3.

15 1 0
                                    

Multimedia : Morphia - Sallandım

Ölümün bir bedene bürünüp  temelini oluşturduğu kabusumdan uyandığımda terler içindeydim.
İlk başta olduğum yerin farkına varamadığım için kısa süreli bir afallama yaşadım.
Sonra, idrakımla beraber gözlerim, yatağın çaprazındaki duvara asılı saate kaydı.

03.25

Herkesin uykuda olduğu düşüncesi beynimin duvarlarına otururken üzerimdeki ağır yorganı kaldırdım.
Üzerimde sadece, bol, siyah ve yıpranmış tişörtüm vardı.
Çıplak bacaklarımdaki ter, ne kadar ummalı bir kabus gördüğümü gösteriyordu.

Uyku sersemi beynimle altıma bir şey geçirmeden, çıplak bacaklarımla odadan çıktım.
Biliyorum, aptaldım.
Uzun ve çok kapılı hole çıkarken sessizdim. Aşağı kata inen merdivenlere doğru adımladığım anda kulağıma gelen nefes sesiyle adımım  taş kesilmiş gibi havada kaldı.

Ses yukarı çıkan merdivenlerin sonundan geliyordu, çatı katından.
Oldukça sık olan nefes sesleri yukarı çıkmam için beni meraklandırsada bunu yapmadım.

Biri spor yapıyor olabilirdi.
Kabus görüyor olabilirdi.
En iğrenç ihtimalle, sevişiyor olabilirdi.
Kız - erkek beraber yaşanan bir evde, hiç de imkansız bir ihtimal değildi bu.

Sesleri hiç duymamış gibi yaparak yavaşça aşağı indim.
Salon karanlık ve boştu.
Ormanı, korkutucu bir tablo gibi gözler önüne seren cam duvarın önündeki tekli koltuğa oturdum.
Dizlerimi kendime çekip kollarımı etrafına sardığımda küçücük olmuştum.
Çenemi dizime koyarken sessizlik koca pençelerini üzerime doğrultup beni siyah pelerininin altına çekti.
Oldukça temiz duran camda özlediğim esmer yüz belirdiğinde, göz yaşım, sanki pusuda yatıyormuş gibi anında gözüme dolmuştu.

Yaş alt kirpiğime takıldı ama akmadı, orada kaldı.

Onu özlemiştim, onu çok özlemiştim ve bu geçmeyecekti.
Gelip sıcak avuç içleriyle yanaklarımı avuçlayıp,'şakaydı' demediği sürece geçmeyecekti.

Kafamı kanepenin sırtına yaslayıp gözlerimi kapattım.
Gördüğüm şey karanlık değildi, aynı esmer yüzdü.
Dakikalarca orada öylece, gözüm kapalı şekilde oturdum.
Göz kapaklarımın altına işlenen resim de benimle kaldı, gitmedi.

Lanet altıncı hissim kuvvetliydi.
Ve yine lanet olsun ki dakikalardır karşımdaki kanepede oturup beni dikizleyen kişiyi göremesemde hissediyordum.
İç güdülerime okkalı bir küfür savururken pozisyonumu bozmadım.

Kulağıma ulaşan yavaş ve ağır adım sesleri fazla yakınımda değildi.
Hatta öyle ki, adımlar gittikçe uzağıma atıldı.
Karşımda beni izleyen kişi kimdi bilmiyordum ama oradaydı, hissediyordum.
Ki duyduğum adım sesleride bunu tasdiklemişti.

Gözümü açtığım an boş salonla karşı karşıya kaldım.
Gözüm anında uzun ve ahşap merdivenlere giderken üst katın holündeki merdiven korkuluklarının önünde duran zayıf bedeni görmemle neredeyse çığlık atacaktım.
Kalp krizi geçirmeme ramak kala o kişinin Afra olduğunu anladım.

Üzerindeki, beyaz renkli, şort ve tişört takımı geceliğiyle merdivenden inip yanıma geldi.

"Bu saatte neden uyanıksın?" diye sordu yüzündeki sıcak tebessümle.
Bu evdeki iki hemcinsimin samimiyetine asla karşılık veremiyordum.

KATRE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin