12, 'bir şey' denemek

98 14 42
                                    


hoseok hissediyordu, uyumak üzereydi. göz kapaklarına varasıya kadar uyuşmuştu, yavaş yavaş kapanıyordu. normaldi, saat sabah ikiydi.

hyungu öncekiyle aynı pozisyondaydı. hoseok sırtını kanepeye yaslamış uzanıyor, yoongi ise kafasını kırmızılının boynuna gömmüş halde bacakları arasında yatıyordu. bu pozisyonları, fırtına esnasında çok yardımcı olmuştu. şu an sadece hafiften gök gürültüsü duyuluyordu.

bir süre sonra hoseok sıcak vücudunun üstüne bir kıpırdanma hissetti. yoongi'nin ağırlığı hafifçe üzerinden kalkmıştı. küçük olan çok yorgundu. gözleri zar zor açılıyordu, bulanıktı ama seçebiliyordu.

yoongi onun üzerinde geziniyordu.

sarışın düşünmüyordu. hem de hiç. ancak o an kendini kontrol edemiyordu ve hissettiklerini açığa vurması gerekiyordu.

hoseok'a gelince, kafası karışmış gibiydi. zihni hâlâ bulanıktı ancak midesinin derinliklerindeki kelebekleri hissedebiliyordu. ve, yoongi'nin ne yapıyor olduğunu da biliyordu.

hoseok'un gözleri birdenbire netleşmişti, artık pek iyi bir şekilde görebiliyordu. yoongi onun üzerindeydi, sıcak nefesi hoseok'un ağzına yayılırken yavaştan ağır nefesler alıyordu.

büyüğünün suratındaki bakış, hoseok'un daha önce görmediği bir şeydi. öfke, kafa karışıklığı, korku, bariz olmayan bir şey daha... bakışlarında hepsi vardı. hoseok o diğer hissin ne olduğunu anlamıştı.

arzuydu, şehvetti. hatta belki başka bir şeydi. çünkü hoseok da aynısını hissediyordu.

yoongi'nin gözleri, öbürünün dudakları ve gözleri arasında gidip geliyordu. bakışmalarını kesip duruyordu.

hoseok da düşünmeyi bırakmıştı. umursamadı, çünkü fena istiyordu. ihtiyacı vardı. kendine verdiği sözü her an bozabilirdi ama açıkçası umurunda değildi.

hoseok yukarıya doğru yanaştığında yoongi geri çekilerek doğruldu. kırmızılı o kadar büyülenmişti ki farkında olmadan onun yaptıklarını takip etti. şimdi ise karşı karşıyalardı, yüz yüze.

"hoseok..." zar zor duyulan sesi küçüğünün kulaklarında yankılanmıştı.

yoongi maraton koşmuş gibi nefes alıyordu, o anda hoseok kötü hissetti. gerçekten kafasını karıştırdığını fark etti. hyungunun kendisini hep hetero olarak gördüğünü biliyordu, ve şu an her şeyi sorgular haldeydi.

"bir şey deneyeceğim..." yoongi'nin hareketleri o kadar hızlı ve aniydi ki hoseok şaşırmıştı. sarışın yaklaştı, gözleri hâlâ kilitliydi birbirlerine. bir eli yavaşça ve nazikçe küçüğünün yanağını kavradı, diğeri ise kırmızı tutamların arasından geçti.

ve birden... oradaydı.

yoongi'nin dudakları onunkinin üzerindeydi. sıcaklık her ikisinin de vücuduna yayıldığında bu her ikisini de yoğun ana hapsetmişti. kurumuş ama yumuşak dudaklar, hoseok'unkilerin üzerinde nazikti. dahası, fazla meraklılardı. ve hoseok karşılık vermekten kendini alıkoyamamıştı.

kollarını büyüğünün beline dolar dolamaz oğlan geri çekildi. az önce hoseok'un vücudunu eziyor olan sıcaklık kaybolmuştu. şu anda onu sıcak tutan tek şey kendisini ona bastıran yoongi'nin ısısıydı.

"lütfen. karşılık verme." hoseok'un kafası bunun üzerine karışmıştı ancak çok geçmeden anladı. yoongi deneme yapıyordu.

dudaklarını tekrar kırmızılınınkilere bastırdı, bu kez karşılık yoktu. yoongi, hoseok'u çılgına çevirecek davranışlarda bulunurken hareket etmemek cidden tuhaftı. yapabildiği tek şey, başparmağıyla hyungunun siyah gömleği üzerine hafif daireler çizmekti.

ancak yoongi hazırdı. hoseok'un dudaklarına doğru mırıldandı, "karşılık ver."

ve hoseok elbette karşılık verdi.

harekete geçtiğinde yoğunluk geri dönmüştü. sonunda, uzun süredir yapmak istediği şeyi yapıyordu.

aralarında tutku, arzu ve özlem karışımı bir şeyler vardı ve sahip oldukları her duyguyu doldurmak istercesine öpüştüler.

yoongi, alt dudağını kendisininkilerin arasına çekip emerken hoseok'un yumuşak ve pürüzsüz dudaklarına doğru bir inilti bıraktı. fırsatı değerlendirmek isteyen hoseok, dilini hyungunun ağzına kaydırarak hakimiyet kurmayı başardı.

hoseok'un elleri kayıp yoongi'nin kalçalarını kavradığında onu kucağına çekti, böylece bacakları beline dolanmıştı. her şey cidden çok hızlı ilerliyordu.

yoongi üzerine daha da eğildiğinde hoseok uzandığı yere doğru kendini daha da geriye itti, öpüşmelerindeki hakimiyeti ortaya çıkıyordu.

televizyon falan mı vızıldıyordu bilmiyordu, ancak hoseok titriyordu. her zamankinden daha canlıydı, daha hayat doluydu.

hoseok içgüdülerine kulak verip ellerini bol gömleğin altından geçirdi ve belinin yanlarına doğru kaydırdı. ancak büyüğü korktu ve geri çekildi.

yoongi'nin gözleri her zamankinden daha da genişti. kaskatıydı, olup bitenler bilincine yeni yerleşmişti. siktir. ne yapmıştı o öyle?

hoseok hâlâ uzanıyordu ve yoongi hâlâ onun kucağındaydı. kırmızı saçlı yoongi'nin tavrındaki ani değişimden endişelenmişti. ortamın bütün ruh hâli bozulmuştu.

bir şey yaptığını düşünerek kalbi hızla çarpıyordu ama yine de ellerini yoongi'nin kalçalarına tekrar koydu ve sakinleştirmek için başparmağını teninde gezdirdi. "aşkım, iyi misin?"

yüzü, hoseok'un çok sevdiği pembeyle renklenirken, duyduğu hitap yoongi'nin kalbinin derinliklerinde bir yere yerleşmişti. yoongi kendine dürüst olması gerekirse, iyi olup olmadığını bilmiyordu. ne yaptım ben? benim sorunum ne?!

"hayır..." diye fısıldadığında hoseok'un yüzü anında düşmüştü. "hayır hoseok, iyi değilim. üzgünüm... gitmem gerek."

ve işte, gitmişti. sarışın olabildiğince hızlı bir şekilde hoseok'un kucağından atlayıp kapıya koştu, çarparak kapattı ve soğuk havadaki sağanağın altında koşmaya başladı. hoseok, çarpan kapının sertliğiyle hareket eden tokmağı hissetmişti. vücudunda bir şeyler tersti de, merak ediyordu. az önce ne sikim yaşandı?

----👀🤦🏻🧑🏻‍❤️‍💋‍🧑🏼----

çevirmen notu: LÜTFEN YOONGI'NİN ÜZERİNE GİTMEYİN TT bu arada ilk defa boyle bi sahne yazdim KIZARA KIZARA YA CILDIRCAM CILDIRCAM NEYDI BU

çevirmen notu: LÜTFEN YOONGI'NİN ÜZERİNE GİTMEYİN TT bu arada ilk defa boyle bi sahne yazdim KIZARA KIZARA YA CILDIRCAM CILDIRCAM NEYDI BU

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
soap 𖥸 yoonseok [türkçe çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin