sasuke, naruto'nun eve dönmesini beklerken sebzeli miso çorbası -yeşil soğan ve yosun da eklemişti-, abura-age, soya soslu morina balığı yumurtası, üzerinde wasabi ve suşi yosunu ile marine edilmiş çin patatesi, tavuk kanatları, et suyuyla yapılmış baharatlı turp çorbası ve pirinç lapası içeren akşam yemeği menüsüne brokolili palamut lapasını da ekleme kararı alıp mutfağa girdi.
sabahtan beri sürekli mutfağa girip naruto'yla çıktıkları büyük mutfak alışverişinde aldıklarından kullanarak bir sürü yemek yapmış, çok da kötü hissetmeden günü kapatmayı planlamıştı. gerçekten de yemek pişirirken naruto'nun bunları gerçekten beğenmesini istediği için fazladan uğraşmış, zamanın nasıl geçip gittiğini anlamamıştı bile.
arada yıkadığı sebzeleri yıkamadığını düşünüp tekrar yıkamasına ve bazen bunu yedi sekiz defa tekrarlaması dışına herhangi bir pürüz çıkmamıştı. yaptığı her şeyin tadından da dokusundan da oldukça mutluydu. püre de piştiğinde geriye sadece naruto'yu beklemek kalmıştı, sasuke odasına girip naruto'nun onun için aldığı kitaplardan birini aldı.
naruto eve gelene kadar yorgunluktan parmağı kaldığı yerdeyken kitabına sarılmış bir şekilde düşüncelerine dalmıştı. naruto eve gelince kucağındaki tilki yavrusunu yere bırakmış, sasuke için birkaç defa seslenmişti.
işten geldiği beş haftanın aksine sasuke'nin kendisine geri seslenmemesi içini endişeyle doldururken kapıyı örtüp deli gibi siyah saçlının odasına daldı. kapının açılma sesiyle sasuke yerinde zıplayarak kapıya döndüğünde naruto derin bir nefes aldı. "cevap vermediğin için bir şey oldu sandım." dedi. kendini öldürdün sandım demektense bu daha iyi bir cümleydi. karşısındakine onu önemsediğini anlatırken yanlış anlaşılmayacak bir kalıptı bu, karşısındaki intihar eğilimlisi bir şizoaffektif olsa bile...
sasuke iç çekti. "dalmışım üzgünüm." dedi oturur pozisyona gelirken ve naruto'yu süzdü. "yorgun görünüyorsun naruto-kun, hoşgeldin."
"iki organ nakli ve bir de mide delinmesi ameliyatına girdim." dedi naruto üçüncü vakayı söylerken yüzünde oluşan buruk tebessümü gizleyemeden. "ev çok güzel kokuyor ne pişirdin bana?"
"ne değil neler." dedi sasuke gülümseyerek. "saymaya kalksam adını unuttuğum olabilir direkt mutfağa gelmen en mantıklısı olur."
on dakika sonra naruto sandalyesinde oturmuş, önüne koyulmaya devam eden tabakları hayranlıkla izliyordu. "tam sekiz çeşit yemek var önümde." dedi hayranlığını gizleyemeden. "neler yapmışsın böyle sasuke-kun, ellerine sağlık." dedi. dikkati tamamıyla yemeklerdeydi, birbirlerine afiyet olsun dedikleri an yemeklere tam anlamıyla saldırdı. sasuke yemeğini yavaşça yerken bir yandan da karşısındaki altın tenlinin yemek yemesine sıcak bir gülümseme ile bakıyordu. gözü birkaç saniyeliğine içeri giren varlığa takıldığındaysa kendini sakınmak için sandalyesinden apar topar kalkmaya çalıştı.
"sorun ne sasuke?" dedi naruto endişeyle. "bir şey mi oldu?"
"sanırım halüsinasyon görüyorum" dedi sasuke gülmeye başlarken, kaçtığı görüntünün yavru bir tilki olduğunu fark etmişti. "ilacım yüzünden oluyor biliyorsun, neyse ki sadece bir tilkiymiş."
"ah o halüsinasyon değil." dedi naruto gülerek. "senin için bir barınaktan sahiplendim. ismi henüz yok, annesi tarafından reddedildiği için barınakta yaşıyordu."
"benim için mi?" dedi sasuke tek kaşı havaya kalkarken. "neden yaptın bunu?"
"aslına bakarsan onun sorumluluğunu almanın sana iyi geleceğini düşünmüştüm." dedi naruto ensesini kaşırken. "hem evde yalnız da kalmamış olusun."
"çok iyi yapmışsın." dedi sasuke sıcacık bir gülümseme ile. "teşekkür ederim naruto-kun."
naruto yemeğini yerken sasuke tilki ile oynadı. "ona dobe demeye karar verdim çünkü sana çok benziyor." dedi naruto'ya bakıp alt dudağını ısırırken gülmesini saklamaya çalışarak. "ismi dobe olsun evet."
naruto kahkaha attı. "demek dobe?" dedi. alınmış gibi davranmaya çalışıyordu ama sasuke'nin ona gittikçe alışıyor olmasının mutluluğu yüzünden pek de başaramıyordu. aslına bakarsanız 2 aydır beraber yaşadığı bu siyah saçlı çocuktan hoşlanmaya başladığını düşünüyordu. sasuke'nin kendisiyle şakalaşacak kadar ona güvenmesi ise oğlunun konuştuğunu duyan bir anne mutluluğu yaymıştı içine.
sasuke kafasını eğip uzamaya başlamış saçları yüzüne düşerken yavrunun karnını okşadı. kucakladığı tilkiyle sandalyesine dönüp yemeğini yemeğe dönmüşken naruto son lokmasını da alarak karnını okşadı. "ellerine sağlık." dedi. "hayatımda yediğim en güzel yemeklerdendi, anneminkilerle bile yarışır."
sasuke güldü. "beni tavlama taktiğin buysa tutmadı naruto-kun" dedi ve lapasını çiğnemeye başladı.
"doğru taktikle seni tavlayabileceğimi mi ima ediyorsun yani?"
"evet neden olmasın?" dedi sasuke. "japon standartlarının üzerindesin sonuçta."
"standartların üzerinde olduğum için tamamsın yani öyle mi?" dedi naruto. "yani lenslerimi çıkartınca ve dip boyam gelince herkes gibi bir şeyim."
"eğer gözlerin lens, saçların da boya olsaydı belki." dedi sasuke gülerek, naruto gülerken dobe'yi sarışının kucağına bırakıp bulaşıkları toplamaya başladı.
''günün nasıldı naruto-kun?'' dedi, bir yandan da bulaşıkları makineye diziyordu. ''üç ameliyata girdim demiştin değil mi, nasıl gittiler?''
''gayet iyi.'' dedi naruto tilkiyi yere salıp sasuke'ye yaklaşırken. ''biraz uzunlardı o kadar ''
esnerken çenesini bulaşıkları yıkayan sasuke'nin omzuna koydu. sasuke hafifçe kafasını çevirip gözleri kapalı bir şekilde dinlenen naruto'yu görünce hafifçe güldü ve bulaşıklar bitse de naruto kendiliğinden doğrulana kadar sabit kaldı.
''senin günün nasıldı?'' dedi naruto yarım yamalak. zaten yorgundu ve yemek yedikten sonra üzerine bir ağırlık çökmesi onu daha da uykulu hale getiriyordu.
''sadece yemek yaptım.'' dedi sasuke, kafasını hafifçe naruto'nun kafasına yasladı. ''sokakta oynayan çocukları izledim, kitap okudum.''
naruto onaylar bir ses çıkarttığında sasuke kafasını çekip tezgahla naruto arasında sıkışmışken sarışın olana döndü.
''sana cidden minnettarım biliyorsun değil mi?'' dedi bileğindeki dikiş izini ovalarken. ''ölmemi engellediğin için değil, hayatımı kurtarmaya karar verip bunu her yönüyle yaptığın için minnettarım.''
naruto, sadece gülümsedi ve sasuke'nin saçlarını geriye itti. uzun bir süre bakıştılar, sasuke naruto'nun kollarına ellerini koymuşken naruto sasuke'nin saçlarını.nir süre okşadı.
''ah evet tamam.'' dedi bir süre sonra iyice mayışan sasuke. ''sen bir duş al üzerine kan kokusu sinmiş.''
''hadi ya.'' dedi naruto ve hemen geri çekildi. ''acilde bir atardamar patladı sanırım onun yüzünden.''
buğday tenli olan koşarak banyoya girdiğinde sasuke gözlerini kapatıp biraz düşündü. bu evde yaşamak, gerçekten yaşamak gibi hissettiriyor, dedi içinden. naruto-kun ile yaşamak öyle hissettiriyor.
dobe'yi alıp salona ilerledi. bu küçük tilki eve uğuruyla gelmişti.
yuj3rian luihunz
günlük bölün yazdığım tek fikim bu sanırım :(umarım beğenmişsinizdir ❤