebi silahını bana doğrultması değildi tabiki gerçekten salak bi tipi vardı.

Dostum "iyi o halde bizden korkmaniza gerek yok bırakın gidelim." dedi. Çok mantıklı gelmişti bana ama uzun boylu adamla aynı şeyi düşünmuyorduk.

Uzun boylu adam zorlama bi kahkaha attı "sonrada bizi öldürün" dedi. Çok şaşırdım bu hoşuma gitmişti iki kişiydik ama tehdit olarak algilaniyorduk karşıdaki insanlar onları öldürecegimizden korkuyordu bu hoşuma gitmişti.

"Tek çözüm yolu ölmek yada öldürmek olduğu dünyada hiç kimse kimseye güvenmesin ve geride kalan bir avuç insan birbirinden korkup kacsinlar ve buldukları yerde birbirini girtlaklasinlar öyle mi? " diye bağırıp ayağa kalktım ve sözlerime" Hadi vur beni sizler bizi öldürün başkaları da sizi bakalım insan oğlu..... " cümleyi bitiremeden boynumda tanıdık bi sizi hissettim ve gözlerim yine kararıyordu. Neden iyi şeyler tekrarlanmiyordu ki. Boğazıma dayanmış bir bıçakla uyandıktan bir süre sonra bayılmak zorunda miydim? Daha sebebini bile bilmiyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 08, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Son SavaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin