-......Gerçekten özür dilerim Kenma. Artık seninle uğraşmak istemiyorum. Beni sıkıyorsun,kıskanıyorsun ve seninle ne kadar yakın olmaya çalışırsam çalışayım utanıp suratını aşağıya çekiyorsun. Bu iyi değil. Beni yoruyorsun artık ayrılmak istiyorum
Kenma sadece kafasını olumsuz anlamda sallayabiliyordu. Yine konuşamıyor,hareket edemiyor, Kuroo'ya gitmemesi için yalvaramıyordu.
"K-kuroo.."
"Sus artık Kenma. Bitti işte istemiyorum seni. Aa ve lütfen voleybol oynamayı beceremiyorsan takımdan ayrıl gitsin. Kimseye yük olmaya gerek yok biliyorsun"
Bu son cümle kulaklarında çınlıyordu. Neden böyle bir şey olmuştu? Nasıl Kuroo ondan bu kadar kolay vazgeçebilmişti?Bir anda yaşaran gözlerini açtı. Bu tabiki bir kabustu fakat şimdiye kadar ne bu kadar gerçekçi bir kabus görmüştü ne de gördüğü kabusu bu kadar net hatırlamıştı.
Yavaşça doğruldu gözlerindeki yaşları sildi. "Siktir. Bu da neydi şimdi?"
Yanına düşmüş coğrafya kitabını ve karnının üstünde duran tabağı alıp yere koydu. En son ders çalışacaktı ama uyuyakalmıştı.Yatağın içinde kaybolan telefonunu buldu ve saate baktı. 03:18
6-7 saat uyumuştu fakat biraz daha istiyordu. Son 2 haftada cidden yorulmuştu. Yastığına sarıldı ve gördüğü kabusu düşündü. Şimdi fark ediyordu da Kuroo'nun sarf ettiği her cümle Kenma'nın gün içinde endişelendiği şeylerdi. Belki de kabusları endişelendiğim şeyler şekillendiriyor.Gerçekten artık düşünmek istemiyordu. Kendini yumuşak yatağının rahatlığına kaptırıp tekrar uykuya daldı.
•
•
•
•Gözlerini çalan zilin iğrenç sesiyle açtı. Birisi kapıdaydı ama kalkmak istemiyordu. O yüzden yerinde kıpırdanıp yatakta pozisyon değiştirdi ve uyumaya devam etti. Bir süre sonra ses kesilmişti zaten Kenma da uyumaya devam etmişti.
Gözlerini hafifçe araladığında Kuroo'nun suratıyla karşılaştı. Yatağın kenarında diz üstüne çökmüş Kenma'nın suratına bakarken bir şeyler söylüyordu fakat Kenma uyku sersemi olduğu için hiçbir duyamamıştı. Bir anlığına sorguladı. "Acaba eve nasıl girdi!" Sonradan hatırladı ki evinin anahtarından ona da yaptırıp vermişti. Onda da Kuroo'nunki vardı.
Hafifçe yerinden doğruldu,diz çökmüş sevgilisine doğru baktı. Şimdi dediği şeyleri anlayabiliyordu
-Kenmaa günaydııın^^
Her sabah olduğu gibi yine enerjikti fakat bugünkü gülümsemesi 5 kat fazla gibiydi.
-Günaydın. Sen niye bugün bu kadar mutlusun ki? Sinirimi bozuyor
-Çünkü seni uyurken izlediğimde hep böyle oluyorum güzelim^^ Çok şirindin
-Ne diyosun yine ya
Bunu söyledikten sonra Kenma kıkırdamıştı. Ve bunun üstüne Kuroo daha da gülümsedi. Konuşmasına devam etti:
-Ama eğer kalkmazsan suratımdaki bu gülümseme çok uzun sürmeyecek çünkü okula geç kalırsak nöbetçi öğretmen bize bağıracak ve biliyosun....
-Ve biliyorum ki o kadının sesinden nefret ediyorsun. Biliyorum kalkıyorum.Yataktan kalktığı anda Kuroo küçük sevgilisinin üzerine atladı ona küçük öpücükler vermeye çalıştı. Kenma izin vermemişti. "Sabah nefesi diye bir şey duymadın mı? İğrencim şu anda izin ver de kendime geleyim" birazcık çıkışmıştı çünkü utanmıştı yine.
Kuroo sorun olmayacağını söylese de izin vermemişti Kenma ama Kuroo onu tuvalete kadar takip edip o küçük öpücüğü ondan çalmıştı.Evden çıktıklarında az da olsa zamanları vardı. O yüzden sohbet ede ede gidiyorlardı. Kuroo gece ne kadar ders çalıştığından bahsediyordu. Kafasının az da olsa coğrafyaya bastığını söyleyip yumruklarını havaya vuruyordu. Kenma ise ona bakarak gülümsüyordu. Tam o sırada dün gece Kuroo'yu evine davet edip ders çalışma planı yaptığını hatırlamıştı. Soluna döndü ve ağzını açmışken bir ses duyuldu. Biri Kenma'ya sesleniyordu. "KENMAAAĞ KENMAAAĞ"