"siktir, siktir, siktir!" hoseok, duşundan gelen ılık suyun aniden kaynaması yüzünden tısladı. armatürü soğuk tarafa çevirmek için vücuduyla döndüğünde su tamamen kapanmıştı bile.
hoseok olayların ani değişimi karşısında şaşırdı "ne oluyor ulan?" kafası karışmış şekilde fısıldarken armatürlerle oynadı. bir o yana, bir bu yana çevirip durdu. suyu tekrar açmaya çalıştı ancak bunun bir faydası olmadığını fark etti.
hayal kırıklığıyla homurdandı ve duşun yanındaki raftan bir havlu aldı. kendini kuruladıktan sonra, giyindiği banyo tezgâhına koyduğu kıyafetlerini kaptı. iyi ruh hâli bozulmuştu, sinirli bir şekilde çamaşır makinesinin yanında duran sıcak su ısıtıcısına bakmaya gitti. sorunun ne olduğunu anlayamadığı için kaşlarını çattı ve mutfakta sıcak su olup olmadığını kontrol olmak için oraya gitti. sıcak suyun çıkıp çıkmayacağını kontrol etmek için armatürü kırmızı tarafa çevirdi. iki dakika boyunca parmaklarının ucuyla sıcak suyun gelmesini bekledi ve mutfaktaki sıcak suda sorun olmadığını fark etti. suyu kapattı ve banyodaki ısıtıcının kırıldığını anladı.
"ahh, harika... sinir bozucu." hoseok sıkıntıyla mırıldandı. sıcak suyu yoktu. duş başlığını kendisi düzeltemezdi. bir tamirci de arayamazdı çünkü bunun için yeterince para kazanmıyordu. para biriktirmesi gerekiyordu. ama banyo yapmadan işe gidemezdi, nasıl gidebilirdi ki? bir gün bile banyosuz gitmek hoseok'u oldukça tiksindirirdi.
şimdi ne yapacağım ben?
hayıflandı. hoseok'un en yakın arkadaşı namjoon, erkek arkadaşıyla birlikte buradan yaklaşık 15 kilometre uzakta yaşıyordu. bu yüzden oraya gitmesi de mümkün değildi. aklına bir fikir geldi. belki bir süre ışıksız kalarak elektrikten tasarruf eder ve tamirciyi arayabilirdi.
hoseok, sikeyim seni aptal mısın? ışıksız da yaşayamazsın.
düşünceleri ve kendiyle olan kavgasını daha fazla sürdürmedi. başını hiç şu anda olduğu kadar büyük bir duvara vurmak istemedi. "siktir et." hoseok hiçbir zaman bir yetişkin olmanın bu kadar zor olacağını düşünmemişti.
su ısıtıcısı hakkında biraz daha düşündü. aklına gelen son seçenekle sırıttı. bir adam yalnızca bir hafta önce evinin hemen yanına taşınmıştı. belki de hoseok'un kendisininkini kullanmasına izin verirdi, umuyordu ki verirdi.
dileğinin gerçekleşmesini umarak bu olasılığa gülümsedi. hoseok beklemez ve olasılık üzerinde pek düşünmezdi. bu yüzden hemen oraya gitti. hâliyle, bir yabancının kapısını çalarken biraz gerilmesi normaldi. yargılamak gibi olmasın ama o adam bir seri katil de olabilirdi.
kapıya yaklaştı ve derin bir nefes aldı.
sen bu işi hâllettin, hoseok. sadece gülümse ve izni kap.
"tamam, tamam..." birkaç kez kapıya tıkladı ve adamın açmasını bekleyerek geri adım attı. on saniye geçtiğinde bile hoseok hiçbir ses duymamıştı. bu yüzden kaşlarını çatarak kapıya tekrar tıkladı.
adam uyuyor olabilir mi? saat neredeyse bir!
hayal kırıklığına uğramış şekilde kapıya daha sert tıkladı. komşusu bu sefer bir cevap verse iyi olur.
aniden kapı açıldığında karşısına nane saçlı, teni neredeyse gümüş kadar açık ve güzel, yataktan yeni çıkmış gibi görünen bir adam ortaya çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
soap 𖥸 yoonseok [türkçe çeviri]
Fanfiction"artık bundan korkmuyorum." jung hoseok'un duş başlığı kırıldığı için komşusu min yoongi'ninkini kullanması gerekiyor. 📎düz yazı, kısa hikâye, çeviri; tamamlandı en yüksek rütbe: lightangst #1 hayran kurgu #41 sope #10 yoonseok #4 angst #5 ...