Giriş-"Avcı."
Kavinsky-Nightcall.
Ölümü düşünmek için güzel bir kış gecesiydi. Karşımda gördüğüm manzara,ormanın derinliğindan başka bir şey değildi. Dimdik,sanki derilerine birer fiske vurulmuş da kambur durmamaya çalışan ağaçlar karla kaplıydı,yere beyaz bir örtü gibi serili olan kar adımlarımın izini bırakıyordu ve şimdi burada durmuş,labirent şeklini anımsatan ağaçların arasında,bu soğukta dahi sesleri duyulan cırcır böcekleri harici bir ses yoktu. Fakat benim duyduğum yalnız böcek sesleri değildi,sabah doktorun söyledikleri de kulağımda bir vızıltı gibi dolaşıyordu.
"Ölmekten kurtulmuş olabilirsin ama yine de kendine dikkat etmen gerekecek,Şura. Biliyorsun değil mi?"
Haklıydı. Elbette kendime dikkat etmem gerekiyordu. Eğer ölmemek için bu kadar çaba harcamamış olsaydım. Yaşamak için bu kadar çabaladıktan sonra şimdi bana geri verilen bu ömür ile ne yapabileceğimi bilmemek beni deli ediyordu.
Neden yaşamak istediğimi bile bilmiyordum.
Yalan yoktu kendime,şimdi bu ormanın içinde eski anılarımı hatırlamak için zihnimi ovalarken yaşamak için bir yol kovalıyordum ve kendimi çok iyi hissediyordum. Neredeyse başaracak gibi. Yine de her zaman buraya geldiğimde olduğu gibi dönüşümde hiçbir şey hatırlayamayacak ve kafamı yerlere sürtme isteğiyle yanıp tutuşacaktım. Eğer burada yanımda biri olsaydı,hatırlamam için elimden tutsaydı belki her şey daha kolay olurdu.
Fakat beni bir kadeh viskiden fazla sevmeyen annem ve nedense ben bunları hiç yaşamamışım gibi davranan babam ile bunu gerçekleştirmek biraz zordu.
Bir tüfek sesi duymamla gözlerim birden büyüdü,korkuyla yerimden fırladım. Gerilmiştim.
Ağzımı açmaya fırsat kalmadan bir ses daha işittim. Bu sefer daha yakınımdaydı. Ormanın içindeki cırcır böcekleri bile susup tüfeğin sesini dinlemeye koyulmuşlardı sanki.
Son tüfek sesi geldiğinde gerçekten korktuğumu hissetmiş,bir ağacın kenarına sinmiştim. Bir kadının ormanda olması bile Sarkıt için çok tehlikeliydi kaldı ki bir kadın gecenin bir yarısı ormandaysa bu şehir için alışılagelmedik bir felaketi doğurabilirdi.
Tüfek sesinin yankısıyla korkan ağaçların arasından düşen karlarla birlikte onu gördüm. Uzun boylu,gölgesinden anladığım kadarıyla geniş omuzlu bir adamdı bu. Gözlerimi yerde gördüğüm gölgesinden vücuduna,oradan da gözlerine diktiğimde gördüğüm yaşlıca bir adam yerine oldukça genç bir adamdı.
"Pardon."
Gözleri simsiyah gözüküyordu,bunun gecenin karanlığından mı yoksa kendiliğinden mi olduğunu anlamaya çalışırken söylediği sözü manalandırmaya çalıştım. Bu özür ne içindi? Ses için mi yoksa birazdan beni öldürecek miydi?
"Ne avlıyordunuz?" diye sordum o an. Ne denir bilmiyordum. Gecenin bir yarısı bir ormanda ölümü düşünürken karşıma bir avcı çıkmasını beklemiyordum. Gözleri bir saniyeliğine vücudumda dolandı ardından tekrar yüzüme çevrildi ama kendimi gergin hissettim ve vücudumu garip şekilde kıpırdattım.
"Vaşak."
"Böyle bir kış gecesinde avlamak için yanlış bir hayvan seçtiğinizi söyleyebilirim."
"Ben de böyle bir kış gecesinde izlemek için yanlış ormanı seçtiğinizi söyleyebilirim."
Gülmek ve gülmemek arasında gidip geldiğim süreçte, "Bu ormana ilk gelişim değil bu." diyebildim. İnsanlardan hoşlanmazdım,yeni tanıdıklarımdan hiç hoşlanmazdım fakat bir yanım -mantıklı yanım olsa gerek- gitmek istese de bir yanım karşımda duran adamın gizemini çözmek istiyordu.
"Eh,tahmin edersiniz ki benim de bu ormana ilk gelişim bu değil."
Tahmin etmesi zor değildi. Gözlerimi yere indirdim ve bu sefer mantıklı yanımın kazanmasını sağlayarak eve gitmeye karar verdim.
"Size iyi avlar dilerim." diyerek çarçabuk adımlarla yanından geçmeye karar verdiğim adamın yanına ulaştığımda aldığım koku acı bademe benziyordu. Bu koku hakkında bildiğim şey ise,acı bademi fazla koklamanın intihar demek olduğuydu. Kokusuyla anlık bir duraksama yaşasam da botlarım karları ezerken hızla ormandan kurtulmaya çalıştım.
"Bekle," dedi. Durdum. "Vaşak arkanda."
Peki vaşak benim ardımdaysa,onun yanından geçmiş olmuş olmuyor muydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKİN KARGASI
Novela JuvenilÖlüyordum. Ölmedim. Onunla karşılaştığımda ölümden yeni kurtulmuştum ve o beni avıyla rus ruleti oynamam için salık verdi. Sonra söyledi bana birisi, ''O bir kargaydı,sen o günkü vaşaktın. Bir kez gördü seni ve bir karganın vefası gibi hiç unutmadan...