11.

292 21 0
                                    

14 Şubat

Remus'un gerçekten huzurlu olduğu bir zaman varsa o da kesinlikle güzel rüyalar gördüğü ve gerçekliği hiç düşünmediği zamanlardı. Rüyasında güzel bir çiçek bahçesinde piknik örtüsüne uzanmıştı ve çiçekli bir elbisenin içinde ki Tonks'un dizlerine yatmıştı. Kız da onun saçlarını okşuyordu. Ilık bir meltem eserken çiçekler ve diğer otlar nazikçe kıpırdanıyordu. Sonra ise bir ses duydu:
" Hey, Aylak! Aylak, hadi kalk! Hadi, Aylak. " dürtülmeyle beraber istemeye istemeye gözlerini açtı.
" N'oldu, Kılkuyruk?"
Peter
"Şeyy, kalk da kahvaltı yapalım diyecektim. "
" Saat kaç, hem Çatalak ve Patiayak nerede?"
" Saat 11. 00. Çatalak ve Patiayak da Marlene ve Lily'le Hogsmaede. "
" Sahiden mi? E, niye bizi de çağırmadılar ki?"
" Bugün 14 şubat ya."
" Doğruu, unutmuşum. Kalkalım da gidelim bakalım. Ev cinleri bize birşeyler verir. "
" Hı hı. "
Remus yataktan kalkıp hızlıca duş aldı ve üzerine giyip Peter'la odadan çıktılar. Remus
" Sen istersen beni burada bekle, Kılkuyruk. "
Bir köşede arkadaşlarıyla konuşan Jane Grigori'yi izleyen Peter bakışlarını kızdan ayırmadan
" Hı hı. " dedi. Remus onun bu hâline gülüp kafasını salladı ve ortak salondan çıktı. Meyve tabağı tablosunun önüne gelince de armutu gıdıkladı ve tablo ardına kadar açıldı.
Her yer evcini kaynıyordu. Bir kaçı hemen yanına geldi.
" Ne isterdiniz?"
Remus
" Aa, biraz peynirli omlet ve balkabağı suyu. "
Evcinleri hemen başlarını sallayıp uzaklaştılar. Diğerleri de Remus'a çeşit çeşit araştırmalık uzatmaya başladı.
" Çok şirinler değil mi?"
Remus arkasına döndü. Dora ona gülümseyerek bakıyordu.
Remus
" Ah, selam. Evet, cidden öyleler. "
Dora
" Bir tane alabilir miyim?"
Remus kızın parmağının gösterdiği yere baktı. Elindeki çikolatalı mini sufleleri işaret ediyordu. Normalde çikolatalarını başkasıyla paylaşmayı sevmezdi ama Dora farklıydı. Her zaman ki gibi.
" E-evet, tabi. "
Dora
" Teşekkürler. " tabaktan bir sufle alıp ağzına attı.
Gözlerini kapatmasından suflenin tadına vardığı anlaşılıyordu. Gülümsedi. Çok tatlıydı. Remus da ağzına bir tane attı. Dora son lokmayı da yutunca tekrar genç adama baktı.
Ve gülmeye başladı.
Remus
" Ne oldu?"
Dora kahkahaları arasından
" Du-dudağın... Dudağının kenarına çikolata bulaşmış. "
Remus hafiften kızarırken kız ona yaklaştı ve elini yanağına koyup baş parmağıyla Remus'un dudağındaki çikolatayı sildi. Remus istemsizce gözlerini kapadı. Kız çok yakındı. Aşırı yakın ve ikisi de bundan rahatsızlık duymuyordu. Aksine sonsuza dek öyle kalmak istiyorlardı.
Ancak herşey gibi bu büyülü anda bozuldu.
" Mr Lupin, efendim; işte istediğiniz omletler ve balkabağı suları. Başka bir arzunuz var mıydı?"
Remus
" Ha?"
Dora'yla hemen birbirlerinden uzaklaştılar. Dora
" Neyse, aamm, ben gitsem iyi olucak. Size iyi günler. " dedi ve renkten renge giren saçlarını kontrol etmeye çalışarak hızla orayı terk etti.
" Mr Lupin?"
Remus
" Hı? Evet, teşekkürler. "
" Bu bizim görevimiz, Mr Lupin. Mutlu sevgilier günü dileriz."
" Teşekkürler. "
Remus tepsiyi alıp hemen ortak salona geri döndü. Peter hemen yemeğe atladı ama o yemedi. Aklı hala o büyülü andayken elini yanağına götürdü.

Bu bölüm biraz kısa oldu. Biliyorum. Bu arada bu kitabım final yapmasına 2 - 3 bölüm kaldı. Hoşçakalın ve vote ve de yorum bırakmayı lütfen unutmayın.

Remus Lupin ve 4 Büyücü Turnuvası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin