Jongin, Baekhyun'u köşedeki marketin önünde karşılaştıklarından beri yaptığı gibi yeniden sırtından itekledi.
"Amma naz yaptın Baekhyun ya!"
"Uğraşma benimle."
"Seni buraya zorla getirmişim gibi davranmayı kes ve adımlarını hızlandır artık."
"Beni buraya zorla getirdin."
"Sokağın başında karşılaştık. Ben olmasam sabaha kadar orada dikilmeye devam ederdin."
Baekhyun gözlerini devirdi ve yeniden ayak diretti. Bu hareketi Jongin'den sıkıntılı bir iç çekiş duymasına sebep oldu.
"Dur artık."
"Dediğim gibi... Sen de hareket et o zaman."
Chanyeol'e ait dairenin bulunduğu kata güç bela çıkabildiler birlikte. Baekhyun'un ayakları geri geri gidiyor, ne söylerse sevgilisinin onu affedeceğini bilmiyordu. O yüzden zaten sokağın başından ileriye gidememişti.
Jongin'in de kafası karışıktı. Chanyeol o günden sonra hiçbir sorun yokmuş gibi davranmış, mümkün mertebe diğerinin adını ağzına almamıştı. Bu durum aralarında ciddi bir şeyin döndüğünü açıkça belli ediyordu ama Jongin'in korktuğu asıl şey Chanyeol'ün eski duygusuz günlerine geri dönebileceği ihtimaliydi.
Uzun bekleyişlerine son veren yine esmer oldu. Zile bastı. Bu sırada arkasına saklanan Baekhyun'u görmezden geldi.
Kapı bir çırpıda açıldığında gerginliğini absürt bir şekilde yansıtarak, gereksiz bir neşeyle "Selam," diye bağırdı. Uzattığı son hece binada yankılandı. Chanyeol kolundan tutup içeri çekti arkadaşını. Böylece çekingence saklanan Baekhyun ortaya çıkmış oldu. Dudağını dişledi. İkili bir süre birbirlerini izledi. İlk konuşan Baekhyun oldu: "Ben..."
Ne diyecekti ki? Chanyeol onun geç kaldığını düşünüyordu. O gün arkasına bakmadan kaçması da tuzu biberi olmuştu her şeyin.
"İçeri geçmeyecek misin?"
Geniş göğüste dolanan bakışlarını, duyduğu şeyle badem gözlere dikti. Ciddi olup olmadığını anlamaya çalışıyordu kendince.
"Girebilir miyim?"
"Yani... Orada dikilmek için gelmediğini düşünüyorum?"
"Ah..."
Chanyeol bir adım geri çekildi. Böylece Baekhyun kendini daha da küçük hissederek Jongin'in yanına, salona geçti.
"Yiyecek bir şeyler var mı evde?"
"Hayır."
"Nasıl ya? İnsan misafirlerine bir şeyler hazırlar."
"Sipariş ver Jongin."
"Pekala. Gideyim de sipariş vereyim ben."
Gergin ortamdan kaçabilecek güzel bir bahanesi olduğundan söylenme faslını kısa kesmiş ve mutfağa kaçmıştı. Kapıyı kapatamadan Baekhyun'un sesini duydu. Sandığının aksine susmak yerine konuşmaları bir ilerlemeydi değil mi?
"Nasılsın Chanyeol?"
"İyiyim, sen?"
"İyiyim... Yani sanırım."
"Bunu duyduğuma sevindim."
"Seni özledim."
Baekhyun aslında bunu söylemeyi planlamıyordu. Ama Chanyeol ona hem tavır almışken, hem de birkaç gündür hiçbir şekilde iletişim kuramazlarken içini dolduran tek düşünce bu olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
N E R D | ChanBaek
Fanfiction"Müzik mucizeler yaratabilir." "Sen mucizeler yaratabilirsin." *** Sadece texting yazmayı sevdim :) Umarım çokça seversiniz. En iyi skor: Exo #1 Yapmazsam içimde kalırdı :')