Yeni bir güne başladık. Tekrardan çalışmaya devam ettik. Suçluların peşinden koştuk. Bugün elimde 1 dosya, masamın başında saatlerce düşündüren bir olay var. Bu cinayeti bir şekilde çözmeye çalışıyoruz. Hakan ve Ebrar'ın okuldan aldığı tek bilgi " Emir" bize ne kadar yardım edebilir ?
...Sorgu odasından yaklaşık 15 dakikadır bizi bekleyen Emir'in yanına gittik. Sessizce kafasını eğmiş, bir hayli korkar durumda bizi bekliyordu. Tedirgindi, başına bir şey gelme ihtimali, hatta bu sorgu odasında bulunma ihtimali bile onu korkutuyordu.
Usulca kapıyı açtım. Onu korkutmak istemiyordum. Karşısında duran sandalyeyi çektim ve oturdum. Gözleri endişeyle yüzümü inceledi. Buğday teni, kahverengi gözleri, siyah saçları koyu bir hava katıyordu çocuğa. Üstünde siyah kısa kollu okul forması, altında siyah pantolonu onu dahada karanlığa bürümüştü. Dikkatimi birşey çekti. "Bileginde ki bileklik" delil olarak bulunan bileklikle bire bir aynıydı. Gümüş sonsuzluk işareti onunda üzerinde bulunuyordu. Elimi hafifce bilegine uzattım.
- Bunun aynısı ondada vardı. Muhammet'te.
- Hep birlikte almıştık. Alperen, ben ve o... Muhammet.
- Bak Emir, korkmana gerek yok. Sadece sana birkaç soru soracağım. Şüphelendiğin birşeyler var mı? Yada birisi?
- Yok. Zararsızdı Muhammet. Bir eniştesiyle tartışırdı. Bir de en son Alperenle tartıştılar.
- Peki Muhammet'in kız arkadaşı fln varmıydı? O kızın abisi varsa yapmış olabilir mi?
- Evet kız arkadaşı vardı. Melis. Ama abisi yok diye biliyorum, tek çocuk olmalı. İyi anlaşırlardı. Hatta yakın zamanda Muhammet ailesiyle tanışmıştı, bir sorunları yoktu.
- Peki. Sen Melisin adresini memur arkadaşlara ver. Sonra gidebilirsin. Bir şey söyleyecek olursan araman yeterli.
Ayağa kalkıp kartımı Emire verdim. Ve kapıyı çekip çıktım. Çocuk loş ışıkla aydınlanmış odada adres vererek kaldı. Alperenle de konuşmamız gerekiyordu. Ben burada sorgudayken Ebrar ve Hakan alperenle, Arda ve Yusuf ise Mert ile konuşmak için yola çıktı.
Yine aynı döngüdeydik. Onlar araştırıyor , ben sorguluyordum. Bir puzzle gibiydi her parçayı tek tek dolduruyorduk. Ve yakın zamanda bu puzzle bitmeliydi.
***
(Alperen)Ebrar ve Hakan eve yaklaştılar. Arabanın hızı hafif hafif yavaşladı ve durdu. Ebrar tuhaf hissediyordu. Küçük bir ihtimalde olsa Alperen'in katil olma olasılığı onu korkutuyordu. Daha lisede bir çocuk, hayatını tamamen yaşayamamışken, bir canı katletmesi ürperticiydi.
- İyi misin?
Hakan'ın sorusundan sonra Ebrar kendine geldi.
- Evet. Tuhaf hissettim sadece . Gidelim.
Arabadan indiler. Etrafı çiçeklerle donatılmış bir apartmana doğru ilerlediler. Koyu kırmızı renklerin hakim olduğu, 3 katlı bir apartman. Açık olan apartman kapısından girdiler ve 2. Kata çıktılar. Karşılarında ki kapı belki bir katili, belki de arkadaşının ölmesinden etkilenen suçsuz bir çocuğu saklıyordu.
Hakan usulca yaklaşıp kapıyı çaldı. Aradan bir kaç dakika sonra kapı açıldı. Hafif kıvrımlı yüz hatları, beyazlamaya yakın sarı saçlarıyla bir kadın açtı kapıyı.
- Buyrun, Kimsiniz?
- Merhabalar. Biz istanbul emniyetinden geliyoruz. Ben Ebrar çayır. İzniniz olursa Alperenle arkadaşı Muhammet hakkında konuşacaktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olay yeri polisleri
Misteri / ThrillerBen buse savaş. Hayatı tamamen aksiyondan ibaret bir başkomiserim. Tüm çabalarımızı bunca insan icin kullanırken, bir yandan acılarında farkına varıyoruz. Hissettiklerimiz ve yaşadıklarımız ne kadar iç içe olsada bunu çevremizden saklamamız gerekir...