Iyi okumalar galaksilerim 🌌
Can'ın öne attığı fikiri denemek için kağıtları ayırmaya başlamışlardı. En ellerinde her sayıdan 30 tane olmuştu.
" Tamam böyle mi olması gerekiyor." diye Eray merakla elindeki kağıtlara baktığında Irem boş boş etrafına bakmış ve " Bilmiyorum." demişti. Kağıtların köşesinde yazan sembollerden bir şey anlamamaları onları daha zora sokmuştu. Sembollerle ilgili tahmin ettikleri tek şey alfabe olduğuydu. Eray biraz düşündükten sonra " Bir fikrim var." demişti. Cansu Eray'a bakıp sakinbir şekilde " Nedir?" diye sorduğunda Eray sembolleri göstererek " Bu sembolleri balon gezegeninin koruyucusuna mı sorsak." demişti. Irem Eray'ın fikrinden sonra hiç düşünmeden " Hadi gidip soralım." demiş ve kağıtları toplamaya başlamışlardı. Kütüphaneden ayrılıp koruyucunun odasına gitmişlerdi. Onları beklemediği için şaşırmıştı. İrem anlatıp yardım istediğinde koruyucu ile birlikte odasındaki kitaplığın oraya gitmişlerdi.
Koruyucu bir süre kitaplara baktıktan sonra eline bir kitap almıştı. Masaya koyup Iremgilin getirdiği kağıtlardan birini önüne koymuştu. Kitapta bütün ülkelerin ve gezegenlerin kullandığı alfabeler görmüşlerdi. Nerdeyse bütün kitaplara bakmışlardı ama hala bulamamışlardı. Uzun bir arayıştan sonra koruyucu üzgün bir şekilde Iremgile bakarak "Üzgünüm çocuklar ama böyle bir alfabe yok." demekle yetinmişti.
Kağıtlardaki semboller hiçbir gezegenin alfebesi olmadığını öğrendiklerinde herkesin aklında "O zaman bu semnollerin anlamı ne?diye sorular geçmişti.Balon gezegendeki son günlerine gelmişlerdi. Daha önceki günlerde Gece'nin kolyesini küçük bir kutuya koymuş ve ölü bedeni ile portal aracılığıyla kendi gezegenlerine göndermişlerdi. Bugün ise herkes hazırlandıktan sonra aynı portalın önünde durmuşlardı. Ege Irem'in söylediği kodu yazdıktan sonra portalın içine girmişlerdi. Irem çantasında bulunan kitabı çıkarıp
"Şeker gezegeni
400.000.780 kişilik nüfusları vardır.
Pamuk şeker kızlar ve çikolatalı kurabiye erkekler vardır.
Ülke halkından birine bilerek zarar verirseniz sizi yiyecek olarak rehin alırlar.
Şeker gezegeninde sonbahar ve kış ayı yoktur." demiş ve kitabı tekrar çantasına koymuştu. Irem'den sonra Ege "Beni mi yiyecekler ben gidiyorum. Gelmem ben oraya." demiş ve geri dönmeye çalışmaktı. Can onu tutup " Sen onlara zarar vermezsen bir şey yapmazlar. " dediğinde Eray da "Can doğru söylüyor onlar ne kadar tatlı olsalar da zarar veremezsiniz." demişti. Cansu Eray'a bakıp " Eray sende mi yaa." dediğinde Eray omuz silkip
" Neee tatlı şeylere zafim var." demişti bir yandan da Irem'e göz kırparak.Portaldan çıktılarında burunlarına gelen yoğun çikolata ve tatlı kokusu ile hepsi bir gözlerini kapatmışlardı. Etrafa baktıklarında şeker hamurundan rengaren ağaçlar toz kakao dan toprak bisküvilerden ev ve bunlar gibi birçok şey görmüşlerdi. " Hoş geldiniz." arkalarında onlara seslenen sese baktıklarında neredeyse kendi boyutlarında iki tane çikolata kurabiye adam ve iki pamuk şekerden kadın görmüşlerdi. Irem bir adım öne çıkıp "Merhaba hoş bulduk." dediğinde pamuk şeker kadınlardan biri çıkıp hepsine küçük şeker vermişti. " Bu sizin vücut direncinizi arttıracak. Burda şekerli gıdalar tüketiriz ve fazlası sizin için zararlı ama size verdiğimiz bu şekerler bunu önleyecek. " demişti kurabiye adamlardan biri. Onlara verilen odalara gittiklerinde ranzalar görmüşlerdi herkes bir ranza seçip eşyaları düzenlemişlerdi. Yataklar dahil her şey şeker ve o tür şeylerden yapılmıştı. Ama onlara yapışmamıştı. Bu aynı örümcek ağının örümcekler dışında herkese yapışması gibiydi. Bir süre sonra yemek için çağırıldıklarında yemek yemeye gitmişlerdi. Gittiklerinde yuvarlak bir masa ve ortasında dönen 3 katlı bir şey görmüşlerdi. Her katında farklı tatlı türleri ve yemek gibi görünen tatlılar konulmuştu. "Gezegenimize hoş geldiniz gençler." koruyucu oturduğu sandalyeden kalkıp onları selamlamıştı. Irem biraz eğilerek "Hoş bulduk efendim." demişti. Iremgil ile birlikte tekrar sandalyeye oturduklarında
"Anneanneni bulma işi nasıl gidiyor?" diye sormuştu koruyucu. Irem ellerini masaya koyarak " Bir kaç ip ucu bulduk ama nasıl kullanılacağını bilmiyoruz. " demişti hem mutlu hemde üzgün çıkan bir sesle. Koruyucu merakla "Ne tür şeyler buldunuz?" diye sorduğunda Irem
" Ilk gittiğimiz gezegende annenneme ait defter bulduk ama kilitliydi. Sonra orman gezegeninde diğer gezegenlerde yanımıza aldığımız yıldız şifalı su ve meşe ile bir kalem oluştu." dediğinde koruyucu oturduğu yerde geriye yaslanıp
"Sanırım defterin anahtarı nerde biliyorum." demişti. Eray öne atılıp "Ciddi misiniz?" diye sorduğunda koruyucu
"Evet ama onu olduğu yerden çıkarması kolay değil. Athena bize nasıl olduğunu söylemedi burdan gittikten sonra da kaybolduğu haberini aldık." demişti. Cansu koruyucunun dediğine
" Yani en son bu gezegendeydi öyle mi?" diye sormuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koruyucu ( Kitap Oldu)
Fantasy"Gözlerin kaybettiği annesine çok benziyor... Bizi hiç bırakma olur mu? Çünkü ölen kişiyi bizde annemiz gibi görüyorduk ve gözlerini annemize benzeten tek kişi Eray değil..." Cansu çizdiği resme bakıp "Bak burada bizim grubun resmini çizmiştim...