0.3 | Yılan Hikayesi

1.1K 85 216
                                    

Günler su gibi akıp geçerken çoktan bir ay geçmişti bile, geçtiğimiz bu bir ay içerisinde Harry ve Severus birbirlerine karşı artık daha yakın ve samimiydiler, fakat öte yandan Draco ve Ron da pes etmeden inatla Severus'a iş atmaya devam ediyorlardı. Draco, sadece Severus' a iş atmakla kalmıyor aynı zamanda Harry'e de yürüyordu, onların bu halini gören Ron bıkkınlıkla başını iki yana sallayarak okulun git gider kerhaneye benzediğini düşünürken bu sırada Pansy'de Hermione'ye yürümüş fakat Hermione'nin gönlü Blaise de olmasından ötürü ona pas vermemişti.

Yine Harry ve Severus'un Astronomi kulesinde kaçak köçek gizlice yaptıkları bir öpüş kokuş seansının ertesi günü iksir dersinde Harry, Ron ve Draco yan yana dizilerek kazanlarının başlarına geçtiler. Draco son derece yavşak bir gülümsemeyle kolunu Harry'nin omuzuna atıp yanağından bir makas aldı.

"Nasılsın çiçeğim?" diyerek göz kırptığında Harry utanarak kızarmış ama sarışına sırıtmaktan geri de kalmamıştı.

"İyi sarı kafa, sen nasılsın?" dedi gayet cilveli bir şekilde, Harry, Draco'nun ona asılmalarından asla rahatsız oluyormuş gibi görünmüyordu. Ron bu ikilinin davranışlarına göz devirerek kızıl saçlarını karıştırdı.

"Yahu madem birbirinize iş atıp cilveleniyorsunuz, şu Snape'i de bana salın abi."  dedi isyan ederek. Draco anında Harry'den ayrılarak ciddi bir ifadeye büründü.

"Anca rüyanda çilli göt!" dediğinde Harry omuzlarını silkip cevap verme tenezzülünde bile bulunmadı. Çünkü zaten biricik iksir hocaları Harry'e aitti. Yan, öyleydi değil mi? Harry, Severusla olan +18'li dşüncelerinin içinde kaybolmuşken sınıfın kapısı çarparak açılmış ve Snape o soğuk havasıyla birlikte sınıfa girmişti.

"Bugün ki koumuz Amortentia."

*

Dersin sonuna doğru iksirlerini bitirmişlerdi fakat Harry Draco'ya her ne kadar sırnaşıp yanaşmaya çalışsa bile sarışın çocuk iksirini bitirdikten hemen sonra ona soğuk ve farklı davranmaya başlamıştı.

"Sarı kafa iyi misin? Ne oldu?" dedi Harry onun yanına otururken, Draco onu iterek yüzünü buruşturdu.

"Git başımdan." Harry, Draco'nun onu itmesine çok şaşırsa bile bir şey söylememeyi tercih etti, onunla uğraşıp, ısrarla iyi olup olmadığını kontrol edecek değildi. Kimsenin annesi yada babası filan değildi sonuçta, hem kendisinin bir an önce gidip buluşması ve öpüş kokuş yapması gereken bir sevgilisi vardı.

*

Bu sırada Severus sabahtan beri peşinde dolanıp duran kızıl kafalı çocuk yüzünden sinir krizi geçirmenin eşiğindeydi. Evet biliyordu, gerçekten çekici ve karşı konulmaz bir çekiciliği vardı ama bunlar onun elinde olan şeyler değildi. Bütün öğrenciler onun peşinden koşup duruyordu, bu onun genellikle hoşuna gitse bile bazen can sıkıcı olabiliyordu. Adamın ilgisi ise koca okulda sadece tek bir kişiyeydi, o kişi de, sabahtan beri onun peşinde dolanıp duran kızıl kafalının en yakın arkadaşıydı.

Adam daha fazla dayanamayarak birden durup peşinden gelen çocuğa soğuk bir surat ifadesiyle baktı.

"Bir şey mi diyecektiniz Bay Weasley?" adam şuan sadece büyük salona gidip huzur içinde yemeğini yemek ve daha sonrasında küçük sevgilisiyle buluşup öpüş kokuş yapmak istiyordu.

"Hayır." dedi Ron çekici olduğunu düşündüğü bir sırıtmayla, bu konuda kesinlikle hakkı vardı çünkü utanmasının etkisiyle yanaklarına yayılan pembelik ve çilleriyle oldukça çekici ve tatlı görünüyordu.

"Büyük salona gidiyordum." dedi yüzündeki tatlı sırıtmayı bozmadan.

''Ah, öyle mi?'' dedi Snap'e bir kaşını kaldırarak, bu sırada biraz Ron'un üzerine de yürümüştü ve bu Ron'un kendisinden emin olan duruşunun bozulmasına neden olmuştu.

''Nedense, bana pek öyle gelmedi Bay Weasley.'' diyerek onu iyice duvara sıkıştırdı. Bu sırada Ron, ona bu kadar yakın olduğu için gerçekten çok heyecanlanmıştı, öyle ki kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu ve çocuk hafiften tüm vücudunun sıcakladığını ve terlediğini hissetmeye başladı.

''Başka ne yapıyor olabilirim ki profesör?'' kısık ama bir sesle söylediğinde Snape tek kaşını kaldırarak bakmıştı ona, ama buna verecek bir cevabı olmadığı için yavaşça uzaklaştı Ron'dan.

''Önden buyurun lütfen.'' dediğinde Ron yutkunmuş ve Snape'in önüne geçmişti. Tekrar yürümeye başladıklarında Harry hemen duvarın diğer tarafına sinerek saklandı.

Olan biten her şeyi uzaktan bizzat kendisi görmüş ve gerçekten her şeyi çok yanlış anlamıştı. Snape ve Ron'un bu derece yakınlaştıklarını gördüğünde, Snape'in onu aldattığını düşünmüştü. Aralarında bir şey yoksa adam neden kızıl saçlı çocuğa bu denli yakınlaşarak onun üzerine gitsindi ki? Gördüklerini düşündükçe kaşları çatıldı, kendisini kandırılmış hatta aldatılmış hissediyordu. Gerçekten olanlara inanamıyordu, Snape ona bunu nasıl yapabilmişti? Nasıl onu aldatmaya cürret ederdi hem de en yakın arkadaşıyla birlikte. Ron'a kızamıyordu, çocuğun onların ilişkisinden haberi bile yoktu ama Snape....

Sakinleşmek için bir süre daha olduğu yerde kalarak derin nefesler aldı, Snape kesinlikle Ron'un kalçalarını rahatça izleyebilmek ve dikizleyebilmek için onu önüne geçirmiş olmalıydı. Bu düşünceyle gittikçe daha da çok sinirlenirken mümkünmüş gibi kaşları daha da çok çatıldı. Bunun hesabını elbette ki o şerefsizden soracaktı. Büyük salona girdiğinde Ron'un büyük bir sırıtmayla arkadaşlarıyla konuştuğunu gördüğünde gözlerini devirdi ve Slytherin masasına doğru yönelerek Draco'nun hemen yanına oturdu.

"Naber sarı?" dediği zaman Draco hariç herkes gözlerini devirmişti.

"İyiyim gülüm senden naber?" diyerek kolunu Harry'nin omuzuna atıp kendisine çekmişti. Harry bir gözüyle Snape'e bakarken cilveli bir şekilde Draco'ya doğru döndü.

"Bugün iksirden sonra ki o tavrın, tribin neydi lan Sarı?!"  dedi çatık kaşlarıyla fakat Draco sadece yan bir şekilde gülümsemiş ve onun yanağından bir makas almıştı.

''Sinirliydim yavru kuşum, olur öyle arada. Hadi sen yemeğini ye.'' dedi Draco ve tamamen susması için onun ağzına bir kaşık dayadı. Bu durumdan Harry dışında rahatsız olan biri daha vardı... Snape olan biteni kalkık kaşlarıyla izliyordu, yoksa Harry ve Draco arasında kendisinin bilmediği bir şey mi vardı? Ah anlaşılan gerçekten de öyleydi.

Bütün katkılarından dolayı canım edam slutyredsonia a teşekkür ederim (hayır genetics yazmicam banane diyor soranlar için)

Severus'un HaremiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin