Chanyeol gözlerini zorlukla araladığında boynuna saplanan sancı yüzünden bir süre hareketsiz kalıp tavanı izledi. Geçirdiği bu boş dakikaları da zihninde yer etmiş düne, geceye dair anılarını yoklamak için kullandı. Kendini çok zorlamasına gerek kalmadan ortaya çıkan hatıralar dudağını dişleyip doğrulması için dürtükledi onu. Ellerinden birini boynuna yerleştirip doğruldu ve bakışlarını küçük olana ait evin salonunda şöyle bir dolaştırdı.
Tahmin ettiğinin aksine minimalist döşenmiş ev, eşya sayısının azlığına tezat bol miktarda renk barındırıyordu. Chanyeol Baekhyun'a ait olan bu evin her köşesine diğerinin benliğinin sindiğini düşündü.
Bir ev bu kadar sahibine benzeyebilirdi sanki.
Bu düşüncesi vücudundaki tüm sızıya ve alkol kokusu sinmiş hatıralarına inat bir gülümseme kondurdu yüzüne. Yavaşça ayaklanarak vücudunu esnetmeye çalıştı. Hemen sonra da küçüğün zorla başının altına sıkıştırmaya çalıştığı yastığı yerden alıp az önce yattığı koltuğa bıraktı.
Uyuduğu koltuk göz önünde alındığında bedeni az bile tepki gösteriyor sayılırdı ona. Sanırım küçük olan kendi boyutlarına göre bir koltuk takımı seçmiş, uzun bir misafiri olabileceğini düşünmemişti.
Chanyeol sesini kaçtığı yerden bulabildiğinde boğazını temizledi ve rahatsız edici kuruluğu kendi için bırakılmış su bardağıyla dindirdi.
"Baekhyun?"
"Baekhyun? Evde misin?"
"Uyuyor musun?"
Emin olmadan attığı rastgele adımlarla birkaç defa boşluğa seslendi Chanyeol. Evde tek başına olduğunu fark edince de yastık ve pikeyi öylesine kenara iteleyip yer açtı kendine ve yavaşça oturdu. Şakaklarına yaptığı küçük bir masajdan sonra da sehpahanın üzerine düzgünce bırakılmış telefonu aldı. Baekhyun'a ait numarayı çevirdiğinde kalp atışlarının teklemesini akşamdan kalma olmasına bağlamaya çalıştı.
"Günaydın koca oğlan!"
Baekhyun'un samimiyetten uzak ve boş bir neşeyle dolu çığlığı Chanyeol'ün yüzünü buruşturmasına sebep oldu.
"Günaydın?"
"Dinliyorum?"
"Efendim?"
"Of! Beni arayan sensin Chanyeol?"
"A-ah! Şey... Ben..."
Küçüğü ne için aradığı aklından uçup gidince panikle sağa sola çevirdi başını. Bu ani hareketi tutulmuş boynuna bir ağrının saplanmasına sebep oldu. Sızı beraberinde ufak bir iniltiyi getirdi.
"Boynun tutuldu değil mi? Sana bunu anlatmaya çalıştığımda beni dinlemeliydin."
"Evet, her neyse."
"Tch! Sarhoş Yeol'ü daha çok sevdim. O haline geri mi dönsen? Daha az kabaydı çünkü o."
"Evet, şey... Dün için..."
"Yanlış bir şey yapmadın merak etme."
"Aslında... Teşekkür ederim diyecektim."
"A-ah! Bak bunu beklemiyordum. Önemli değil. Kıçını kurtarmayı hobi edindim sayılır. Arada kendimi harikaymışım gibi hissettiriyor."
"Zaten öyle değil miydin? Bana sürekli bundan bahsediyordun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
N E R D | ChanBaek
Fanfiction"Müzik mucizeler yaratabilir." "Sen mucizeler yaratabilirsin." *** Sadece texting yazmayı sevdim :) Umarım çokça seversiniz. En iyi skor: Exo #1 Yapmazsam içimde kalırdı :')