tokyo, sasuke için bambaşka bir kapıydı. osaka'da abisini öldüren babasını bırakmış abisini ve annesini yanına alarak gelmişti başkente.
başta okulunun yurduna yerleşti. yüklü miktardaki paranın babasının birikimi olan kısmı hariç kalanını bir hesaba yatırdı ve elindeki paranın tamamını bir yetiştirme yurduna bağışladı. fugaku'dan gelen bir şeye ihtiyacı yoktu.
abisinin onun için yarım bıraktığı fakülteye tamamlamak için başladı. ilk haftalarda hiç sorun yoktu ancak yavaş yavaş oda arkadaşı ona deli diye hitap etmeye başladı. sasuke umursamıyordu ancak bu gittikçe yayılmaya başladı. hukuk fakültesine adımını attığında ''deli gelmiş'' cümlesiyle güne başlıyor ''deli gidiyor'' cümlesiyle günü bitiriyordu.
sasuke'nin kendini gerçekten korumasız hissettiği ilk an aile hukuku dersinin tam ortasında halüsine olmasıydı. deli gibi çığlıklar atmış, elindeki kahveyi önünde oturan kıza savurmuştu.
sınıflarındaki tek koreli olan hyunjun tarafından bir yandan sakinleştirilip bir yandan da sınıftan çıkarıldığında sasuke bu işi abisi olmadan yapamayacağını anlayarak okuldan ayrıldı. yurttaki eşyalarını abisinin çantasına koyup kiraladığı deponun sahibine her sene gerekli miktarın verilmesi için banka ile anlaştı ve hesaptaki parasını bir daha çekmemek üzere unuttu.
sasuke 22 yaşına gelene kadar tam 16 işte çalıştı. bir aile pansiyonunda kendisine bir oda tutmuştu ve pansiyon sahibi teyze ona karşı oldukça sevecen ve anlayışlıydı. iş bulamadığı zamanlarda onu ödeme için sıkmıyor, sık sık sasuke'nin sevdiği yemeklerden pişiriyor ve sasuke'nin kendisiyle beraber pansiyonun mutfağında ve bahçesinde çalışmasına izin veriyordu.
on altıncı işinden de kovulduğunda pansiyonun sahibi olan teyze ölünce ve oğlu da pansiyonu satacağını söyleyince sasuke sırt çantasına eşyalarını doldurup kendini sokaklara attı.
evsizlerle beraber kalıyordu, genelde parklarda ara ara karakollarda ya da tokyo'daki camide uyuyorlardı.
kiliselerin aksine camiler evsizler için gerçek bir lütuftu, oradaki sakallı adam onlara her gece çorba getirir rahat olduklarından emin olurdu.
ancak zaman geçtikçe ortam da değişmeye başladı. sasuke'nin çevresindeki insanlar günlerinin çoğunu ya ayyaş geçiriyorlardı ya da uyuşturucu etkisinde. sasuke'yse onların aksine sürekli kitap okuyor eline ne geçerse ezberleyerek -ansiklopediler, bölüm kitapları, yemek kitapları, şiirler- zihnini zinde tutmaya çabalıyordu.
çevresindekiler sasuke'den hoşnut değildi. bir evsize göre fazla şey biliyor, temiz giyinimiyle ilgi çekiyor ve düzgün diksiyonu sayesinde günü bir şekilde onlardan daha iyi geçiriyordu.
güney tokyo'dan tokyo'nun merkezine gidiş hikayesi de böyle başladı. sırt çantasını sırtına takıp insanların ona bıraktığı paraların bir kısmıyla kendine bir bilet aldı. şehir merkezi güneyden çok daha hareketliydi, bar bar gezip kendisine iş buldu. bu sefer kimse onu yavaş çalıştığı için işten çıkartmayacaktı zira geceleri bar kapandığında etrafı toparlayıp sabah yeniden işbaşı yapılana kadar orada uyuyabilecekti.
karnını temizlik odasına yığdığı yiyeceklerle doyuruyor bazen barın diğer çalışanlarıyla yemeğe gidiyordu. geceleri işi bittiğinde kalitesiz şiltesinde uyuyakalana kadar yine kitap okuyor, ezberine aldığı tarifleri bir gün pişirebileceği durumu oluşunun hayaliyle bazen sabaha kadar tavanı izliyordu.
barda durumu yüzünden herhangi bir halüsinasyon görmesi ya da sanrılarla boğuşması insanlara çok da olağandışı gelmiyordu çünkü içki ve uyuşturucu da aynı etkiyi kimilerinde yaratıyordu.
24 yaşına geldiğinde sasuke katlanamadığını fark etti. 5 senedir yaşadığı tokyo onun için asla ev olmamış aksine sadece yaşam savaşı verdiği bir şehir olarak hayatının merkezine oturmuştu.
kendine zarar vermeye başladı. bulduğu her keskin şeyle sol bileğini kesiyor, tuttuğu acı çizelgesinde onları karşılaştırıyordu.
bir gün, uykusuz geçirdiği bir günden sonra daha baş ağrısı ile bara o hafta gelmiş barmene hapı olup olmadığını sordu ve genç adamın hızlıca uzattığı hapı bir yudum likör ile midesine gönderdi. uyuşturucu olduğunu anladığı an bundan pişman oldu ancak birkaç saat sonra yaşayacaklarını bilseydi o barmeni alnından öperdi.
kısa biliyorum ancak sasuke'nin geçmişi odaklı olduğu için yersiz kaoslara gerek yok:(
umarım beğenmişsinizdir❤