Bölüm 4=Büyük soygun

30 5 1
                                    

Yaklaşık iki hafta sonra arda taburcu oldu. Şuan Ebrarla araları çok iyi. Hatta çıkıyorlar. Ekipten kimse bilmiyor ben hariç. Karar vermişler bugün ekibe söyleyecekler tabi vakit bulurlarsa. Bugün biraz erken gittim merkeze.  kendime bir çay alıp masama geçtim. masama oturduğumda Damla kapıyı çalıp içeri girdi. Elindeki dosyayı masaya koydu. İşte başlıyoruz , günün ilk dosyası açılıyor. 

 "Banka soygunu" bütün parayı almışlar. Ve kapı açıldı Arda içeri girdi. en sonunda ekibim yine bir aradaydı.

- Arda hoş geldin ,özlettin kendini. Bir sorun mu var ne oldu?

- şey toplantı odasında yeni dosya için sizi bekliyoruz. Birde biri geldi amirinizle görüşmek istiyorum dedi .

- Tamam git sen geliyorum.

Elime dosyayı alıp toplantı odasına gittim .Yüz ifademi küçük bir tebessüme çevirip kapıyı açtım. o nasıl bir endam ya. İnanamayacaksınız ama toplantı odasında beni bekleyen adamdan bahsediyorum. Adama doğru yaklaştım elimi uzattım. 

- Merhaba ben baş komiser Buse savaş.

Adam elimi sıktı. kendini tanıttı.

- Merhaba bende Hakan. Hakan Ateş. Dosyada sizinle birlikte çalışacağım Ankara'nın emriyle gönderildim.

- Komiser misiniz yoksa amirlerden mi?

- Komiserim ama rütbemi yükseltmek için çok çabalıyorum. Bunun için her şeyi yapmaya hazırım.

- Anlaşılan iddialıyız. Neyse biz konumuza geçelim. Büyük bir soygun oldu. Şilede bir iş bankasında gerçekleşti. Dün Gece yarısına doğru oldu.

Yeni dosyaya geçiş yaptık. Şimdi sırada delil toplamak vardı. Bankaya gidip parmak izi araştırması yada herhangi bir delil için test yapılacaktı. Çalınan para miktarı yüksek bir bütçeydi. Altı milyona yakın bir bütçe. Madem yeni biri geldi her zaman olduğu gibi benim gözetimim altında olacaktı. 

- Yusuf ve Ebrar siz olay yeri incelemeyle parmak izi falan var mı diye bakın. Arda ve Yavuz sizde görgü tanıklarına ve kameralara bakın. Ve sen. Hakan sen benimle geliyorsun.

...

Sessizlik. Bu sefer farklılık yaptım diye mi oldu, Yoksa yeni komiseri yanıma aldığımdan mı oldu hiç bir fikrim yok. 

- Ne bekliyorsunuz? Hırsızlar ayağınıza mı gelecek hadi gidin.

Gittiler. Hakanla dosyada küçük çaplı bir araştırma yapacaktım. Hakana baktım ve odama doğru yürüdüm. Ben önde Hakan arkamda odama girdik. ona baktım , gözleri çek güzeldi. Gece gibi karanlık ama ay gibi parlaktı. Buse ne yapıyorsun kendine gel. 

- Şey konumuza geçelim biz. Bunu yapan kişiler  kim bilmiyoruz. Böyle büyük bir soygun yapabilmek zor iş. muhtemelen bir kaç güne kaçarlar. Senin tanıdığın muhbirler var mı? Belki bir şeyler öğrene biliriz

- Evet baş komiserim. Tanıdığım muhbirlerden bilgi almıştım buraya gelmeden önce . Soygunu yapanlar parayla silah alacaklar. Yani dağdan bunlar. 

- Kısacası terörist mi?

- Aynen yani elimizdeki bilgiler göre öyle. Ne yapmayı planlıyorsunuz. 

- Elimizde yeterli bir şey yok. Ekibin bir şey bulmasını bekleyeceğiz . Tabi sende muhbirlerle konuş.

- Tamam baş komiserim, o zaman ben bir an önce gideyim.

- Hakan. Dikkat et kendine.

Yuh kızım ne yapıyorsun ya. Sanki savaşa gidiyor çocuk. Alt tarafı muhbirin yanına gidecek. Salaksın Buse. utancımdan kıpkırmızı olmama rağmen Hakan'ın yüzüne bakabildim. Gülüyordu. Tabi güler, sanki çocuğu çatışmaya gönderiyorsun. Allah'ım  utancımdan yerin dibine gireceğim. Hakan hala gülüyor. Gülümsemek. Sadece sana yakışıyor gibi. bir tek sende güzel duruyor. Oha. Buse biraz yavaş. Birincisi o senin ekibinden çalışma arkadaşın. İkincisi çocuğu daha yeni gördün. Üçüncüsü böyle devam edersen yanlışlıkla düşüncelerini Ağızından kaçıracaksın. Buldum başka bir şey düşüneyim. 

Olay yeri polisleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin