Geldikleri yer oldukça güzel, geniş bir yeşil alandı. Sıradan bir gün olsa, Chanyeol güne güzel başlamış olsa, büyük ihtimalle yüzündeki gülümsemeyi silemez ve Baekhyun'u köşeye sıkıştırmak için elinden geleni yapardı. Ama şu an elindeki bu imkanı kenara itelemiş Kyungsoo'nun ona söylediği şeyleri yapıyor, mümkün olduğunca diğerleriyle diyaloğa girmiyordu.
Kendince gerginlik çıkma ihtimalini en aza indiriyordu böylece. Baekhyun ise sevgilisindeki bu olumsuz tavrı sezmesine rağmen uzun zamandan sonra arkadaşlarını etrafına toplayabilmiş olmanın keyfini çıkarıyordu.
"Top getirmediniz mi lan?"
Jongdae'nin tiz sesinin etrafta yankılanması Kyungsoo ve Chanyeol dışında diğerlerinin dikkatini üzerine topladı. Parmak uçlarında yükselmiş, arabanın arka tarafından diğerlerine, kendince kötü bakışlar atmaya çalışıyordu. Birkaç sessiz gülüş onun öfkesiyle dalga geçti.
Baekhyun ise ona sataşmak için dudakalarını aralayacağı vakit Sehun'un omzuna bindirdiği ağırlığı yüzünden sessiz kalmak zorunda kalmıştı.
"Baekhyun bebeğim."
"Efendim yavrum?"
"Sevdiceğine söyle de top alsın."
Kaşlarını çatıp geriye kaçtı. "Benim sevdiceğim senin hizmetçin mi köpek!"
"Ya! Vurmasana! Bir şey mi dedim?"
"Sorun ne?"
Chanyeol merakla yanlarına yanaştığında Baekhyun'un kaşları biraz daha çatıldı. Onun aksine Sehun sırıtıyordu. "Diyordum ki-"
"Boş yapıyordu. Hadi biz seninle," diyerek etrafa göz gezdirdi Baekhyun. Sehun'dan Chanyeol'ü uzaklaştırmak istiyordu çünkü yolda başlayan ricaları bitmek tükenmek bilmemişti. Dev de bu isteklerden hoşnut olmasa bile onu reddedemiyordu. Durum iyiden iyiye küçüğü sinirlendirmeye başlamıştı.
"Sorun değil Baekhyun. Bir şey mi lazım?"
"Top."
"Efendim?"
"Top getirmeyi unutmuşuz da..."
"Sehun gidip alabilir. Dediğim gibi-"
"Ben hallederim. Sen Kyung'un yanına git. 6 kişiye yemek yapmak sandığımız kadar kolay değil sanırım."
Chanyeol'ün yüzündeki küçük tebessüm Baekhyun'u daha iyi hissettirmeye yetmedi. Onun arkasını dönmesini fırsat bilerek de yanında sırıtan arkadaşına iyi bir tane geçirdi.
"Acıdı!"
"Onu böyle kullanmaktan vazgeç."
"Onu kullanmıyorum, sadece" diyerek yüzünü buruştan Sehun'un cümlesini tamamlamasını beklemedi. Seri adımlarını Chanyeol'ün dediği gibi Kyungsoo'nun yanına taşıdı. Keyfi çok hızlı kaçıyordu.
"Niye düştü yüzün."
Cevabı oldukça net ve eforsuzdu: "Chanyeol."
Kyungsoo herhangi bir şey söylemek yerine gülümsemekle yetinmiş, etrafa da kısacık bir bakış atmıştı. Baekhyun'un gözleri ise şeytani bir ifadeyle Sehun'un üzerinde dolaşıyordu.
"Sehun'un tabağına müshil atacağım."
"Yemek kutsaldır. Buna izin veremem. Ayrıca burada müshili nereden bulacaksın salak?!"
"Aish bilmiyorum. Sinirlerimi bozuyor her şey."
"Sehun her zamanki Sehun. Senin derdin başka sanki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
N E R D | ChanBaek
Fanfiction"Müzik mucizeler yaratabilir." "Sen mucizeler yaratabilirsin." *** Sadece texting yazmayı sevdim :) Umarım çokça seversiniz. En iyi skor: Exo #1 Yapmazsam içimde kalırdı :')