Beliz Pazar gününün tadını çıkarıyordu. Cuma gününden beri kuzeni onlarda kalıyordu. Onu görene kadar kuzenini ne kadar özlediğini fark etmemişti. Üçü güzel bir Pazar kahvaltısına oturmuş acele etmeden kahvaltılarını yapıyordu. Kuzeni son yılındaydı ve heyecanla tez konusunu anlatıyordu.
"Aslında daha önce gelecektim. Ama tezim saha çalışması düşündüğümden daha uzun ve zor geçti."
"Ne zamandan beri görüşmeler yapıyorsun?"
"Yaklaşık iki aydır. Beliz abla bu işler ne kadar zormuş. Derlerdi hiç inanmazdım. Şu tezi bitirip okulu bitirmekten başka bir şey istemiyorum."
"İnan bana daha sonra bu dönemi bile özleyeceksin." Dedi çayını yudumlarken. Çünkü kendisi çok özlüyordu.
"Bilmiyorum artık. Neyse, anneannem biraz anlattı. Esna abla sizin geleneksel buluşmaları geri getirmiş. Nasıl geçiyor?"
"İlk başlarda biraz çekingendik. Ama şimdi daha iyiyiz. Herkes gelmeye devam ediyor. Hala bile şaşırıyorum."
"Hala gelen çok mu?"
"Neredeyse herkes diyebilirim. Boralar, Buketler herkes."
"Ne kadar güzel. Sağlam bir arkadaşlığınız varmış demek ki." Dedi hayranlıkla. Beliz ise ardından anneannesiyle kuzenin bakıştığını fark etmişti. Kuzenine sorar gözlerle baktığında çekindiğini görmüştü. Ama neden çekindiğini anlayamamıştı.
"Ahu soracağın bir şey mi var?"
"Aslında var. Peki şey... Görkem abi de geliyor mu?" dediğinde Beliz rahatsız bir şekilde çatalını masaya bırakmıştı. Neden tüm yollar, konular, kapılar Görkem'e çıkıyordu? Adını sanını duymadan bir gün bile geçiremeyecek miydi? Görünüşe bakılırsa geçiremeyecekti.
"Evet, o da geliyor."
"İnanamıyorum. Nasıl peki? Değişmiş mi? Hala hep olduğu gibi çok yakışıklı değil mi?"
"Evet, hala çok yakışıklı." Dedi dalgınca. Haberi verdikten sonra kurtulup bir daha konuşmak istemiyordu. Ahu ise gülümseyerek uzaklara dalmıştı. Tekrar ablasına baktığında yüzünde hayranlık dolu bir gülümseme vardı.
"Peki o gülüşü? Hala aynı mı?"
"Güldüğünü görmediğim için bilmiyorum."
"Hiç ayrı konuştunuz mu? Seninle çok iyi anlaşırdı. Farklı bir havanız vardı. Nadir görülen bir havaydı."
"Ne havası? İyice saçmaladın Ahu. Hala Görkem'e hayran olamazsın." Dedi Beliz gülmeye çalışarak. Ahu da gülmüştü. Tekrar tabağına dönmüştü.
"Tabii ki o zamanki hayranlığım yok. Ama Görkem abi gibi bir insan zor bulunur. Sahi ne iş yapıyor?"
"Benim patronum." Dedi Beliz neredeyse kıvranarak. Kuzeni o sırada çayını içiyordu ki tabağına çay sıçratmıştı. Muhtemelen bacağı biraz yanmıştı ama umurunda değil gibi görünüyordu. Şaşkınlıkla Beliz'e bakarken bunu ne kadar sakin söylediğine şaşırıyordu. Beliz onunla beş aydır çalışmasına rağmen bir kere bile dillendirmemişti.
"Neden hiç söylemedin?"
"Konusu geçmedi. Durup dururken patronumun o olduğunu söyleyemem herhalde."
"Abla ne diyorsun? Beş aydır bir kere bile söylemedin."
"Gerçekten konusu geçmediği için söylemedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mesken
Художественная прозаZaman, her zaman güzel şeyler getirmez. Önemli olan zamanın getirdiklerini tümüyle kucaklayabilmektir. Yoksa insan nasıl dayanır bunca kötülüğe? Yıllar sonra kopmuş bir arkadaş grubu tekrar bir araya gelir. Ancak aradan yıllar geçmiştir ve her şey...