"HEY DRACO!" Draco tanıdık sesle arkasını döndü ve gözleri sesin sahibi Melody Tonks üzerinde durdu. Kız gülümsüyordu fakat aynı zamanda hafif de olsa rahatsız olduğu belliydi. Arkasından 19 yaşındaki ablası Nymphadora Tonks geliyordu.
Kız yanına yaklaştı ve ona sarıldı. Draco hafif bir şokla hemen kendini geri çekti. Kız ona şaşkınlıkla baktı ama fazla renk vermedi "Alex'i gördün mü?" sordu verdiği tepkiyi görmezden gelerek.
"Hayır." cevapladı Draco.
"Cidden Draco insanlara kendini bu kadar huysuz ve somurtkan biri olarak mı gösterdin?" sordu kız, çocuğun huzursuzluğu ve huysuzluğu onu rahatsız etmişti "Gülsene biraz!" sinir olmuş bir şekilde devam etti.
Draco göz devirdi ama bir şey söylemedi.
"ALEX!" Melody'nin bağırmasıyla dikkati karşıdan gelen kıza odaklandı. İyi gözüküyordu ama aynı şekilde onu gören herkes anormal derece de egolu ve özgüvenli olduğunu anlayabilirdi.
Kız yüzünde bir sırıtmayla yanlarına geldi Melody'ye çılgınca bir şekilde sarıldı sonra da Draco'ya sarıldı ama Draco onu da ittirdi.
Alex gözlerini büyüttü ve ne olduğunu anlamaya çalıştı "Ne yapıyorsun?" sordu garipseyerek.
"Hiç bir şey." çocuk omuz silkti.
Melody sinir olmuş bir şekilde çocuğa bakıp Alex'i çekiştirdi "Boş bir kompartıman bulalım hadi gel." dedi. Orada durmak istemiyordu Draco'ya aşırı gıcık olmuştu. O kadar çok istiyorsa egosunu başkalarıyla tatmin edip yanlarına gelirdi. Ayrıca gürültü ve uğultu rahatsız ediciydi ve Alex'in de kalabalığa bayıldığı söylenemezdi.
Beraber boş buldukları ilk kompartımana girdiler
"Koparsaydın." Alex söylendi kolunu ondan kurtarırken.
Melody omuz silkti "Sanki öbür türlü gelirdin."
"En son birileri beni sürüklemeden de yürüyebiliyordu-" kompartımanın kapısının açılmasıyla sözü kesildi.
Kız içeri kısa bir göz attı "Merhaba." selam verdi "Oturabilir miyim?" sordu.
Melody kıza kısa bir bakış atıp omuz silkti "Tabii."
Alex ise kıza doğru döndü ve o içeri girerken onu inceledi kızıl saçları omzunun altına geliyordu, ne uzun boyluydu ne de kısa. Tatlı bir suratı vardı ve çiller, onlar neredeyse her yerdeydi ama çirkin durmuyorlardı.
"Adın ne?" sordu. Ginny kaşlarını çatarak kıza baktı bir kompartıman öncesindede aynı soruyu sormuşlardı ve Ginny cevapladığında suratlarını buruşturarak onu göndermişlerdi. Herkes aynı değildir diye düşündü.
"Ginny, Ginny Weasley."
"Weasley?" Melody'nin şaşkınlık dolu sesi duyuldu "Sen bir Weasleysin?" sordu.
"Ev-"
"Ayh Mel on kere sormana gerek yok Weasley işte." dedi Alex
"Vay canına beni aydınlatın ama kulaklarım rahatlıkla duyuyor Lex emin olabilirsin!"
Ginny suratında garip bir ifadeyle onlar didişmeye devam ederken izledi. Bu ona oldukça tanıdık geliyordu çünkü aynısını tüm gün abileriyle yapıyordu. Gene de rahatsız olmadan edemedi.
Melody kızın rahatsız olduğunu farkederek Alex'e cevap vermeyi kesti ve Ginny'ye döndü "İçeri girsene." söyledi.
"Oh. Oturabilirim o halde?" sordu emin olmak istercesine
"Tapulu malımız değil ne istiyorsan onu yap." dedi Alex bir karar versede sessizlik olsa diye düşündü.
Ginny kaşlarını çattı ama yine de içeri girdi küçük çantasını uzanıp yukarı koydu.