Günlerden yine pazartesiydi. Kenma kırmızı gözlerle camdan dışarı baktı, güneş doğmuştu ve Kenma o gece sadece 45 dakika uyuyabilmişti. Son 3 haftadır olduğu gibi bu gece de erkenden yatağa girip,uykuya dalıp,zıplayarak geri uyanmıştı. Uyuyamayınca da oturup sabaha kadar oyun oynamıştı.
"Acaba bu ara neden bu kadar çoğaldı bu kabuslar?" diyerek düşüncelere daldı.
"Beni geren bir şeyler olmalı. Yoksa ben kabus görmem. Rüya bile görmem."
Bu şekilde oturup yarım saat boyunca düşündü. En sonunda okula hazırlanması gerektiği ve Kuroo'nun yakında burada olacağı aklına geldi.
Yataktan kalkıp üstünü değiştikten sonra telefonunun bildirim sesini duydu;Kuroo'dan mesaj gelmişti ^^Konzume günaydın! 1 saate kapının önünde olurum ona göre hazırlan ve kahvaltı etmeyi unutma. Çubuk gibi oldun. Üflesem uçacaksınಠ_ಠ
tamam be hazır sayılırım zaten"Her gün aynı saatte geliyor zaten. Bir de sabah neden haber veriyor ki ne zaman geleceğini?" diye aklından geçirip göz devirdi ve telefonunu yatağına fırlattı. Ama bir yandan da sırıtıyordu. Kuroo'nun ona mesaj atması,onunla ilgilenmesi her zaman hoşuna gidiyordu.
Kapı zili çaldı,Kuroo gelmişti. Kenma tam o sırada dişlerini fırçalıyordu kapı zilini duyunca irkilip ağzını yıkamadan aşağıya kapıya bakmaya gitmişti. Suratı ve tişörtü diş macunu olmuş halde kapıyı açtı.
"Kenma ne yapıyorsun?" Dedi Kuroo gülerek. "Hale bak her yeri diş macunu yapmışsın git de üstünü değiştir böyle okula gidemezsin"
Kenma bir anlığına Kuroo'nun neyden bahsettiğini anlamamıştı ve boş gözlerle ona bakmıştı. Yere damlayan diş macunu fark ettikten sonra kızardı ve "ÖZÜR DİLERİM" diyerek tuvalete kaçtı. Çok utanmıştı aynaya baktı ve "Gerizekalı.. Tipine bir bak rezil oldun işte"
Musluğu açtı. Bir yandan ağzını yıkarken bir yandan da kendine küfür ediyordu. O sırada aynadan Kuroo'nun onu izlediğini fark etti. Kuroo sırıtıyordu. Aklından "Çok şirinsin Kenma ya" diye geçiriyordu. Kenma bi hışımla tuvaletten çıkıp "AÇ DA KENDİ GÖTÜNE GÜL!" diye bağırdı ve odasına üstünü değiştirmek için girdi.
Kenma sadece tişörtünü çıkardı pantolonuna bir şey olmamıştı. Tam o sırada yine Kuroo kapıya dayandı ve Kenma'nın vücudunu izlemeye başladı. Kenma yine onu fark etmemişti. İki saat tişört aramıştı ama bulamıyordu. Çünkü tişörtü Kuroo'nun elindeydi.
"Odada saçma salak dönmeyi bırak da kollarını kaldır. Okula geç kalacağız. Yine öğretmenden azar yemek istemiyorum. Sesi kulaklarımda çınlıyor"
Kenma kocaman gözlerle Kuroo'ya döndü. Çok heyecanlanmıştı. İstiyordu aslında ama bu olmamalıydı.
"Saçmalama ya kendim giyerim ver şunu"
Kuroo tişörtü Kenma'nın ulaşamaması için yukarda tuttu.
"Kollarını kaldırana kadar devam edebilirim sıkıntı yok" dedi
Kenma uflaya puflaya kaldırdı kollarını. Ama yine de İçinde kelebekler uçuşuyordu. "Kuroo acaba ne hissediyor?" Diye sormadan edemiyordu. Ama haberi yoktu ki Kuroo'nun da heyecandan kalbi çıkıyordu.Sonunda evden çıkmışlardı okula yetişmek için 15 dakikaları vardı. Okula uzaklık zaten 10 dakikaydı. Biraz yavaş ama seri adımlarla okulun yolunu tuttular.
Kenma her zamankinden daha sessizdi çünkü çok utanmıştı. Kuroo sessizliği bozmak için "Yine mi sabaha kadar oyun oynadın? Gözlerin kıpkırmızı" dedi. Kenma ona kabuslardan bahsetmemişti çünkü emindi ki bu Kuroo'yu üzecekti. Ve Kuroo ona doktora görünmesini söyleyecekti. Kenma bunu da istemiyordu. Sadece başını evet anlamında salladıSonunda okul bitmiş herkes eve dağılıyordu. Kenma gidip sadece uyumak istiyordu. Kurooyu beklemeden eve gitmeyi düşündü ama onunla zamn geçirmek istediği için okulun kapısında onu bekledi. Neden onunla zaman geçirmek istiyordu o da bilmiyordu. Nasıl olsa çocukluktan beri beraberlerdi.
Kuroo geldikten sonra hızlıca eve gitmeye koyuldular. Sonbahardı ve hava serindi. Kenma uykusuzluğun da vermiş olduğu uyuşuklukla kollarını birbirine kenetledi. Kuroo bunu gördü "Sana hep sıkı giyin diyorum ama sen ceketi bile zor alıyorsun üstüne"
Kenma bir şey demedi. Kuroo onun bu haline dayanamadı ve ceketini ona verdi. Ardından da ellerini tutmaya çalıştı. Kenma zaten Kuroonun ceketinin içinde eriyip bitmişti bir de Kuroo onun elini tutunca titremeye başladı. Hemen elini Kuroo'nun elinden kurtardı. Kuroo üzülerek de olsa bu durumu kabul etti. Kenma en sonunda cesaretini toplayıp "Üşüyeceksin Kuroo al şunu" dedi.
"Kapının önüne geldik Kenma. Sende kalsın ceket sonra verirsin. Evim hemen şurası biliyorsun"
Kuroo görüşürüz dedikten sonra koşarak uzaklaştı ordan. Kenma kalakalmıştı.
Kalbi kulaklarında atıyordu. Çok heyecanlıydı. "Acaba Kuroo kalbimin atışını hissetti mi?umarım hissetmemiştir" dedi.
Hiçbir şey düşünmek istemiyordu sadece uyumak istiyordu. Ve kabus görmemek.
Ceketi çıkardı sandalyesinin üstüne koydu. Rahat bir şeyler giyip yatağına yattı. Ceketi sandalyede öylece bırakmaya gönlü razı gelmemişti. Eline aldı ve Kuroo'nun kokusuyla birlikte sırıtarak uykuya daldı. Kenma çok mutluydu..