FLECHAZO ✠ nine

566 59 28
                                    

❝

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

... Hatırlıyorum da...

𝕮aspian ile peter'ın sözlü tartışmasından sonra aradan daha bir saat geçmemesine rağmen işler karışmıştı. Eskiden beyaz cadının ordusundan olan sadık yardımcılarından biri olan nikabrik adlı cüce ile iki tuhaf yaratık getirmiş ve bir ayin gibi birşey yapmaya çalışmışlardı. Bu ayinin nedeni ise beyaz cadıyı Caspian sayesinde yeniden asası ile diriltmeye çalışmışlardı. Fakat ben, Peter ve diğerleri tam zamanında yetişmiş ve Beyaz cadının ve Caspian'ın ellerinin buluşmasına engel olmuştuk. Fakat bununla da kalmamıştı birkaç düellodan sonra Peter odaklanmış şekilde beyaz cadının karşısında olarak benim değişimle Beyaz cadının dediğini düşünüyordu. Bunu anlar anlamaz hayal kırıklığı içinde Peter'a bakmıştı Aslanı bu kadar mı inanmayı bırakmıştık ki beyaz cadıya kadar düşmüştü? Peter ile Caspian'a hayal kırıklığı, üzüntüyle bakmıştım.

Peter'a öyle bakmam normal gelmişti bana sonuçta benim ağabeyimdi ve ona önem veriyordum. Peki ya Caspian? O benim neyim di? Arkadaşım değil, akraban değil, hiçbirşeyim değildi fakat neden onu değer veriyordum ve endişeleniyordum.

Şimdi ise çimenlerde oturmuş yavaş yavaş aydınlanan havaya baktım. Birkaç saat kafamı dinlerken yarın veya bugün tahminimce olacak savaşta ne olacağını düşündüm. Yarımız ölmüştü. Geri kalanlar umudunu kaybetmişti, peki ya biz? Kral ve kraliçeler umudunu kaybetmişti mi? Ben kaybetmemiştim ama kaybetmek istemesem de kaybetmeme ramak kalmıştı.

Birkaç dakika sonra yanımdan gelen anı haraketlilikle kafamı yavaşca yana çevirdim.

Edmund. Benim bu hayattaki en büyük destekçimdi.

Edmund'a baktığımda onunda yüzünde hala savaştan olan bir hüzün vardı.

Yavaşca tekrar önüme dönünce doğan güneşe baktım.

"Diğerleri ne yapıyor?" diye sordum gözümü hala baktığım yerden ayırlmadan.

"Susan ormanda, büyük ihtimalle çalışıyordur. Lucy ve peter ise en son bıraktığım yerde sohbet ediyordular, tabi pek sohbet sayılmaz." dedi son cümleyi söylerken biraz sesi kısıldı.

birkaç sessiz dakikadan sonra eski anıları söylemek için ağzımı açtım.

"Hatırlıyorum da. Beyaz cadının ordusundan kurtulduğunda herkes sana sarılırken ben senin başına vurmuş ve bağırmıştım." dedim gülerek.

İkimizde birbirimize bakarak güldük. Bu gülüş daha çok hüzünlü bir gülüştü, eski anıları hatırlamak adına.

"Evet kafamın çok acıdığını hatırlıyorum." Diye isyan etti Edmund, benim gibi gülerek.

Güldüm ve onaylar bir şekilde kafamı salladım.

"Eh benimde sevgimi belirtme şeklim buydu o zaman. Hem ne kadar inkar etsende hak etmiştin." dedim ve edmund'a baktım.

"İnkar edemem ya. Haketmiştim." dedi edmund. Birkaç saniye sonra edmunda benim gibi cümlesine başladı.

"Hatırlıyorum da." dedi ve birkac saniye güldü, cümlesine devam etti. "Cair Paravel'de seninle evlenmek isteyen kral ve prensler gelirdi. Sen onlar gelir gelmez öne çıkar özgüvenle onları düelloya davet ederdin. Düelloyu karşı taraf yenerse seni krallıklarına kraliçe olarak götürüceklerdi, sen yenersen ise arkalarına bakmadan gideceklerdi." bu anılarımı hemen hatırldım ve kıkırdamaya başladım. edmund yeniden kaldığı yerden cümlesine devam etti. "Onlar o kadar emindiler ki seni yeneceklerine hemen düelloyu kabul ettiler. Ama sen onları ilk dakikadan yendim ve arkalarından gülerken onları hayal kırıklığı içinde krallıklarına gönderdin." dedi gülerek cümlesini bitirdi.

"Evet ah eski günler. Düello yapmayı özledim." Dedim Edmund'a bakarak.

stersen yapabiliriz" dedi Edmund tahmin ettiğim gibi kabul etti. Eğlenceli olcaktı.

"kaybetmeye göze alıyorsan"

︎♔︎♔︎♔︎

Edmund ile yaptıüımız düelloda tabiki ben yenmiştim. Eh az kalsın edmund yeniyordu tabi son bir şaşırtma yapıp onu yüzüstü yere düşürüp boynuna kılıcı dayayana kadar. Edmund kaybetmettiğine birkaç dakika isyan ederken ben sadece "düşmanına asla acıma." Diyordum. Şimdi ise Edmund ile ayakta yanyana karşıya baktık. Edmunda dönerek ona ani bir hamleyle sarıldım. Edmund ilk başta şaşırsada o da kollarını bana sardı.

"Edmund ne olursa olsun kendine dikkat et." dedim ağlamaklı bir sesle. Birkaç saat, dakika veya saniye sonra Miraz ve ordusu burada olurdu ve bizim bir planımız bile yoktu. Edmund'un çok ama çok dikkatli olması lazımdı.

Edmund geri çekildi. Sonra ise bana gülümsedi ve tekrar sarıldı. Gülerek kulağına fısıldadım.

"kahramanlık yapmaya kalkma"

"Nasıl yapabilirim ki? tüm kahramanlıkları sen yapıyorsun."

İki genç sarılırken onları izleyen Prens Caspian'dan habersizdiler.

︎♔︎♔︎♔︎

︎♔︎♔︎♔︎

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

♔︎♔︎♔︎

Bölüm nasıldı?

Finale az kaldı!

her bölüm bunu diyeceğim benden kaçış yok.

Edmund ile Dianna'nın arasıbaki bağı nasıl buluyorsunuz?

bugün akşama doğru diğer bölüm gelir. Birkaç bölüm öncede dediğim gibi bu perşembe bir aksilik çıkmazsa bana birşey olmazsa final yaparım ve 2. Sezon için kitabı yayınlarım.

Asıl sorun kitap kapağı. Ah hadi ama kitap kapağı için caspian'ın güzel fotosunu bulamıyorum. Şafak yıldızındaki haliyle.

Bölümü oylamayı, düşünce balonuna dokunup fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın. Ne kadar yorum o kadar sevinen ben.

♔︎♔︎♔︎

𝐅𝐋𝐄𝐂𝐇𝐀𝐙𝐎 ,❪ caspian ❫  ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin