5. Books and Ashes ( Düzenlenmeden önceki yazı )

266 33 12
                                    

İçimde sıkıntıyı atmaya geldim . İyi okumalar.

Dr Strange ile aranda geçen biraz gergin ve bir o kadar da garip konuşmanızdan sonra yerinde duramayarak işe başlıyorsun.

Verdiği kağıtta yazılanlara bir süre göz gezdiriyorsun.

Teknik olarak yapamayacağın işler değildi ama fazla akit alacaklarda ve bir o kadar da yorucu . Bu yüzden burada yaşayacak biri olarak da bu kadar işin fazla olmasını normal karşılıyordun. Yine de makul derecede biraz az iş beklerdin.

Kendine güveniyordun yine de uzun süredir çalışmamıştın ve bedenin hala kendine gelememişti. Şiddet izleri hala kabuk bağlamış duruyordu.

Olabildiğince aklına getirmemeye çalışıyorsun. Çünkü her defasında aklına unutmak istediğin sahneler geliyor.

Sonra içine öfke bürünüyor. İhanetleri asla unutamıyorsun. Yine de intikamın her zaman hayatını yaşamak olarak görürdün. Öyle yapmaya çalışıyorsun. Ama düşerken kalkmak ne kadar zorsa parçalanmak ise oldukça uzun zaman alıyor.

Tek başınasın . Yanında olacak insanlar aradığını reddetmiyorsun.

Öz ailen sana sırt çevirse de içinde hala kendi aileni oluşturma isteği var.

İlk işin kütüphaneyi gitmek . Yanında yazılanlara göre yapman gerekenleri kütüphane görevlisi Wong sana söyleyecek. Çünkü sadece kütüphaneye git deniyor.

Eee ... kütüphanede temel ne yapılır tahmin ediyorsun yine de kocaman ve....kalın ağır kitapların olduğunu tahmin ediyorsun. En ağır işe başlamayı mantıksız bulmaktasın.

Wong sana çok yardımcı oluyor . Bir yandan sana talimatlar verirken olabildiğince sana bilmediğin bir takım bilgileri de öğretmeyi ihmal etmiyor.

Ehh elbette müdürün Dr Strange ile aralarında uzun bir arkadaşlık ilişkileri var sana onun hakkında iğneleyici laf söylemeyi ihmal etmiyor.

Uzun zamandır burada değildin belki ama ... bu insanların aralarında bağın bir aileden farksız olduğunu hissediyordun. Seni olabildiğince aralarına kabul ettiklerine şaşırsan da Doctor Strange hatırlatmış olmalıydı ki burada yaşayanları uyarıyordu.

Bir bakıma , geçmiş perdeleri aralayarak yaşadıklarını ve şimdi sana böyle davranan insanları karşılaştırmadan duramaz olmuştun. Onlara hak vermeden edemiyor yine de inciniyordun. Dr Strange'in neden bu kadar şüpheci ve kibirli olduğunu sana neden böyle davrandığını temelde bilmesen de....inatçı bir kızdın. Pes etmek için yaratılmadığını düşünürdün.

Bu yüzden olabildiğince zaman geçirirken onun davranışlarını istediğine ulaşana kadar göz yumdun. Böylece gözü sende olmayacağını düşünüyordun...ama bundan pek emin değildin.. Adamın senin bilmediği bir çok şeyi biliyordu. İlk tanışmanızda yaptığı o minik gösteri her şeyin kanıtıydı.

Yine de onlarla çalışmanın bir avantajı vardı. Doktor her ne kadar diğerlerine imalarda bulunsa da çoğu kişi seni seviyordu. O olmadığı zamanlarda hiç olmadığın kadar rahattın.

Çoğunluğun sevgisini alsan da bu bile Dr Strange tarafından pis ve dağılmış kitapların düzenlenme görevini vermeye alı koymamıştı.

Yoğun nefes alış verişlerin ile rahatça nefes almanı engelleyen maskeyi çıkararak açık olan pencereyi daha da açarak odanın içinde dolanan tozu dışarı çıkmasını sağladın ve pis hava yerine ciğerlerine temiz havayla doldurdun.

" İşte sana tavsiye eğer bir daha bir büyücü kütüphanesini düzenlemesini isterse diğer yolu seç. Gerekirse bir tren yoluna atla." diye fısıldadın . Ciğerlerine biraz daha hava çektikten sonra arkanı dönerek pencerenin önünde oturulacak büyüklükteki mermere oturdun.

O sırada içeriye gülen gözlerle Wong girerken yüzüne bir gülümseme yerleştirdin.

" İyi akşamlar bayan. Size biraz içecek getirdim. Limonatayı mı yok sa sıcak bir fincan çayı mı tercih edersiniz?"

Kıkırdayarak limonatayı alıp otururken kitaplığın üzerinde bir kafa görmenle korkudan çığlık atman bir olmuştu. Wonk ise o kadar da şaşırmamışa benziyordu.

" Hey ! Buradan bir iblis geçti mi ?" dedi Dr Strange

Şaşkınlığın yavaşça geçerek kaşlarını çattın.

" Burada ciğerlere zarar verecek kadar toz kaplanmak dışında hiçbir canlı belirtisi geçmedi doktor . İzin verirseniz dinlenip işimi yapmak istiyorum."

" Geçerse bana seslen." diyerek ortadan kayboldu.

Wong elindeki tepsiyi masalardan birine koyup elinde daha önce görmediğin bir bezle tozları silerken üzerine dökülen limonatayı temizleyerek yerde dağılmış kitaplardan birini alarak kapağındaki isme gözlerin takıldı.

" El Medico Mistico ? Doktor mystical da kim ?" diye fısıldadın şaşkınlıkla.

" Burası dışında başka yerlerde büyücüler de mi var ?"

Wonk bu şaşkın haline gülerek kafasını salladı.

" Elbette . Dünyayı korumak için her ülkeden kendi görevimiz amaçlarımız olan bir sürü yoldaşımız var. Aralarımızda bu işlerden sıkılıp başka yolları tercih edenler var elbette ...."

" Yani....baş düşmanlarınız bana anlattığınız o kötü yaratıklar değil ... değil mi?"

" Evet elbette. " dedi Wonk uzun sakalını sıvazlayarak.

" Doktor , daha bize gelmeden önce bu sorunlardan biriyle baş etmeye çalışıyorduk. Bir büyücü kendi yoldaşlarını toplayarak sonsuz gücü elde etmeye çalışıyor kütüphanedeki gizli bilgileri koruyan yoldaşlarımızı öldürüyordu. ." Diyerek sessizliğe gömüldü.

Bu sessizlik deşen merakını kaldıramayarak elindeki kitabı göstererek bozdun.

" Peki bu kim?"

-----------------

Kısa ama uzun süredir yazmamıştım bu başlangıç gibi olsun. Uzun süredir yazmayınca bir afallıyorum. Ayrıca konu gelmiyordu. Bende çizgi romanını okuyorum. ELbette değiştirerek yazıyorum.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

STRANGERS ( Askıda - şimdilik-)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin