''Şizofreni bir tür psikozdur, bu da zihnin gerçeğe uygun olmadığı anlamına gelir. Nasıl düşündüğünüzü ve davrandığınızı etkiler. Bu aynı kişide bile farklı şekillerde ve farklı zamanlarda ortaya çıkabilir. Hastalık genellikle geç ergenlik döneminde veya geç erişkinlikte başlar.'' dedim karşımdaki 10 genç şarkıcıya ve menajerlerine onay beklermişcesine. Beni üzgün bir şekilde kafaları ile onayladılar. Klinikteki odamda benim masama iki sandalye çekilmiş, birinde ben birinde Dasom oturmuş, onlara Park Jihoon'un ve Watanabe Haruto'nun bize anlattıkları kadarı ile paranoik şizofreni hastası olduklarını düşündüğümüzü söylemiştik, hastalar ile özel olarak konuşmadan tam teşhis koymamız zordu. Bizden hastalıklarının yüksek ihtimalle ne olduğunu sörmuşlardı, paranoik şizofreni dediğimizde de biraz açıklamamızı istemişlerdi ve onlara şuan tam olarak bunu yapıyorduk. Sözlerime devam ettim.
''Bu hastalık belirli aralıklarla veya uzun süre boyunca görülmesinden dolayı tedavisi kesinlikle ihmal edilmemelidir. Paranoid şizofreni hastalığını şu şekilde fark edebiliriz.Hastalar kendi içine kapanık depresif bir ruh haline bürünür. Bu hastalık tipik depresyon rahatsızlığı ile karıştırılmaması için teşhisin doğru bir şekilde koyulması oldukça önemlidir. Bu yüzden başlarda depresyonda olduğunu sanmış olmalısınız. Kendilerinde psikolojik bir bozukluk olduğunu asla kabul etmeyip tedavi olmaktan kaçınırlar. Sizin de bahsettiğiniz gibi tedavi olmayı reddetmeleri buradan açıklanıyor.'' durdum ve önümdeki su bardağını elime alıp bir yudum su içtim. Bahsedilen iki önemli hastanın iki önemli idol olacağı aklımın ucundan bile geçmemişti ve şuan da Choi Hyunsuk hüzünlü ve algılamaya çalışır bir şekilde gözlerini üzerime dikmiş, devam etmemi bekliyordu. Bu rahat bir konuşma yapmamı zorlaştırıyordu, grupta en çok ilgimi çeken üyeydi. Daha fazla beklememem gerektiğini düşündüm, gözlerimi ondan çektim ve sözlerime devam ettim.
''Paranoyak sanrıları olan insanlar makul olmayan şekilde diğerlerinden şüphelenir. Kendilerine edilen yardımları asla kabul etmezler. Her zaman kandırıldıklarını hissedip hiç kimseye kesinlikle güvenmezler. Bu da iş sahibi olabilmelerinden tutun aileleri ve arkadaşları ile olan ilişkilerine kadar onları etkiler. Genellikle yaşam boyu süren bir hastalık olmasına rağmen ilaçlarla destek sağlayıp semptomları durdurmak veya hastanın yaşamasını kolaylaştırmak mümkündür.'' dedim. Dasom, Jihoon'un ve Haruto'nun menajerlerine döndöndü. '' Rica etsem birazdan bize Bay Park'ın ve Bay Watanabe'nin ailelerinin numaralarını verebilir misiniz, kesin bir teşhis koymak için onlara birkaç soru sormalıyız?'' dedi. Hiç tereddüt etmeden Dasom'u onayladılar, daha sonra üyelere dönüp açıklamama kaldığım yerden devam etti.
''Sanrılar hasta için gerçek görünen sabit inançlardır. Zülüm sanrıları da denilen paranoyak sanrılar, gerçek olanı ve gerçek olmayanı ayırt etme becerisinin kaybının yanı sıra derin korku ve endişeyi yansıtır. Şöyle açıklayayım. Bir paranoid şizofreni hastası bunları hisseder genellikle.
* Bir meslektaşınız size zarar vermeye çalışıyor, yemeğinizi zehirlemek gibi,'' Dasom anlatırken gözlerimi üyelerde gezdirdim.
Üzgün olduklarını biliyordum ve onları anlayabiliyordum. Gerçekten zor bir dönemden geçiyorlardı. Son zamanlarda grup olarak çok şey yaşamışlardı. Şimdi ise 2 üyeleri psikolojik rahatsızlık nedeniyle ara vermek zorundaydı.