Medyada Alexa var arkadaşlar. Lütfen oy verin.
Arkama baktım ve şok geçirdiğimi fark etmem uzun sürmedi. Hem görünüş olarak hem çıkardığı sesler olarak yeterince korkunç olduğuna karar verdiğim tüylü ve büyük dişli yaratık bize doğru ilerliyordu.
Gruptaki herkes bağırıp çağırıyor ama yerden kalkamadığı için fayda etmiyordu. Hailey oturarak kaçmaya çalışırken Natalie canavarı fark eder etmez hemen kitabını açtı.
''Eğilin! Hemen eğilin ve güzel şeyler düşünün. Dikkatinizi bu canavardan farklı şeylere verin. Acele etmezseniz korkuyla beslenen bu şey, yani Orthus harekete geçecek.''
Jack bunları duymadan yerde sürtünerek ilerlemeye çalıştı. Başarısız olmasına karşın canavarın dikkatini çekmekten başka bir işe yaramadı.
Bize doğru hızla ilerleyen Orthus'un gözlerinin, burnunun ve kulaklarının olmadığını fark ettim. Natalie ''Korkuyla beslenen'' derken haklı olduğu kanısına vardım.
Yere yatıp annem, babam ve kardeşimle geçirdiğim günü anımsadım. Düşünmem gereken güzel bir şey varsa şüphesiz annemin doğum günü olmalıydı. Matthew sabah annem uyanmadan kahvaltıyı hazırlamış, ben ve babam da annem için pasta yapmıştık. Beraber odasına çıkıp ''İyi ki doğdun Nina!''
Diye bağırıp onu uyandırmıştık. Şimdiden onları çok özlemiştim.
Ailemi bir daha görememe korkusu içimi kaplamadan gözlerimi açtım. Herkes yüzünde küçük bir tebessümlerle yerde yatıyordu. Canavarın etrafımızda olmadığını fark ettim ve diğerlerini uyandırmak için bağırdım:
''Haydi uyanın. Hayallerinizi bölmek istemem ama sanırım bacaklarımı hissetmeye başladım. Emilie, Natalie, Jac... Jack? ''
Cümlem bitmeden yarım kalmıştı.
''Uyanın haydi. Jack yok. Acaba Orthus onu...''
Hailey sesimi duymuş olmalı ki yerden kalkıp etrafına bakınmaya başladı.
Sonunda herkes tamamen uyanmış ve ayaktaydı. Bir kişi hariç Jack.Ortalarda yoktu.
Bu sırada Nancy yanıma yaklaştı. Gözleri dolmuş bana öylece bakıyordu. Sonunda ağzından birkaç kelime döküldü:
''Orthus... Onu aldı. ''
Duyduklarım karşısında göz yaşlarıma engel olamadım. Takım arkadaşımızı kaybetme düşüncesi hepimizi derinden yaralamalıydı.
''Herkes buraya toplansın. Jack'in nerede olduğunu biliyorum. Onu Orthus aldı. Yani almış, Nancy görmüş.''
Herkes afallamış bir şekilde bana bakarken Nancy açıklama yaptı.
''Be-ben tam olarak gözlerimi kapatmadan önce gördüm. Jack durmadı kaçmaya çalıştı. Ve Orthus onu...''
''Tamam gerisini anlatmana gerek yok.''
Diye araya girdi Emilie.
''Bundan sonra Jack için hayatta kalacağız.''
Hepimiz onaylarcasına başımızı salladık.
Hailey önderliğinde geri dönüş yoluna geçtik.
Tam olarak yolu hatırlamasak da yönümüz doğruydu.
-
Yol boyunca hayatımın iki gününün ne kadar heyecanlı geçtiği düşünmeden edemiyordum. Varlığına bile inanmadığım tanrılar benimle konuşuyor, mitolojik canlıların saldırısına uğruyorum. Ailemi görmek konusunda şüpheliydim ve korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haunter Palace
ChickLitMerhaba ben Alexa Perry. Hayatım yaklaşık bir iki gün önce değişti. Adım, evet adımın anlamı ''İnsanlığın koruyucusu ve yardımcısı.''. Ne diyordum? Evet hayatım... ''Tanrım, Hailey biraz daha yavaşlar mısın ? '' ''Alexa yapma ama sadece koşuyoruz...