ADRİAN
Gülüyordu, konuşuyorduk sonra bayıldı kafası yere çarpmasın diye onu kolundan yakaladım. Noluyor?
Yoksa ondan aldığım enerji doğru muydu?
Yanılmazdım asla ama bilemiyorum hiç bir kayıp görmemiştim onda.Kucağıma aldım sonra yukarı çıktım neler olduğunu bilmiyordum? Revire mi götürsem? Olmaz en iyisi onu Cedric'e götürmek.
Arka kapıdan çıkıp, arabaya ilerledim. Onu koltuğa yatırdım. Üstünden kemeri bağladım. Cedrici aradım.
-Cedric arka otoparka arabamın yanına gel. Mia ve daisy'yi de al çok acil bir şey oldu.
-Ne oldu?!!
-Hadi çabuk ol soru sorma!
Telefonu kapattı. Arkaya bindim elimle kontrol ettim. Yanıyordu deli gibi. Boncuk boncuk terler vardı yüzünde. O güzel yüzünde. Dayanamıyordum. Ya bir şey olursa?!
Cedric, Mia ve Daisy koşarak geliyorlardı. Yanlarına varlıklarında ağızları 3 karış açık bakıyorlardı.
-Noldu burada?!
-Ben bilmiyorum, konuşuyorduk ve bir anda bayıldı. Çok fazla ateşi var!!
Cedric eliyle ona dokundu.
-Enerjisi çok güçlü nasıl anlamazsın?!
-Olamaz dedim açık vermedi.
-Şu ana kadar vermemiş. Onu burada iyileştiremem. Eve gitmemiz lazım.
-Tamam benim evime gidelim.
Arabaya bindik ben çok iyi değildim o yüzden arabayı Cedric kullanıyordu. Bende onun yanında oturuyordum. Kızlar ise arkada oturuyordu. Mia sık sık ateşi kontrol ediyordu. Git gide artıyordu. Hatta bazen Mia'nın eli bile yanıyordu ama Mia endişeli endişeli bakmaya devam etti. İçinden '' ah zavallı kız'' diye düşündü. Ben ise sık sık arkama bakıyordum, Sonunda eve ulaştık. Cedric'e anahtarı attım. Hemen Ava'yı aldım ve eve girdik. Onu hemen odama çıkardım. Şansa bak kimsenin görmediği odamı Ava sayesinde herkes görüyordu şuan.
AVA
Yavaş gözlerimi araladım, neredeydim ben? Mavi bir odadaydım. Kafam karıştı noldu bana? Sonra odaya birisi girdi elinde çay vardı buram buram okuyordu. Maviler tam karşımdaydı. Hatırladım buhulu olan bazı şeyleri, bayılmıştım. Bana endişeli ama sevinç dolu gözlerle bakıyordu. Yanıma oturdu.
-Bana noldu?
-Sen bayıldın, ateşin çok fazlaydı.
-Neden? ben kendimi gayet iyi hissediyordum.
-Şey bunu sen iyi olduğun da açıklayacağım.
-Peki, neredeyim ben?
Mantıklı bir soru.
-Odam da.
Hadi canım yok daha neler bu onun odası mıydı? Tanrım mavi mavi çok güzel. Şaka değil duvarlar hariç neredeyse her şey maviydi ama mavinin asil tonu, benim odam onun zıttıydı daha çok kırmızı motifler vardı. Düşüncelerim bölündü çünkü Mia geldi.
-Tanrım, çok korktum, bir daha korkutma bizi sana bir şey olacak sandık hatta Adrian ağl...
Maviş onun koluna dirsek attığı için lafı bölünmüştü tam bağıracakken içeri Daisy ve Cedric de girdi. Maviş bana elinde ki bardağı uzattı. Tanrım bardak uzatışı bile çok güzel görseydiniz anlardınız...
-İç iyi gelir, dinlen biraz olur mu?
Kafamı salladım, halimden tabi ki memnunum. Kim olmaz ki? Herkes odadan çıktı beni mavişle bıraktılar aslında o da gidecek sandım ama Cedric ona bir şey fısıldayınca vaz geçip yanıma geldi. İyice oturur pozisyona geldim. Duvara sırtımı yasladım o ise yatağın kenarın da maviş gözlerle bana bakıyordu. Bakmasana ya utanıyoruz kardeşim! Bana doğru uzanıp yanımda olan yastığı aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gergous
Teen FictionBaşka bir şehir de yeni bir hayata başlayan Ava Black yaşayacağı şeyleri bilmiyordu. Normal olur sanıyordu ama bunlar normalden uzaktı. Şimdi ise karar vermesi gereken çok şey vardı.