Medya'ya Natalie'nin resmini koydum. Vote gelmeyince inanın yazasım gelmiyor. Lütfen beğeniyorsanız votelerinizi eksik etmeyiniz benden.
''Yanlış olduğunu bilirsin ama engelleyemezsin. Ayakların seni günaha sürükler. Burada Ate yaşıyor. Hata ve günah tanrısı.''
O sırada durdum ve beynimi kullanmaya karar verdim. Hemde bu ormanda dolaşan bir tanrıya rağmen.
Ben bu tarafa, yani ormanda su olmayan tarafa yürümüştüm. Yani burada su olamazdı.
Hemen göletin üzerinden kalktım. Daha ilk günden ölmek ya da lanetlenmek istemiyordum.
Korkmuştum, hemen topladığım odunları alıp kamp alanına doğru koşmaya başladım. Koşarken etrafıma bakıp korkumu daha da arttırmamak için çok dikkatli izlemiyordum ormanı. Ama her adımı benim için korkuydu.
Kamp alanını gözüktüğünde içime oturan bir rahatlık ve yorgunluk hissediyordum. Evet yorgundum çünkü buraya gelmek bile yeterince büyük bir sorumluluktu zaten.
Kampa doğru ilerlerken artık koşmuyordum ama yürüyüşüm tempoluydu. Natalie ve Hailey beni görünce çadırları bırakıp yanıma koştular. Sanırım korkum biraz biraz geçmişti.
Kızlarla aramızdaki mesafe kapanınca onlara sıkı sıkı sarıldım.
Ne kadar çok yıprandığımı o zaman tam olarak fark etmiştim.
Çadıra ilerledik ve kızların çadırı tamamladığını fark etmiştim.
Acaba tam olarak ne kadardır o ormandaydım. Zaman kavramımı kaybetmiştim buraya geldim geleli.
''Kızlar şey... ben ormana odun aramaya çıkalı kaç saat oldu? ''
Hailey şaşkınlıla bana bakarken Natalie cevapladı:
''Sanırım beş saat. Biz çadırı kurduk, bir şeyler atıştırdık ve dinlendik. Aslında seni aramya çıktık hatta Hailey ve ben ormanın derinliklerine kadar gittik. Ama seni göremedik. Bizde iyi olacağından başka bir şey düşünmeden kamp alanına geri döndük.''
''Beş saat mi? Ben oysa ki sadece bir iki saat olmuştur diye düşünmüştüm. Hem ben çok uzağa gitmedim. Beni mutlaka görmeniz lazımdı.''
Natalie bir şeyler çözermişcesine kafasını kaşıdı ve konuşmaya başladı:
''Bu ormanda zaman kavramı ya yer kavramı da yok. Orman herkesi istediği yere ve istediği zamana götürüyor.''
Hailey ile birbirimize bakarken buraya gelmekte ısrar etmemin pek de iyi bir fikir olmadığını anladım.
Hailey şokumun nedenini anlarcasına :
'' Hava kararıyor... Yatsak iyi olacak ''
İtiraz edecek takatim kalmadığı için bir şey söylemedim.
Çadıra girip pijamalarımı giydim. Uyku tulumumu annemin çantama koyduğunu umarak açtım.
E-V-E-T !
Sonunda şans bana bu yönden güldü. Sonunda!
Hemen uyku tulumumun içine girdim ve tatlı olmasını dilediğim uykuma daldım.
-
Rüyamda kalın bir ses bana sesleniyordu:
''Alexa. Görevinin ilk aşamasını tamamladın. Keşfettiğin şeylerin sana yararlı olmasını diliyorum. Ama çok da mutlu olma çünkü bu bir başlangıç. İleride seni ne beklediğini asla bilemezsin. ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haunter Palace
ChickLitMerhaba ben Alexa Perry. Hayatım yaklaşık bir iki gün önce değişti. Adım, evet adımın anlamı ''İnsanlığın koruyucusu ve yardımcısı.''. Ne diyordum? Evet hayatım... ''Tanrım, Hailey biraz daha yavaşlar mısın ? '' ''Alexa yapma ama sadece koşuyoruz...