1

518 37 38
                                    

çalan alarmın sesiyle gözlerimi açıyorum yavaşça. alışık olduğum manzara beni karşılıyor.

07.00

alarmı kapatıp yataktan kalkıyorum terliklerimi giyip. klasik rutinlerim için yeni bir gün daha başlamış oluyor böylece.

her gün düzenli bir şekilde günlük rutinlerimi uygularım. bu hoşuma giden bir şey.

sabahları yedide uyanır, güne mutlaka erken başlardım. annem ve babam çalıştığı için kahvaltımı yalnız yapar, dişlerimi fırçalayıp hazırlandıktan sonra okula giderdim. hafta sonları vaktimi genellikle temizliğe ve ders çalışmaya ayırırdım. insanlar bu düzeni zorunluluktan oluşturduğumu düşünse de öyle değildi, bu durumdan hoşlanıyordum. düzen benim bir parçam olmuştu, onu kendimden koparmak imkansızdı.

adım kita shinsuke, ve ben günlük rutinlerine bağlı biriyim.

hazırlanıp kahvaltıya oturuyorum. sabahları karnım çok aç olmasa da gün boyunca bana enerji verecek besinler tüketip bu şekilde güne enerjik başladığımdan emin oluyorum. bulaşıkları makineye yerleştirdikten sonra lavaboya gidip dişlerimi fırçalıyorum. o sırada gözüm dolabın içindeki yüzey temizleyicisine kayıyor. bitmiş. okul çıkışı yenisini almayı beynime not ediyorum ve lavabodan çıkıp evden ayrılmak için hazırlanmaya başlıyorum.

rüzgarlı bir şubat sabahı. hava fazla soğuk olmasa da atkım boynumda. eldivenlerim ellerimi ısıtırken aniden şiddetli esen rüzgara karşı yüzümü atkıma gömüp yürümeye başlıyorum. bu atkıyı bana babaannem örmüştü, o yüzden taktığım zaman her şeyden koruyabileceği hissi dolaşıyordu etrafımda.

okula geldiğimde yüzümdeki maskeyi çıkarıp çöpe atıyor ve sınıfıma doğru ilerlemeye başlıyorum. sınıftaki birkaç kişi içeriye giriş yaptığımı görüyor.

"günaydın."

"günaydın kita-san!"

onlara aynı şekilde karşılık verip üstümdekileri çıkarıyorum. geçirdiğim hava değişimi beni rahatlatıyor. dışarıda sürekli rüzgar esiyorken sınıf sıcacık.

çok geçmeden sınıfa elinde kitaplarla öğretmenin gelmesiyle kendimi tamamen derslere odaklıyorum.

-

okul sorunsuz bir şekilde sona erdiğinde montumu üzerime geçirip atkı ve eldivenlerimi giyiyorum ve çantamı alıp arkadaşlarıma selam verdikten sonra sınıftan çıkıyorum. okul merdivenlerinden aşağıya inerken ismimi duyuyorum.

"kita-san!"

kafamı gelen sese doğru çevirdiğimde bana doğru yürüyen suna'yı görüyorum. suna rintarou, ikinci sınıf öğrencisi. onu üç yıldır tanıyorum, annelerimiz okuldan arkadaşlarmış. bu okula geldiğinde annesi ona göz kulak olmamı istemişti, çünkü zamanla gördüğüm kadarıyla kendisi ne kadar sakin görünse de aklına her eseni yapmaya meyilli biriydi.

"suna."

yanıma gelen suna'ya bakıyorum.

"eve beraber yürüsek olur mu?"

gözleriyle arkasındaki birkaç kız öğrenciyi gösteriyor. onu sıkıştırdıklarını anlayabiliyorum. ancak yine de teklifi üzerine cebimden teneffüste oluşturduğum alışveriş listesini çıkarıp gösteriyorum.

"üzgünüm ama market alışverişi yapmak için markete gideceğim."

"sorun değil, ben de birkaç abur cubur alacaktım zaten."

arrival | atsukita & sunaosaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin