2

898 81 226
                                    

''senin için alışverişe ne zaman çıkalım?'' dedi naruto elindeki toz bezinin suyunu kovaya sıkıp bir zamanlar eski eşyaları için depo olarak kullandığı ek odayı temizlemeye devam ederken. ''yeni mobilyaya gerek yok'' dedi sasuke iç çekerek ''evinde fazladan iki yorgan varsa onlar yeter.''

''neden?'' dedi naruto, buğday teni akşamüzeri güneşinin camdan yansıyışıyla daha da bir parlaktı. ''olmaz öyle şey, temizlikten sonra gidip alalım.''

''sana onu ödeyecek durumum olmadığını biliyorsun değil mi?'' dedi sasuke, donuk bakışları naruto'yu bulurken bir yandan da bileğini kaşıyordu. ''hiçbir zaman da olmayacak naruto-san.''

''ben de sana borç vermeyi düşünmedim zaten.'' dedi naruto doğrulup saçlarını geriye atarken, sarı saçları daha da bir göz alıcıydı bu şekilde. ''yemek yapabildiğini söylemiştin, karnımı doyurduğun sürece her şeyi alırım sana.''

''bugüne kadar aç kalmışa benzemiyorsun aslında'' diye mırıldandı sasuke. ''gayet iyi görünüyorsun.''

gerçekten de naruto fazlasıyla iyi görünüyordu, yüzü, mavi gözleri, bütün evi sarmış kokusu ve etrafa yaydığı enerjiyle her zaman yanınızda kalacağına inanabilirdiniz. ancak hayır sasuke aptalca bir inançla naruto ile yaşamayı kabul etmemişti. karşısındakinin ona teklifi onu bir insandan çok vaka olacak göreceğini oldukça iyi gösteriyordu ve sasuke, naruto ona kadavra muamelesi yapsa daha da mutlu olabilirdi. kaybedecek bir şeyi yoktu ancak yıllar sonra sıcak bir ev büyük kazançtı.

''hayatımın geneli ramen yemekle geçiyor.'' dedi naruto. ''eve gelince yemek pişirmek için oldukça yorgun oluyorum, geçen gün bir bardak süt içeyim dedim ama buzdolabındaki son sütün tarihi iki ay önce geçmiş.''

sasuke ağzı şaşkınlıkla aralanırken naruto'ya baktı. "sen cidden delisin, bence kendini incelemen tıp tarihine daha faydalı olur naruto-san." dedi. kendisi bile bu çocuktan daha sağlıklı şeyler yiyordu, bulabilirse.

"sonuç olarak alışverişe gidiyoruz?" diye mırıldandı naruto. "ev için kira ödemiyorum o yüzden fazla masraf olacağından korkma, param ikimize de yeter."

"sen bilirsin bu işin bana dokunan bir ucu yok." dedi sasuke yavaşça. geçen konuyla çok da konsantre olamadığı belliydi. hala huzursuzca bileğini kaşıyor ve orada açmaya başardığı yarayı genişletiyordu. "ilacını aldın mı?" dedi naruto onu izlerken. "bileğine bakayım, mahvetmişsin gibi duruyor; kaşıma artık."

yarım saat sonra sasuke sağ bileğine de sarılmış bir sargı ve naruto'nun dolabından alınmış giysilerle kapıda sarışının inmesini bekliyor, naruto ise evine en yakın ikea'nın nerede olduğunu tam algılayamadığından hinata ile hoparlörden konuşurken bir yandan da gömleğinin düğmelerini ilikliyordu. "hinata bir tanem madem bilmiyorsun beni neden yedi dakikadır oyalıyorsun, kapat da gaara'yı arayayım." derken sasuke'nin yanına gelmiş ve kapıyı açmıştı.

ayakkabılarını giyerken bir öncekinden daha kısa bir görüşme yapıp telefonunu cebine atmış ve ön koltukta dalgınca kendisine bakan sasuke'ye bakıp arabayı çalıştırmıştı. "çok uzun sürmez yolumuz" diye bilgilendirdi karşısındakini. "ama çok yorgunsan uzun yoldan gidebilirim, biraz kestirirsin."

"bütün gün iş yapan sendin, kendine göre takıl" cevabıyla iç çekerek gaara'nın basitçe anlattığı ikea'ya sürdü. mobilyaları seçmeleri çok uzun sürmedi, naruto hepsinin yeterince güvenli ve sağlam olduğuna emin olarak paralarını ödedi ve eşyalarının yarın olmadan eve gelmesini istediğini belirtti.

"yemeği burada mı yiyelim?" dedi sasuke'ye bakarak. "acıktın mı?"

aldığı hayır cevabı sasuke'nin bakışları kadar dik ve keskindi. sesini kesmeye karar verdi. iştahsızlık, diye düşündü. depresyon döneminde bunlar normal demek ki duygular bu kadar keskin oluyorlar.

jekyll, narusasu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin