𝕱𝖎𝖓𝖎𝖘

232 24 37
                                    

''O defterde yazdığın metni tekrar tekrar okumayı bırak ve biraz bahçeye çık Chin Su-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

''O defterde yazdığın metni tekrar tekrar okumayı bırak ve biraz bahçeye çık Chin Su-... Sae Rin. Sürekli içeridesin ve bu senin için hiç sağlıklı değil.'' dedi hemşire olabildiğince sakin bir tonda. Fakat Chin Sun, hemşirenin aksine sakin kalmak gibi bir niyette değildi.
''Beni rahat bırak ve git her zamanki gibi doktorlardan birisine sürtün hemşire kılıklı. Minik sırrını ikimiz de biliyoruz.'' dedi ve ardından koca bir kahkaha attı Chin Sun. Duydukları karşısında öfke ve şaşkınlık dolan hemşire ise sinirlerine hakim olamayıp karşısındaki hastanın yüzüne oldukça sert bir tokat atmıştı. Bunun acısı bir süre geçmeyecekti suratından.
''Ağzını topla ve kendine gel Chin Sun-ah. Sürekli elindeki defteri okuyup adının Sae Rin olduğunu ve bir psikiyatrist olduğunu söyleyip duruyorsun ama değilsin! Sen bir katilsin ve Park Jihoon'un ölümünden de sen sorumlusun! Artık bunu kabullensen çok iyi edersin! " diye bağırdı ve hızla genç kızın odasından ayrıldı. Genç kız ise alışık olduğu bir yalanı duymuş gibi hiç aldırış etmedi duyduklarına.

Chin Sun kliniğe geleli neredeyse bir buçuk ay olmuştu. Hala kendisini bir psikolog zannediyor ve sebep olduğu cinayeti kesinlikle kabul etmiyordu. Park Jihoon'un öldüğünü aklı kabullenemiyor ve bu yüzden kafasında olayları farklı kurguluyordu. Ölen genç şarkıcıyı şizofreni hastası yapmıştı aklında, kendisini de onun doktoru sanıyordu. Onun ölümüne sebep olduğunu Park Jihoon öldüğü gece bir defteri en ufak ayrıntısına kadar yazmıştı, ancak kendisi yazdığını hatırlamıyordu, adını hatırlamıyordu, bir cinayete sebep olduğunu, ayrıca haneye tecavüz ettiğini de hatırlamıyordu. Her gece rüyasında elinde bir defter ve kalem tuttuğunu görüyordu. Ayrıca bir de canavar ve cılız bir kız. O canavar içindeki merakın sebep olduğu sonucu temsil ediyordu aslında, cılız kız ise bastırmaya çalıştığı gerçek Chin Sun'u.
Adının Min Sae Rin olduğunu, beş yıllık bir psikolog olduğunu ve Park Jihoon'u iyileştirebileceğini düşünüyordu. Gerçekler ise bundan çok ama çok uzaktı. Gerçek adı Kim Chin Sun'du, Park Jihoon'a takıntılıydı. Bir gün takıntısına yenik düşüp Treasure yurduna izinsiz girmiş ve yurt merdivenlerinden inecekken Park Jihoon ile karşılaşmıştı. Genç adam karşısındaki bedeni beklemediği için korkmuş ve geriye doğru sendelemişti ancak arkasındaki merdivenleri unutmuştu. Geriye doğru düşüp yuvarlanmıştı, merdivenlerin sonuna ulaştığında ise artık nefes almıyordu. Boynu kırılmıştı ve kafası yarılmıştı, genç kız ise korku, şaşkınlık ve adrenalin ile hızlıca yurttan kaçmış ve evine geri dönmüştü. O gece yaşadıklarını ise bir deftere yazmıştı, altına da o günün tarihini yazmıştı. 
Bir kaç gün sonra polisler genç kızın evini basmış ve defteri bulmuşlardı. Genç kız ise adının Chin Sun olmadığını, bir klinikte psikiyatrist olduğunu ve onun hastası olduğunu savunmuştu. Mahkeme önüne çıkartılan genç kızın akıl sağlığının yaşadıkları sonucu yerinde olmadığına karar verilmiş ve bir akıl hastanesine gönderilmişti. Kliniğe gittiği günden beri Park Jihoon'un öldüğünü reddetmeye devam ediyordu ve o defteri ise asla elinden bırakmıyordu. Sürekli yanında taşıyor ve bazen de içerisine bir şeyler yazıyordu. Yazıklarını ise hiç kimseye göstermiyordu. Bir kaç gün önce hastalardan birisi mutfaktan bilinmeyen bir şekilde bir bıçak çalmış ve lavaboda bileklerini kesmeye kalkışmıştı. Chin Sun ise bunu görüp hastaya bileklerini nasıl kesmesi gerektiğini söylemişti :
'' Eğer ölmek istiyorsan dikey kesmelisin, yatay değil. Böylece dikemezler. "
Ve bu bilgiden sonra hasta direk bileklerini kesmiş ve kan kaybından ölmüştü. Oldukça zeki ve bilgiliydi ancak hastanın ölmesine yardım etmesinden hiç pişman gözükmüyordu. Doktorlara ''Onu kurtardığını'' söylemişti hatta. Acılarına son verdiğini.

Geceleri sürekli çığlıklar ve terler içerisinde uyanıyor ve sakinleşmesi için sürekli iğne yapılması veya ilaç verilmesi gerekiyordu. Ayrıca oldukça tehlikeli bir hasta haline gelmişti. Eğer hastalardan veya çalışanlardan birisi ona ''Chin Sun'' diye hitap ederse ona saldırıyor ve kesinlikle sakinleşmiyordu. Yaptığı şeyi kabullenemiyordu ve bu onu içten içe öldürüyordu. Ayrıca bir çok kez akıl hastanesi Treasure fanları tarafından basılmış ve genç kız öldürülmeye çalışılmıştı fanlar tarafından. Ancak bütün denemeleri başarısız sonuçlanmıştı. Olan tek şey genç kızın hastalığının daha da kötüye gitmesini sağlamıştı.

Terapi esnasında terapistine söylediği şey ise terapistini şaşkına çevirmişti.
''Biliyor musunuz Bay Kim, terapi hiçbir işe yaramıyor.''
''Anlayamadım?''
''Duyduğunuz gibi, terapi hiçbir işe yaramıyor. İnsanlar dandik hayatlarının sorumlusunun kendileri olduklarını kabullenmek istemiyorlar! Saçmalıklarını dinlemek için terapiste para veriyorlar ve kendilerini özel hissediyorlar. Bu da meslektaşıma bir bilgi olsun.'' demiş ve ardından göz kırpıp terapi odasını terk etmişti. Sanki gerçekten bir doktormuş gibi davranıyor ve bundan asla vazgeçmiyordu.
Bir kere öğle yemeği saatinde Doktor Dasom'un odasında gitmişti ve orası sanki onun odasıymış gibi davranmış. Doktor Dasom odaya geldiğinde ona birlikte güzel bir restoranda yemek yemelerinin güzel bir fikir olduğunu ancak eğer ona tatlı alırsa onunla geleceğini söylemişti. Dasom ise bunun üzerine çalışanları çağırmış ve onu odasına göndertmişti. İyileşeceği yerde git gide kötüye gidiyordu. 

Bekli yaşadıklarını hatırlamasını sağlar diye ona doktorunun kendisi için hazırladığı raporu bile okutmuşlardı ancak hiçbir işe yaramamıştı.

Hasta oldukça zeki ve kuruntulu. Eski İletişim Fakültesi öğrencisi ayrıca zamanında tekvandoda kırmızı kuşağa sahipmiş. Ünlü genç şarkıcı Park Jihoon'un cinayetine sebep olduğu için mahkum edildi.  Şiddet eğilimi ile tanınıyor. Suçundan hiç pişman olmaz çünkü oldukça gelişmiş bir oyun ve hayal ürünü olduğunu savunur. Yaptıklarının farkına varmasına engel olan bazı sebepler: 
- Gurubun fanlarının saldırması,
-Park Jihoon'un ölümünü ve onun ölümüne sebep olduğu gerçeğini kabullenemeyişi,
-Haneye tecavüzde bulunmasının yanlış olduğunu düşünüyor oluşu ve bunu yaptığını kabullenemeyişi.

Bunları ona okuduktan ve artık kendisine gelmesi gerektiğini söyledikten sonra kriz geçirmişti.

Flashback:

''Bunlar yalan! Yalan söylüyorsunuz! Kliniğime gelmiş benim hakkımda atıp tutuyor ve üstüne hastamın yaşadığı halde öldüğünü ve ölümüne benim sebep olduğumu söylüyorsunuz!''
'' Keşke kurguladığın dünyanda yaşamana izin verebilseydim Chin Sun-ah. Gerçekten... Ama sen şiddet eğilimli, eğitilmiş ve tehlikelisin. Sen bizim en tehlikeli hastamızsın ve artık gözlerini açman gerekiyor. Yetkililer sürekli hastalara ve çalışanlara şiddet uygulamandan ve onlara zarar vermenden çok sıkıldılar. Artık kendine gelmelisin.''

Flashbackend:

Bu konuşmadan sonra Chin Sun önce doktora saldırmayı denemiş fakat başarılı olamamıştı. Çalışanlar onu hızla tutup sakinleşmesi için iğne yapmışlardı. Yaşananlardan sonra bir de üstüne depresyona girmişti. Benliği yerine gelmediği için ve oldukça tehlikeli olduğu için kliniği değiştirilmiş ve ağır hastaların olduğu şehirden oldukça uzakta olan başka bir akıl hastanesine yatırılmıştı. O hastane ağır güvenlik önlemleri ile korunuyordu. Chin Sun için çok daha iyi olacaktı. Son nefesini verene dek Chin Sun o hastanede yaşadı.

Bu sonu öğrenene kadar bir çoğunuz Sae Rim karakterini seviyordunuz, öyle değil mi? 

Şunu hatırlayın ki oyuncular sizi oyun bitene kadar severler. Yanlış mıyım.?

.

.

.

.

Bugün atmayı planlamıyordum fakat bekleyemedim. Eğer anlamadığınız yer olursa lütfen sormaktan çekinmeyin çünkü gerçekten ani bitirdim kitabı biliyorum. Bunu Osaka's Killer kitabımda telafi etmeye çalışacağım. Okuduğunuz için tekrar teşekkürler.
Muhtemelen bir kısmınız diyecek ki ''aralarında hiçbir şey yaşanmamıştı ama çok çabuk bitti'' aralarında bir şey yaşanamazdı zaten çünkü Jihoon ölüydü. Bu bölüm haricinde kalan bütün bölümleri siz Chin Sun'un gözünden gördünüz. O bir şizofreni hastasıydı tahmin edebileceğiniz gibi. Bu yüzden aralarında bir yakınlaşma en fazla bu şekilde olabilir diye düşündüm. 

Umuyorum ki sonu sizi şaşırtmıştır. Tekrardan bu süre zarfında benimle olduğunuz için teşekkür ederim. Kurgu yazmamı istediğiniz bir Treasure üyesi varsa burada üyeyi belirtebilirsiniz. İlginç bir konu bulduğum anda yazmaya çalışırım. Diğer kitaplarımda görüşmek dileğiyle!!

esquizofrenia | park jihoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin