Kimsin sen?

198 38 221
                                    

Düzenlenecektir.

...

Kulaklığımda ki cızırtı yağmur sesini bastırıyordu. Yeni aldığım beyaz ayakkabılarım kirli yağmur suyuna bulanmıştı. Bugün neden bunları giydim ki? Okul formamın üzerine ince sarı bir hırka vardı. Etrafımdaki insanlar, kalın montlarını giymiş atkı ile boğazlarını sarmıştı. Hava o kadar soğuk muydu ? Bilmiyorum , sanırım soğuğu hissetmiyorum.

Trafik ışığının yanında bekliyordum. Normalde asla bu yolu kullanmam . Bugün garip bir gündü ; çünkü ben şu an bulunduğum konuma anlam veremiyordum. Uzun bir tatilden sonra okula geri dönüyordum. Galiba üzerimdeki gevşekliği tam olarak üstümden atamadım. Gözlüğümü ellime aldım . Üstünde ki su damlacıkları silmek için okul tişörtümün kenarı ile silmeye başladım.

O an belime bir darbe aldım ve yere kapaklandım. Beni iten kişiye baktım. Benim yaşlarımda üstünde bizim okulun forması olan kahverengi saçlı , yüzünde minik bir ben olan , anlı ter içinde bir çocuk gördüm. Elleriyle özür dilerim gibi hareketler yapıyordu ağzını da oynatıyordu ; ama ben onu duyamıyordum. Hızla yanımdan uzaklaştı . Arkasından orta yaşlı göbekli kasap önlüğü giymiş ; ama ellinde oklava olan bir adam çocuğun peşinden koşuyordu. Çocuğun , arkasından sesleniyordu fakat ben yine ne dediğini duyamıyordum.

Ayağa kalktım. Okul pantalonum yağmur suyuyla ıslanmıştı. Suyun pantolonuma işleyişini hissetmiyordum. Kulaklığımı çıkardım. Zaten bozuk olan bir şeyi neden takıyordum? Etrafımdaki insanlara baktım. Kaç dakikadır burada bekliyordum. Yeşil ışık hâlâ yanmamıştı. Beş ya da belki yirmi dakika zaman kavramı sanki şuan yok olmuştu. Etrafımdakileri incelemeye başladım. Bu garipliği sadece ben mi hissediyordum?

Karşı kaldırımda ki ufak sarışın pembe montlu bir kıza odaklandım. Gözlerimi ondan uzaklaştırmak istesem de bunu başaramıyordum. Küçük kız aniden yola zıpladı. Onu uyarmak istedim. Fakat bedenim istemsizce buna karşı çıkıyordu. Küçük kız ayağında ki lastik botlarla yolun üstündeki su damlacıkların üstünde zıplıyordu. Her şey o kadar hızlı gerçekleşti ki minik kızın tatlı gülümsemesi son buldu. Karşıdan gelen büyük hızlı bir araba, kıza çarptı. Gördüğüm tek şey yağmur suyuna bulanmış kandı. İnsanlar kızın başına toplandı . Annesi olduğunu düşündüğüm bir kadın panikle oradan oraya koşturuyordu. Büyük ihtimalle çığlık da attıyordu. Fakat ben sesleri duyamıyordum.


Olayın verdiği şokla oraya çakıldım. Biraz ilerde büyük bir kargaşa vardı fakat ben ne bu ortamı ne  hissedebiliyor ne de duyabiliyordum. Ayaklarım istemsizce kızın cesedine doğru yöneldi. Etrafımdaki kalabalıktan cesedi göremiyordum.


Kızın öldüğüne neden bu kadar eminim bilmiyorum ama zihnimden geçen tek kelime " Ceset "idi. Biraz daha yakınlaşıp ; küçük kızın minik ve ezilen cesedini gördüm. Kafatası kanla kaplıydı. Karşımda kana bulanmış bir et parçası duruyordu. Cesetten gözümü alamıyordum. Birden kalın bir elin omzuma dokunduğunu hissettim. Arkamı döndüğümde siyah mat bir maske takmış gözü ve ağzı bile görünmeyecek şekilde kaplanmış siyah ceketli benden çok daha uzun ve yapılı bir adam vardı. "Kimsin sen ? " Diye bir ses duydum. Bunu bu adam mı söyledi bilmiyorum ses çok buğuluydu . Aniden Karnımda bir baskı hissettim. Kocaman bir bıcağı karnıma saplamıştı. Acıyı da hissetmiyordum fakat bu sefer çığlık atabildim. Duyabiliyordum , kafamın içinde dönen çığlıklarımı...

🍁
Cama vuran yağmur sesi ile uyandım.  Gördüğüm rüyanının şokuyla terler içinde kalmıştım. Yatağımdan doğruldum. Ellim istemsizce karnıma gitti. " Kabus , kötü bir kabus diye içimden geçirdim."
Yatağımdan kalktım çıplak ayaklarım soğuk zemine değince irkildim. Anlamsız rüyalar görmeye alışkın biriydim. Ama bu sefer ki rüyam çok gerçekçiydi. Doğrulup sıcak yatağımdan kaltım. Hâlâ uyumak istiyordum.  Perdeye yöneldim.

Ölü YüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin