Gökyüzü. Ne kadar çok renk barındırıyor içinde.
Kimi yerlerde yeni doğan güneşin ışınlarıyla beraber, kimi yerlerde batışının güzelliğini sergiliyor.
Kimi yerlerde yıldızların altında mehtaba tutulmuş insanlara gülümsüyor.
Ne garip!
Ya ben n'apıyorum?
Sanırım aradığım bu sessizlik pek fazla uzun sürmeyecek.
Bu tatlı rüzgar beni daha ne kadar sarhoş edebilir?
Hastanelerin çok sıkıcı ve bunaltıcı olduğu doğru ama kalabalıktan uzaklaşıp biraz yükselmek çok daha iyi geldi diyebilirim.
Tabii bu yükseklik hastanenin çatısı olunca pek de uzaklaşmış sayılmam.
Daha beş dakika bile olmadı ve beni çağırıyorlar.
Gitmem gerek.
***
Mervidenlerden telaşla ve çok ciddi bir ifade ile koşarak acile indim.
Yine bir kausun içindeyim. Zincirleme kaza falan olmalıydı. Bu kadar insan bir anda acilde kanlar içinde yatıyorken başka ne düşünebilirim?
Ama hayır bu tamamen bir tesadüf ve hepsi farklı vakalardı.
Ben ise alanımda olan vakayı aranırken beyaz önlüğümün derin bir dürtüyle çekiştirildiğini hissettim.
Sağıma döndüm ve sonra soluma. Sanırım biraz eğilmem lazım. Çünkü bu minik çocuk sesini bana duyuramıyor.
Dizlerimi hafifçe büktüm ve ona baktım. Mırıldanarak:
- Sen...
- Doktor Abla !
O daldığım dünyadan kendimi yarı soyutlamış bir şekilde sordum:
- Efendim canım?
- Annemle babamı bulamıyorum. Neredeler biliyor musun?
- Senin adın ne bakalım?
-Umut.
-Annenle baban kim peki?
-Annem Tuğba ve babam da Turgut.
-Hmm...
Yarı kanlı ve hâlâ temizlenmemiş kirli yüzü benden ısrarla bir cevap bekliyordu.
İçinde minik parıltılar barındıran zeytin gözleri ve tek tük alnına düşmüş koyu saçları, konuşurken ellerinin birbirine temas edişi, gözlerindeki o derin bakış...
Ah! Kayboluyorum.
Anılarımın, hayallerimin hatalarımın ve daha birçok maziye gömdüğüm şeylerin içinde boğuluyorum.
Yüzündeki ufak tefek de olsa o derin çizgiler bir anda dikkatimi dağıtıyor.
Küçücük ve bir o kadar tatlı görünen o elleri hafifçe tutarak:
- Anne babanı bulmadan önce şu yüzündekilerden kurtulmak ister misin?
- Nasıl yani?
- Annene temiz ve güzel görünmek istemez misin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALIN HÂL
ChickLitbirçok ruha ev sahipliği yapmıştı bedeni fakat şimdi en güzel halindeydi kendiyleydi yalın hâl deydi uzun hikaye ama sonuna kadar gülümsemeyi unutma :)