𝕿𝖚 𝖒𝖆𝖑𝖆 𝖘𝖚𝖊𝖗𝖙𝖊 𝖒𝖎 𝖘𝖚𝖊𝖗𝖙𝖊

581 36 96
                                    

 Birine en sevdiği rengi sorduğunuzda size siyah veya beyaz deme ihtimali yüksektir. İnsanlar siyahı ve beyazı sever. 

Siyahı seven insanlar genelde kendi kararlarını kendileri vermek isterler. Siyah, bir taraftan karanlık güçler, suç ve kötülük ile düşünülürken, diğer taraftan sadakat, sebat, dayanıklılık, ihtiyat, bilgelik ve güvenilirlik ile ilişkilendirilir. Bir tarafta yönetim ve güç anlamına gelirken diğer taraftan acı, keder ve yas anlamına gelir. Siyah, pek çok insan için kıyafetlerde çok hoş görünür. Bazıları siyahı güçlü ve ciddi görünmek için kullanır. Ayrıca, siyah giyen insanların ruhsal sorunlarının daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Özellikle çocuklarda inatçılığa ve depresyona neden olabilir.

Beyaz ise saflığı, temizliği ve masumiyeti simgeler. Pek çok kültürde gelinler beyaz giyer. Ayrıca temizliği simgeler. Bu yüzden doktorlar, hemşireler ve laboratuvar teknisyenleri steril görünmek için beyaz giyerler. Beyaz, ışığı yansıtır ve ortamı serin tutar. Dolayısıyla yaz aylarında insanların üstünde çok görülür. Genel olarak serin ve canlandıran bir his verir. Beyazı seven insanlar genellikle, temizliği, aydınlığı ve düşünmeyi seven, hayal dünyası geniş, soğukkanlı ve uzlaşmacı kişilerdir. Beyaz da masum değildir oysa, çok baktığınızda sizi bırakmaz. Beyaz körlüğü genelde dağcılarda görünür. Dağcılar buz dağına çıkarken sürekli buza bakmak zorundadırlar, beyaza çok bakmaları sonucu her şeyi beyaz görmeye başlarlar, buna da beyaz körlüğü denir. Bu körlüğü engellemek içinse gözlerinin altına kömür sürerler. Ya da sahne sanatçıları, tiyatroda oyuncular sahneye çıkmadan önce gözlerinin altına siyah kalem sürerler. Bu ışığın gözlerini almasını engellerler.

Dikkat ettiniz mi bilmem ama cümlelerimde beyaz renk veya siyah renk demedim. Çünkü ikisi de renk değildir.  

Siyah, tüm renkleri soğurur, onları yok eder, bu yüzden siyah renk değildir.

 Renkler beyaz ışığın prizmadan ayrıştırılmasıyla oluşur. Her renk beyazdan oluştuğu için beyaz da renk değildir. 

 Hastanedeki özel odamda hastalarımın dosyalarını son kez gözden geçiriyordum, pek odaklanabildiğim söylenemezdi çünkü aç ve uykusuzdum. Önceki gece kliniğe önemli iki hastanın geleceği ve bunun için hazırlık yapmamız gerektiği söylenmişti. Özel odalar hazırlanmıştı, gelen her kimse gerçekten önemli biri olmalıydı.

 Dosyaları kurcalarken kadın hastalarımdan birinin dosyasını elime aldım. O artık kurtulmuştu ,2 yıl sonra bipolar kişilik bozukluğu hastalığını yenmiş ve artık evine, ailesine, arkadaşlarına kavuşacaktı. Hala arada alması gereken ilaçları vardı ama bu onun için büyük bir sorun oluşturmayacak olmalıydı. Eskiye göre ilaç sayısında gözle görülür bir azalma vardı. Dosyasının altına imzamı atıp sıradaki dosyayı elime aldım. Biraz daha yemek yemezsem uykunun da etkisi ile bayılacakmışım gibi hissediyordum. 

 Kapımın tıklanması ile az olan dikkatimi de kaybettim ve elimdeki dosyayı ters çevirip masanın üstüne bıraktım. Dışarıdan duyulabilecek bir seste ''Gir'' dedim. İçeriye giren tanıdık sima ile hafifçe yerimde doğruldum ve yüzümdeki yorgunluğu göstermediğini düşündüğüm samimi bir tebessüm oluşturdum. 

'' Yoon Hee'nin taburcu olacağını duydum'' dedi Dasom. 

Dasom meslektaşımdı. O çocuk ve genç psikiyatristiydi. Ben ise yetişkinlerle ilgilenirdim. Ayrıca Dasom hastanedeki en yakınımdı. Birbirimizi küçüklüğümüzden beri tanıyorduk; tatlı, güler yüzlü ve oldukça güzeldi. Kahverengi dalgalı saçları omuzlarına dökülüyordu, boyu uzun, ince, çok yetenekli ve zeki bir kızdı. Dar giyinmekten nefret eder, genelde eşofman gibi bol ve rahat şeyler giymeyi severdi. Gülümsediğinde yüzünde bir sürü gamzesi selamlardı sizi. Büyük gözleri içinizi ısıtacak cinstendi. Burnu sanki estetik yaptırmış gibi güzeldi ancak o beğenmezdi pek, oysa çok güzel gelirdi gözüme. Çenesinde çok hoş bir beni, çok kalın olmayan ancak ince de olmayan yapılı dudakları, doğal bir güzelliği vardı. Elleri çok güzeldi ve o da bunun farkındaydı. Makyaj yapmayı pek sevmezdi, benim yüzümden biraz allık, maskara ve lipbalm kullanırdı. Tam anlamı ile insanlara yardımcı olabilmek, onlara destek olmak ve mutlu etmek için doğmuş gibiydi.

Onu mutlu bir şekilde yanıtladım. '' Evet! Sonunda kurtulduğu için çok mutluyum onun adına. '' Heyecanla söylediğim cümleye karşılık güzel gülüşünü ve gamzelerini bahşetti bana, ardından saatlerdir duymak için beklediğim o cümleyi duydum sonunda. ''Öğle arası için bir yerlere gitmek ister misin? En yakın arkadaşıma ev dışında da biraz zaman ayırmalıyım, sen de insan sayılırsın, öyle değil mi?'' dedi ve kahkaha attı. 

Sözlerine güldüm ve masamdaki dosyaları  toparlamaya koyuldum, '' Ha ha çok komik. Güzel fikir ama bunu ancak tatlımı sen ısmarlarsan kabul edebilirim.'' dedim ve dosyayı çekmeceme koyup kilitledim ve Dasom' a dönüp göz kırptım. Gözlerini devirdi ve kapıya yöneldi.

''Çok beleşçisin'' dedi ve kapıdan çıkarken de bağırdı. '' 10 dakika içerisinde otoparktaki arabamda ol yoksa sana tatlı falan almam!'' 

Bağırışına karşılık bende bağırarak cevap verdim ''Emredersiniz Komutan Dasom!'' 

.

Geldiğimiz restoran şık ve bir o kadar da mütevaziydi. Garsona siparişlerimizi verdikten sonra beklemeye başladık. Yemeklerimizin gelmesini beklerken aklıma  bu ay sonu yapılacak Chanel defilesi geldi. Chanel bana şık, güçlü ve hoş gelirdi. Biraz marka tutkunluğum vardı, Dasom ise markaları çok önemsemezdi. Onun ilgisini pek çekmiyordu defileler, elbiseler ama ben seviyorum diye dinlerdi beni, ya da dinliyormuş gibi yapardı.

Dasom'a  defilenin yerini, saatini ve katılacak ünlüleri hararetli bir şekilde anlatırken birden kolumu sert ve hızlı bir şekilde sallamaya başladı. Bana bakmıyordu, gözleri kocaman açılmış ve şaşkınlıkla sol tarafa bakıyordu. Baktığı yere doğru baktığımda restoranın televizyonundaki haberi görmüştüm. Yazanları okurken donup kalmıştım. Şaşkınlıktan ne yapmam gerektiğini bilemiyordum. Tek odaklanabildiğim şey haberin konusu ve ekrandaki yazıydı.

'' Ünlü Treasure üyesi ve aynı zamanda grup lideri olan Park Jihoon'un ve grubun yabancı üyelerinden en küçüğü Haruto Watanabe'nin yaşadığı psikolojik rahatsızlık nedeniyle çalışmalarına bir süre ara vereceği ve Seul'deki özel bir Psikiyatri kliniğinde tedavi göreceği YG Entertainment tarafından onaylandı.''

 Lütfen destekleyin ve beğenmediğiniz ya da beğendiğiniz yerleri yorumlarda belirtin lütfen.


esquizofrenia | park jihoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin