Bitmişti.
Ertesi gündeyim. Yalnız, sessiz...
Odamda tek başımaydım.
Ve bir başınalığımı kutlamıştım sabaha kadar; ağlayarak.
Şimdi silinmesi gereken ne çok şey vardı. Ondaki ben ve bendeki o... Biz...
Sahi ne kadar olmuştu biz olalı?
5 ay 28 günmüş. 6 ayımı yedikten sonra bitti her şey.
Biz bittik diyorum günce. Bir daha başlamamak üzere bittik.
***
Telefonun sesine uyandım. Sabahın 8'inde Mira arıyor.
Ben telefonumun sesini ne zaman açmıştım ki ?
Her neyse...
— Efendim?
— Kızım nerdedin sen!? Öldüm meraktan burda. Kaç kere aradım, mesaj attım. Haber versene! Aklım çıktı sana bir şey oldu diye.
— Uyuyakalmışım. İyiyim ben.
Bunu maskaramın çeneme kadar aktığını ve rujumun yüzüme bulaşmış olduğunu gördüğüm aynaya bakarak söylüyordum. Aynen Sinem çok iyisin!
— Yalan söyleme! Değilsin işte biliyorum ben.
— Mira... Daha sonra konuşsak olur mu? Biraz tek kalmaya ihtiyacım var.
— Peki. Nasıl istersen...
Telefonu kapanınca gördüm asıl manzarayı. 98 cevapsız arama ve 76 mesaj... Kimden mi tabii ki Semih' ten.
Mesajlara bakmaya tenezzül etmeden bildirim panelinden sildim. Önemi yoktu. Ne derse desin bitmişti bu sefer.
Kalkıp boy aynamın karşısına dikildim. Ağladıktan sonra gözlerimin rengi belirginleşmişti. Açık kahve ve sarı karışımı bir renkti bu. Dudaklarım şişti ve böyle daha bi harikaydı. Yine de iyiydim. Sabaha kadar dağıtsam da şimdi toparlama vaktiydi.
Saçlarımı bozdum, elbisemi yatağımın üzerine fırlattım. Prensesliğimi bir kenara bırakıp savaş gardımı alma vaktiydi.
Duşa girdim ve yüzümdeki lekeleri teker teker çıkardım. Bedenimdeki tüm izleri çıkardım. Peki ya ruhumdakiler?
Bir örümcek ağı gibi düşünün ruhunuzu. Yakalanan her bir böcek o ağda iz bırakmaz mı? Ve ben yine tamir edip örsem de o ağı, eskisi kadar kusurusuz olur mu sizce? Olmaz.
Annem odamdaydı. Dünü soracaktı bana. Ne anlatayım ki sana şimdi; yediğim kazığı mı?
— Geldiğini duymadım. Sabaha karşı mı geldin yoksa?
— Yok anne seni uyandırmadan girdim içeri. Çok geç değildi zaten. Biraz erken geldim ben hatta, kötü hissettim de kendimi...
— Bir şey mi oldu yoksa?
— Yok, olmadı. Hasta oldum sanırım. O kadar ince giyinip terli terli soğuk içecek içersem olacağı bu tabi.
— E ben hep sana diyorum kızım ama dinlemiyorsun.
Nasıl geçti gecen bakalım? Şarkı söylerken videonu çektiler mi?— Evet anneciğim çektiler ama bana atmadılar. Ben sana gösteririm bana attıklarında olur mu?
— Anlaşılan akşama kadar bekleteceksin beni. Neyse ben pastaneye gidiyorum. Sen ne yapacaksın bakalım bugün? Dinlenseydin keşke. Erken de kalkmışsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALIN HÂL
ChickLitbirçok ruha ev sahipliği yapmıştı bedeni fakat şimdi en güzel halindeydi kendiyleydi yalın hâl deydi uzun hikaye ama sonuna kadar gülümsemeyi unutma :)