1.Bölüm/2.Kısım

622 85 27
                                    

Kalbimiz başka taraflara atarken Çınar'a bakıyordum, her zamanki gibi Okan gergin ortamı bozdu,

"Allah Allah, bu saatte polisin ne işi var ki kapıda? "

Okan'ın duble gereksiz ve saçma sorusuna cevap vermedik.

Acilen kızı saklamamız gerekiyordu, Çınar bir yanda kendi kendini yerken içeri girdim ve kızın soru soran bakışlarını umursamadan bandı ağzına geri yapıştırdım,

"Sakın ses yapma." diye uyardıktan sonra sandalyenin iki kolundan tutup kaldırdım ve kapıya en uzak yatak odasına girdim.

Çınar, yanımda

"Abi ne yapacağız?" diye sorarken kızı dolabın içine sokup kapağını kapattım. Bu sırada bir şeyler söylemeye çalışıyordu ama şuan umursayamazdım. Dolabın kapağını kapattığımda Çınar'ın yüzü bembeyaz kesilmişti, tekra kapı kırılırcasına yumruklandı,

"Açın, polis." Diye tekrarladı

Salondan Okan'ın sesi yükseldi,

"Ne bağırıyorsun oç?"

Oç mu? Açık açık söyleseydin akıl sağlığı tecavüze uğramış gerzek.

Kapının önünde toplanıp açtık, sakin sesle "Buyrun?" derken sanki kalbim göğüs kafesimi yırtar gibi atıyordu.

"Neden geç açtınız? Bir şeyler mi sakloyorsunuz gençler?" Dedi kırklı yaşlardaki adam.

Okan heyecanlı ve tedirgin bir şekilde konuşmaya başladı,

"Ne? Biz mi bir şey saklayacağız? Biz?" Derken gülmeye çalışıyordu, elimle caktirmadan koluna vurduysamda anlamadı ve devam etti,

"Bir kere biz bir şey saklasak Çınar'ın eve kız attığını söylemezdik." Dedikten sonra eğildi ve bana fısıldadı,

"Abi adam resmen anlamış eve kız getirdiğini Çınar'ın."

Dirseğimi karnına geçirirken polise gülümsüyor ve dislerimin arasından

"Bir sus abi Allah rızası için." diyordum. "Çınar Bayal, Buğra Tunç, Kaya Korkmaz ve Okan Demirci siz misiniz?"

Başımı salladım, devam etti,

"Hakkınızda şikayet var."

Yüzümü ifadesiz tutup sordum,

"Ne şikayeti?"

Adam ensesini kaşırken konuşmaya başladı,

"Detayları karakolda öğrenirsiniz, şimdi evi aradıktan sonra bizimle karakola kadar geleceksiniz. "

"E-evi mi arayacaksınız?" Dedi bembeyaz haldeki Çınar.

"Evet bir sorun mu var?"

Sesli bir şekilde yutkundum, adamlar evi aramak için içeri girdiğinde Çınar'ın kulağına egilip

"Bıçağı ne yaptın?" dedim.

Dudaklarını kıpırdattı,

"Gömdüm."

Kafamı salladım ve az sonra olacak felaketi bekledim. Adamlar en yakın odadan başlayıp her şeyi didik didik aradılar, biz bu sırada Okan da dahil bildiğimiz bütün sureleri okuyor ve dua ediyorduk.

Son iki oda ve tuvalet kalmıştı ki genç polis,

"Amirim, ihbar geldi, hemen karakola bekliyorlar."

O an sanki filmden çıkmış gibiydi, ben rahatladım derken amir kafasını salladı ama odaya girdi.

Şimdi bittik derken sadece odaya kapının pervazından göz attığını ve çıktığını görünce sevinçten çığlık atacak gibi oldum. Hepimizi çıkarttıklarında kapıyı kitleyecekken içeriden bir ses geldi, polis memuru hemen

"Durun." Emri verdi ve bu sefer kesin bittik diye geçirdim içimden.

Polis içeri girdiğinde gördüğümüz manzara bizi rahatlatmıştı ve gülümsetmişti.

Okan'ın iki hafta önce aldığı ve ısrarla Minnoş ismini verdiği yavru kedi miyavlamıştı.

Polis de gülümsedi, Okan

"Ah benim kızım, göt etti aferin be." diye fısıldadı.

Neyseki polis duymamıştı evden ağır adımlarla çıktı ve

"Şimdi gidebiliriz." Dedi.

İkinci defa bir taraflarımız yer değiştirmişti ama sorunsuz atlattık.

Sanırım bu işleri atlatırsak Minnoş'a ibneliğine gram gram verdiğim mamayı arttıracaktım.

Kaya'ya destek vererek polis arabasına kadar getirdik, şu ana kadar atlatmıştık ama karakolda her şeyin iyi geçmeyeceğini söylüyordu iç sesim. Yaklaşık on dakikalık yolculuktan sonra karakola gelmiştik, ellerinde kanıt olmadığı için kelepçe takmamışlardı neyseki. Bizi bir odaya alıp kemer, ayakkabı bağcıklarımızı ve telefonlarımızı vs. topladılar. Daha sonra yanımıza birer polis memuru bırakıp sırayla sorguya almak üzere ilk Kaya'yı götürdüler. Odaya aldıklarında rahattım, çünkü eve girdiğimizde polisler gelmeden önce o ibnelerin kendileri suçsuz gibi bizi şikayet edeceğini biliyordum ve plan yapmıştım. Bu planı da tabi bizimkilere söyledim. Bizde ilk kural her zaman, 'Asla gruptan birini satma.' olduğu için buna uyduk ve polislere vermek üzere düzmece bir hikaye uydurduk. Sıra bana gelmişti, ben sonuncuydum ve finali yapacaktım, oyunu oynamak için karanlık sorgu odasına girdim. Öyle Arka Sokaklar'daki gibi değildi.

Benim olduğum yer ışıklıydı ve karşıda camın arkasında karanlık yerdeki iki polisi anca seçebiliyordum.

"Konuş lan!" Diye bagırdı kötü polis rolüne bürünmüş birisi.

"Pardon dalmışım amirim." diye ekledi, her halde daha acemi diye iç geçirdim .

Amir çocuğa gözlerini devirdi ve bana döndü, ben renk vermemek için sandalyeye yayılmış bir şekilde oturuyorken başladı.

"Elimizde kamera kayıtları var. Kimin öldürdüğünü biliyoruz şimdi bizi yorma ve anlat."

TanıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin