...3 hafta sonra...
"Ah bende baloya katılmak istiyorum!"
"Peki bu isteğini benim kulağımdan uzak bir yerde söyleyemez misin?! Kulaklarım kanadı. Ayrıca balo malo yok ne balosu?"
"Kapa çeneni Draco. Ben bundan zevk alıyorum ve ne demek balo yok?" Alex alay ederek baktı. Bir kaç hafta olan olaydan sonra hala sinirliydi ama şu an çok sıkılmıştı ve biriyle uğraşması gerekiyordu ve tabiki de balo falan olmadığını biliyordu.
"Hastasın sen." Draco söyledi ona.
Alex ona alayla baktı "Yüzyılın tespitini yaptın ya Limoncuk! Daha yeni mi fark ediyorsun?"
"Hayır," Draco karşı çıktı "Sadece sana söylemedim."
Alex göz devirdi "Sağol ya! Çok duygulandım yani!"
"Ben nereden bilebilirim senin 'Hastasın sen' cümlesini duymaktan zevk alacağını!" Draco çıkıştı ona.
"Doğduğumdan beri beni tanıyorsun. Her şeyimi bileceksin tabi! Beyinsiz!"
"Cidden ruh hastasının tekisin! Al oldu mu zevk aldın mı!"
"OLDUKÇA!" Alex'in bağırması ile bütün kafalar onlara döndü.
Alex onları takmadı ama Draco dikleşti ve Alex'e sanki abilik yapıyormuş gibi gözükmeye çalıştı. Kendinden büyüklerle iç içe olsa da hatta soyadından dolayı onları yönetsede kendinden küçükler ile takılmayı utandırıcı buluyordu. Ayrıca karagölün orda bayağı bir rezil olmuştu ve onu rezil eden Alex'ti onunla konuşması bile garip olurdu.
Küçükler ile takılmayı utandırıcı bulmasının asıl nedeni ise kendisinin de küçük olmasıydı. Olayları tam kavarayamıyor ve arkadaşlığın tam olarak ne olduğunu pek bilmiyordu. İleride zor yoldan anlayacağını kim nereden bilebilirdi.
🍀
Alex sessizce yatakhaneye çıktı. Draco'nun ne kadar değiştiğini Kara Gölün orada olanlardan sonra anlamıştı. O kadar Sinir bozucuydu ki! Herkesten üstün olduğunu göstermeye çalışıyordu! Alex bile bunu iddia etmezdi! Hadi ama! Tamam birazcık edebilirdi ama şu an konu bu değildi.
Üstelik Draco'dan bahsediyordu yani! O kalın kafalı herkesten üstün olacak! Gülse mi kızsa mı, bilemiyordu cidden.
Hani akıl olarak desen ondan akıllısı doluydu, sihirsel yönde gene ondan çok daha iyileri vardı. Belki tipi derdi Alex ama 12 yaşındaydı! Vücudunun her bir noktası ileride değişecekti.
Hava atacak bir yönü de yoktu yani. Anlamıyordu daha doğrusu yaşından dolayı tam olarak kavrayamıyordu değişimin farkındaydı ama nedenini anlayamıyordu.
Bir yetişkin hatta 13 -14 yaşındaki biri bile basitçe Draco'nun davranış biçimini anlayabilirdi. Çocuğa hayatı boyunca bir Malfoy olduğu için yüceltilmesi gerektiğini, herkesin üstünde olduğu anlatılmıştı. Bu yüzden burada üstündeki ilgiyi görünce şımarmış, kontrol arzusu artmıştı.
Evde ki davranış biçimindeki farklılık da basitçe yetişkinleri kendinden üstün görmesiydi. Bu yüzden kimsenin sözünden çıkmıyor saygılı ve mesafeli davranıyordu. Bu aslında bir çok çocuğa anormal gelebilirdi çünkü bir çok çocuk anne ve babasıyla bu kadar mesafeli değildi. Alex bile değildi. Bu yüzden bunu gidip Malfoylar ın gerçek yüzünü bilen birine sorsanız çocuğa acıdıklarını söylerlerdi.
Malfoyların gerçek yüzü tartışılırdı tabi çünkü her insan kendi durduğu yerden bakıyordu sadece. Sonuçta kimse kimsenin içini göremezdi, o ona göstermediği sürece. Eh, Malfoylar pek dışa dönük insanlar sayılmazlardı değil mi?
Alex'te bu durumu diğer yaşıtları gibi tam anlayamıyordu. Bu içten içe onu deli ediyordu. Gözlerini kapatıp huzursuz bir uykuya daldı.
🍀
"Beni hep bekletiyorsun Melody!" dedi Melody Alex'i taklit etmeye çalışarak. Pek başardığı söylenemezdi. Tam on dakikadır tren istasyonun da Ginny ile bekliyordu ve Alex sonunda teşrif edebilmişti.
Ama aşırı şaşırtıcı bir şekilde cevap bile vermeden sadece omuz silkmekle yetindi.
Melody ona sıkıntılı bir şekilde baktı, uzun zamandır Alex garip bir şekilde durgundu. Bunun nedenini sormadı ama veya konuşma yapma gibi bir istekte bulunmadı. Alex'in Ginny'nin yanında konuşmayacağını biliyordu.
Arkadaş olabilirlerdi ama tam güven için hepsinin biraz zamana ihtiyaçları vardı.
Birlikte boş buldukları ilk kompartımana girdiler. Melody ve Ginny sohbet ederken Alex sessizliğini korumaya devam etti.
"Ben gidip Ron'lara bir göz atayım." dedi Ginny. Melody onaylayarak başını sağladı.
Ginny çıkar çıkmaz "Dökül." dedi Melody. Kızın sorunu her neyse hızlı çözseler iyi olurdu. Yoksa durumun pek iyiye gideceğini sanmıyordu.
Alex ona tartan bir bakış attı ama sonra derin bir nefes alıp anlatmaya başladı "Konu Draco. Sence de bu sıralar sinir bozucu değil mi?"
Melody ona bana mı diyorsun der gibi baktı. Alex görmezden gelip devam etti "Yani tamam sana yaptığını anlayabiliyorum," kızın gücenmiş bakışının üzerine ekledi "kalın kafalı manasında diyorum Mel."
Alex Melody'nin 'kesinlikle' diye mırıldandığını duydu. "Yani aslında tam olarak sorun ne bende bilmiyorum." itiraf etti "Seninle konuşmuyor onun nedeni belli ama bana patronluk taslamaya çalışıyor, abimmiş gibi ve soğuk davranıyor!" duraksadı "Çok sinir bozucu! Kafayı yiyeceğim! Yemin ederim öyle yaptığı anlardan birinde elimde kalıcak! Aptal bir okul bir insanı nasıl bu kadar değiştirebilir."
Melody derin bir nefes aldı "İnsanın çevresi onu değiştirebilir. Belki karakterini değiştirmez ama davranışlarında büyük anlamda değişiklik yapabilir."
"Onun çevresi biziz!" dedi Alex.
Melody ona alayla baktı "Emin misin?" sordu "Gerçekten Lex dalga geçiyor olmalısın. Draco ilk senesinde burda bir çevre kurmuş," açıklamaya başladı "biz büyük ihtimal burada ki otoritesini sarsıyoruz. Bir kere ay olarak da olsa ondan küçüğüz, bir sonraki senede kalıyoruz ve ben bir Gryffindor'um. Büyük ihtimal bizle takılmaktan utanıyor. Bu yüzden senden de uzak duruyor."
Alex sinirle offladı "Hay onun otoritesine!"
"Aynı fikirdeyim." Melody onu onayladı.
Bundan sonra fazla konuşmadılar. Alex içten köpürmekteydi Draco cidden salaktı. Kızgındı ama kızgından çok kırgındı. Çok da sinir olmuştu ilk görüşte boğacaktı onu.
Tren dururken sinirini yutmaya çalıştı yoksa elinden bir kaza çıkacaktı. Eve dönüyorsun dedi kendi kendine. Baban seni sakinleştirir. Sinirini kontrol etmek için son derece bir çaba harcayarak Trenden indi.