Birinci Bölüm.|🌻

24 6 27
                                    




Düşün ve hayata geçir.
Hayatınızın çoğu vaktini düşünmekle harcarken, kaçınız bunları hayata geçirmek için çabalayan o kısımdansınız?

Attığım her adım bir düşüncem, attığım her bir adım düşüncemi hayata geçirmem.

Ben şuanım, geçmiş ve gelecek değilim.

Siz, şuansınız.

Ve benim şuanım, biricik annemin ağzıma tıkıştırmaya çalıştığı böreği ile geçiyordu.

“Anneciğim, vallahi Umut'u biraz daha bekletirsem antrenman vakti kemiklerimi toplarsın yerden.” Annem, içinde beyazların olduğu kızıl saçlarını gelişi güzel karıştırdı ve tek elini beline yerleştirip, mavi ışıl ışıl gözlerini gözlerime dikti. “Ah ah, Umut kızımı tanımasam inanacağım dediklerine eşek sıpası!” Elindeki peynirli böreği alıp bir ısırık alarak, evin içindeki merdivenlere ilerledim ve anneme bir öpücük attım.

Arkamdan söylendiğine yemin etmeme gerek yoktu, her anne bunu yapardı. Cebimdeki telefonu çıkarıp, saate baktığımda yeterince geç kaldığımı fark ederek altıma giydiğim mayomun üzerine beyaz bir t-shirt ile buz mavisi yüksek bel bir kot şort giydim.

Kızıl, ama genetik olarak bazı yerlerinde beyazlar olan omzumdaki saçları, ensemde ufak bir at kuyruğu yaparak çantamı sırtlanıp dış kapıya geldim.

“Servet Hanıım? Ben gidiyorum!” Ayakkabılarımı ayağıma geçirirken, annem elindeki mutfak havlusuyla yanıma gelip, cebime yirmi lira iliştirdi. “Anne çalışıyorum ben? Gerek yok buna anlatamadım sana bir.” Annem, elini havada sallayarak omzuma vurduğunda kapıyı açıp bahçeli evimizin taş basamaklarına ilerledim. Aa, unutmadan akşam abingil gelecek. Erken gel, aratma kendini!” Anneme el sallayarak ilerlediğimde, geç kalacağımı biliyordu.

Abim Aral, otuz iki yaşında işinin en iyilerinden harika bir beyin cerrahıydı. Dört yıl kadar önce bir evlilik yapmıştı, ama son zamanlarda adını anmak istemediğimiz eski eşi onu aldattığı için son iki aydır, Bursa'da boşanma davası ile uğraşıyordu.

Evliliklerinin, abime ve bütün ailemize kattığı tek güzel şey biricik yeğenim Doğu'ydu. Eh, Doğu'yu almak için zaten uğraşacaktık, ama üç yaşındaki bebeğimizi annesi istememişti.

Dava geçen hafta son bulduğundan, abim Doğu'nun evde tek kalmaması için büyük ihtimalle gene bizim yanımızda yaşamaya başlayacaktı.

Doğu'ya bakıcılık yapma devrime hoş geldiniz.

“Biraz daha geç kalsaydın seni ezerdim.” Umut, kırmızı arabasının camından kafayı sarkıtmış güler bir yüzle bana baktığında, gülerek yanındaki koltuğa iliştim. “Servet sultan alarmı, abim gelecek akşam.”

Umut, arabayı evimizin yakınlarındaki sahile doğru sürmeye başladığında hınzırca konuştu. “Abin boşandığına göre ona yine yavşayabilirim demek bu!” Umut'un koluna vurup, torpidoya koyduğu aynayı alarak ela gözlerimin altındaki hafif göz torbalarıma baktım.

Uyumam lazımdı, acı gerçek.
“Sahile iniyorum ama, yine fotoğrafın falan çekilecek biliyorsun değil mi?” Umut, arabayı bulduğu bir boşluğa park ettiğinde, aynayı bırakıp çantamı aldım ve arabada durdurduğumuz siyah şapkayı kafama geçirdim. Ee, bunu halletmek de sizin işiniz menajer hanım.”

Umut, söylenerek arabadan indiğinde bende peşinden inip koluna girdim.

Umut, ortaokuldan beri en yakın arkadaşımdı ve son beş yıldır ise menajerliğimle beraber kendi küçük kafesini işletiyordu. Birde, abime yanık gibiydi.

NEFES BATAKLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin