1.13

19 5 19
                                    



* Aynı Karanlık Aynı Acı *

... "Sen de benim gibi ağla yağmur, hatta benim dökemediğim bütün göz yaşlarını da dök bu gece." Yağmur ve ölüler arasında özel bir bağ vardır. Her zaman oluşan o yağmur kokusu her insana farklıysa, herkes toprağın altında özlemini çektiği kişinin kokusunu hissediyorsa. Yağmurun ruhu denize taşındığı gibi okun kalbime saplandığı güne kadar ağla, yağmur. Yalnızlığımı bitiren ruhu yalnızlığa terk ettiğim için, en çokta buna ağla benim yerime..."

Hazırlıklar yapılıyordu. Rase ve diğerleri sabah erkenden gitmişlerdi. Bense camdan dışarıda olan biteni izliyordum. Yardım etmeme pek izinde vermiyorlar. Sürekli bağırdıkları için oda da bekliyordum ama neyi ben de bilmiyordum. Tek iyi yanı kutlama hakkında çok fazla bilgi toplamıştım. Çoğu kişi benden nefret etse de bazıları konuşuyorlardı. Kutlama iki HEİ arasında kutsal sunum için yapılırmış aslında.

Ama son birkaç yıldır buranın HEİ'si bu kadeh sunumdan önce ayrılırmış. Bunun nedeni bilinmiyormuş yani kimse sormaya cesaret etmemiş ama asıl sıkıntı olan bu kadeh de sunulan şeyle alakalı olduğu düşünülüyor. Ne garip insanların bilmediği bir sürü kutlamaları vardı. Rase banyo yapmam için içeride bir şeyler hazırladığını söylemişti. Bunun pek güvenli olmadığında emindim. O nedenle hala onu bekliyordum. Herkes özel kıyafetler giyecekti. Riona'nın giyeceği elbise dahil hepsinin ki Rase'in yatağının üzerindeydi. Ne hoş ve naif görünüyorlardı.

Rase kendisi gibi beyaz bir takım giyecekti. Yoongi siyah beyaz. Riona elbisesini gitmeden biraz anlatmıştı. Avcı yeşili olacak demişti. Güzel bir elbiseydi.

Çoğu yeri işlemeliydi. Belinden aşağı doğru inen zarif detaylarla süslüydü. Ama yine de bu kutlamadan pek mutlu değildi. Gerçi kimse değildi. Sabah camdan HEİ'yi görmüştü. Taehyung'a göre o da onu görmüştü. Fakat bu ifadesiz suratından anlaşılamamıştı. Şu ana kadar olanları düşündü Taehyung. Neredeyse birkaç ay içinde hayatı değişmiş; Jimin öldü sanmıştı. Kasabanın, krallığın korktuğu yanlarını bırak kimsenin sınıra bile adım atamadığı yaratıklarla aynı evdeydi. Ona insanlardan daha iyi davranıldığı kesindi. İnsanlarda ki üstünlük anlayışı onlarda çok farklıydı daha çok saygı gibiydi. Ne garip tıpkı insan gibi davranıyorlardı, insanlardan daha çok. Riona'lardan dün anladığı kadar onu ormanda ki gece almaya çalışan HEİ gelecekti. Bu kutlama balo tarzında bölümlerin eğlenmesi ve aradaki barışın daimîliğini sağlamak için yapılıyormuş. Eğer bir taraf kabul etmezse bu barış bozulur ve savaş için gün sayılırmış. Çünkü ilk üç bölüm en çok düşmana sahip bölüm olduğunu söylemişti, Yoongi. İlk üç arasında en çok düşman sahibi birinci bölüm değil ikinci bölümmüş. Yani tam olarak şu an kaldığı bölüm. Bundan korkmalı mıydı, neyden, kimden korkmalıydı? Kime güvenmeliydi? Bunların arasında en çok merak ettiği ise hala cevap bulamadığım bazı sorulardı. Son zamanlarda Jungkook'un adını nereden bildiğimi düşünmekle geçirdim. Pek ulaşabildiğim bir sonuç yoktu ancak düşündükçe başka şeyler hatırlamaya başlamıştım. Geçenlerde rüyamda annemi görmüştüm ilk kez, o muydu bilmiyorum. Ne garip annemin nasıl göründüğünü bile bilmemek...

Düşüncelerin için de öylece kaybolmuşken arkasından ona bağırıldığında çığlık atmış sesini ilk defa bu kadar iyi duymuştu etraftakiler. Bunca zamandan sonra...

"Hadisene yardım et, buraya gel!" ona doğru gittiğinde köşk baya temizlenmişti. Gerçi buraya köşkte denilmezdi.

Çok büyük katlarla donatılmış sayamadığı kadar çok oda salon, toplantı odaları yemekhaneler, her şey vardı. Genel olarak gri renklerin hâkim olduğu bu yerde duvarlarda bir sürü işlemeler ve tablolar da vardı. Sanatsal bir mekân bile denilebilirdi. Çoğu zengin insanın evlerinden çok daha güzel ve özenli bir mekandı. Kasabadan daha çok şey olduğu kesindi.

ƅʅυє ʌɲɗ ʛɾєɣ {тαєкσσк}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin