0.4

324 50 19
                                    

⋆ ˚。⋆୨୧˚ all black ˚୨୧⋆。˚ ⋆

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

⋆ ˚。⋆୨୧˚ all black ˚୨୧⋆。˚ ⋆

jungkook - still with you

Elimdeki, içi sıcak çikolata dolu olan kupayı, parmak boğumlarıma kadar çekmiş olduğum kazağımla birlikte daha çok sarmaladım.

Yağmur yağıyor, toprak ile birlikte sevişip ortaya mükemmel kokular çıkarıyor. Fırtına, ıslık çalarak ağaç dallarını ve yapraklarını hıncını çıkarmak istercesine savurup sağa sola vuruyordu.

Sıcak çikolatamdan bir yudum alıp yere bakarak düşünmeye başladım. Anılarımızı düşünüyordum, o güzel, hoş anılarımızı. Bazen de acıtan...

Başımı kaldırıp şöminenin başında, elinde sıcak çikolatasıyla beni izleyen Jungkook'a baktım. "Burası," derin bir nefes aldım "eski anıları hatırlatıyor. Bu yüzden mi geldik?"

Jungkook, dibi gören kupayı tezgaha koyup bana doğru yaklaşmaya başladı.

Önümde durduğunda kollarını göğsünde birleştirdi ve yüzümü inceledi. "Bu seni rahatsız mı ediyor?" Susmuştum... Susmaktan başka birşey yapamamış, put gibi kalmıştım. Nasıl diyecektim 'Canımı yakıyor, fazlasıyla...' diye?

Sıcak çikolatadan bir yudum daha alıp tırnaklarmı kupada gezdirmeye başladım. Başımı hem sağa sola hem de aşağı yukarı belli belirsiz sallamıştım.

"Karar ver, Roseanne." Dudak içimi ısırıp omuzlarımı düşürdüm. "Başka bir kadınla yiyişirken seni gördüm ve şuan sen, hiçbir şey olmamış gibi benimle iletişim kurmaya çalışıyorsun? Üstelik emir verir gibi "Karar ver, Roseanne." diyorsun. Söylesene bunu neden yapıyorsun, Jeon."

"Konu yeniden nasıl olduda buraya geldi?" Arkama yaslanıp iç geçirdim. "Soruya soruyla karşılık verme." Jungkook, dudaklarını birbirine bastırıp başını aşağı yukarı sallamıştı.

"Doğru, en başından beri hata bende zaten." Burukça ve memnunca gülümsedim. "Sonunda anladın."

"Seni severek en büyük hatayı yaptım." diyerek tahtadan yapılmış dağ evinin yatak odasına gidip kapıyı çarptı ve kilitledi.

Çarpmanın etkisiyle irkilerek gözlerimi kapatmıştım. Atarlandı beyefendi. Hah, çokta sikimde!

-

"Jungkook," kapıyı, yumruk yapıp işaret parmağımı büktüğüm elimle tıkladım, "stüdyo kaydımız var ve ben geç kalıyorum." Bir süre ses gelmeyince kapıyı yeniden tıkladım.

"Jungkook?"

"Kendin git." Duyduklarımla kaşlarım çatıldı ve anlamazca kapıya baktım. "Sen manyak mısın? Dışarıda yağmur yağıyor, fırtına var, ehliyetim yok ve şirket buraya çok uzakta."

"Ne yapayım?" Sinirle kapıya yumruk geçirdim. "Benimle oynama, Jeon!" Kıkırtısı kulaklarıma dolduğunda kapıyı bir kez daha yumrukladım.

"Gülme aptal herif! Çık şuradan ve hazırlan!" Kıkırtısı daha çok büyüdüğünde delirmiş olup olmadığını ciddi anlamda merak etmiştim.

"Sen iyi misin?" İçimdeki merak ve korkuyla sorduğum soruya karşılık kıkırtısı kesilmiş ve kapı açılmıştı. "İyiyim."

Yanımdan hızla geçerek kabanını aldı ve giyindi. Cebinden maskesini çıkardığı gibi taktı ve yüzüme bile bakmadan, "Hazırlan, gidelim." dedi ve siyah asker botlarını giyindi.

Bende üzerimi giyinip maskemi taktım ve kapıyı açtım. Açmamla birlikte içeri firar eden, sert ve oldukça güçlü fırtına ve yağmur damlalarıyla birlikte uçacak gibi hissetmiştim.

Böyle bir havada şirkete gidip kayıt mı yapacaktık?

Gerçekten hastalanıp hastalanmamamız umurlarında bile değildi. Tek istedikleri paraydı...

İnsanlığa birkez daha lanet edip kolayca üşütüp hastalanabileceğim havaya karşı çıkarak dışarı bir adım attım.

Arkamdan gelen Jungkook'u umursamadan kabanıma daha çok sarıldım ve arabaya ilerledim. Olduğum yerde hafif sekerek arabanın kilitini açmasını bekledim.

Kilit açılır açılmaz arabaya binmiş ve kapıyı ardımdan sertçe -rüzgarında etkisi olmuştu- kapatmıştım.

Jungkook'ta bindiğinde arabayı çalıştırmış ve içeriyi ısıtmak adına kaloriferi açtı.

Ellerimi sıcak hava üfleyen kalorifere doğru uzatıp, ellerimi ovuşturdum.

"Hasta olmaman için açtım." Başımı sallayıp ellerimi ovuşturmaya devam ettim.

Tam ağzımı açıp birşey diyeceğim sırada telefonum titredi. Bıkkınca çantamın içinden telefonumu aldım ve gelen mesaja baktım.

Kimden: Jennie
Rosé, bebeğim biz menajere kayıt için gelemeyeceğini söylemiştik. Umarım kızmazsın..
(8:22✔️✔️)

Kayıt iptal!
(11:37✔️✔️)

Başımı telefondan kaldırıp Jungkook'a döndüm. "Kayıt iptal olmuş, yurda sür." Jungkook, birkaç saniyeliğine bana dönüp baktı ve önüne yeniden döndü.

"Emir mi veriyorsun?" Telefonu çantama koyarken konuştum, "Bu emir değil." O'na döndüm, "Yapman gereken şey." Dudaklarımı ıslatıp önüme döndüm.

"Şimdi yurda sür."

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

hello, ben geldim!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


hello, ben geldim!

bugün attığım 2 bölümden birini -bir önceki bölüm- daha önceden yazmıştım.

bunun da sonunu yazıp düzenledim ve yayımladım işte.

her neyse, umarım bölümleri seversiniz.

sağlıcakla kalın!💕🍫💐🍂

all black.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin