Bugün ara verilen lise buluşması gerçekleşecekti. Beliz kafede diğerlerini beklerken düşünüyordu. İşe başladığından bu yana neredeyse beş ay olmuştu. Sonunda kendisinin de tatmin olabildiği bir işi olduğu için şanslıydı. Görkem'e rağmen bu bir şanstı. Gülümseyerek geçen gün anneannesini ısrar kıyamet yemeğe götürdüğü zamanı hatırlamıştı. Anneannesi ise sürekli yemeklerin fiyatını sormuştu. Bir yandan da ona bu kadar para harcamamasını, biraz da biriktirmesini tembihliyordu. Yine de torununun onu dışarıya çıkarmasından mutlu olduğu belliydi. Beliz onun gözlerindeki mutluluk için her şeyi yapabilirdi. Ona her şey değerdi.
"Hayırlısıyla yuva kurduğunu da görsem benden mutlusu olmaz." Demişti anneannesi. Beliz rahatsız olsa da anneannesine belli etmeden sevgiyle elini tutup nasip demekle yetinmişti.
Anneannesinin dediği şeyin gerçekleşmesi pek mümkün değildi. Beliz hep birisine açılmak, güvenmek, sevmek konusunda zorluklar çekmişti. Dahası bu zorlukları tam anlamıyla arkasında bırakmış değildi. Yaşadıklarını ruhunda yara izi gibi taşımaya devam ediyordu. Derin bir nefes alıp gözlerini kapamıştı.
"Hayatımı mahvettin!" diye bir ses beyninde yankılanmıştı. Oysa Beliz duymak istemiyordu. Dedikleri doğru olsa da duymak istemiyordu. İçine gömmesi gerekiyordu.
Tekrar gözlerini açtığında Esna'nın gülümseyerek içeri girdiğini görmüştü. Düşüncelerini rafa kaldırmanın zamanı gelmişti. Ayağa kalkıp gülümseyerek arkadaşının kendisine yaklaşmasını izlemişti. Onunla düğünden beri görüşememişlerdi. Beliz'in toplantı hazırlıkları, Esna'nın yetiştirmeye çalıştığı işler buna mani olmuştu. Esna ise ona sarılırken bir yandan nasıl olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"İyi görünüyorsun. İşten güçten fırsat olmadı. Toplantın nasıldı?" demişti oturduklarında. Toplantının üzerinden epey bir zaman geçmişti. Ama Esna'nın hatırlayıp sorması hoşuna gitmişti.
"İyiydi. Diğer müdürler sunumumu beğendiler. Sonra da Ediz Bey, Görkem ile gideceği yemeğe beni de davet etti."
"Şaka yapıyorsun? Peki bizim buzhane ne yaptı?"
"Hiçbir şey. Bizimle geldi. Yemekten sonra çıkıp gitti."
"Tam da kendisine yakışanı yapmış."
"Bilmiyorum. Neyse sen yaptın? Büyük bir teslimat yapacağını söylemiştin. Halledebildin mi?"
"Ay çok şükür hallettim. Ama bitene kadar resmen canım çıktı." Dedi Esna da rahatlamış bir şekilde. O sırada diğerlerinin de içeri girdiğini fark etmişlerdi. Beliz gelenleri görünce şaşırmıştı. Ara verilmiş olmasına karşın neredeyse herkes gelmişti. Yani Gürkan haricinde herkes gelmişti. O iş nedeniyle yurtdışındaydı. Esna sıkkın bir şekilde Gizem'i fark etmişti. Gelmemesini ummuştu, ama yanılmıştı. Mecbur katlanacaktı. Ne yaparsa yapsın bu kızı bir türlü sevememişti.
Siparişler verildikten sonra herkes gündelik konulardan konuşmaya başlamıştı. Beliz onları seyrederken kendisini huzurlu hissetmişti. Bir süre onları izlemeye devam ettikten sonra Kardelen ile sohbet etmeye başlamıştı. Siparişler geldikten sonra herkes yemeklere dönmüştü. Ama Gizem konuşunca dikkatler ona çevrilmişti.
"Pelin nihayet seni burada gördüğümüze sevindim. Ne kadar güzel bir düğündü. Söylesene evlilik nasıl gidiyor?"
"Teşekkür ederim canım. Geldiğiniz için tekrardan teşekkür ederim ben de. İyi gidiyor galiba. Bilmem ki." Dedi gülerek.
"Sonuçta sevdiğin insanla evlendin. Güzel bir şey olmalı. Eeee Bora senin düğününü görecek miyiz?" dediğinde Beliz çaktırmadan Esna'ya bakmıştı. Onun ağzıyla 'Oha' dediğini görünce gülmemek için başını çevirmek zorunda kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mesken
General FictionZaman, her zaman güzel şeyler getirmez. Önemli olan zamanın getirdiklerini tümüyle kucaklayabilmektir. Yoksa insan nasıl dayanır bunca kötülüğe? Yıllar sonra kopmuş bir arkadaş grubu tekrar bir araya gelir. Ancak aradan yıllar geçmiştir ve her şey...