2.Bölüm/1.Kısım

577 79 23
                                    

Yalaşık üç dakikadır amir başımda bağırıp çağırıyordu ve yeni sorular soruyordu. Onu dinleyemiyordum çünkü aklım ilk soruda takılıp kalmıştı. İlk sorunun doğruluk payını düşünüyordum, orada sokak kamerası olabilir miydi?

Ara sokak sayılırdı ve fazla market yoktu, sadece küçük bir bakkal vardı. Muhtemelen kamera yoktur ancak bu ihtimal bizi bitirebilirdi. Amir ellerini masaya sertçe vurdu ve beni düşüncelerden çekip çıkarttı,

"Konuşsana oğlum, ne mal mal bakıyorsun?" Amirin zarf attığını farz ederek plana uymaya çalıştım, evet ben uyacaktım ama Okan ne yapmıştı acaba?

Bu soru beynimi kurcalarken planladığımız gibi söyledim, sonunda konuşmam bittiğinde derin bir nefes verdim.

Amir pek inanmak istemiyor gibi görünse de bizim saftirikler farklı bir şey söylemediyse inanmaktan başka çaresi yoktu.

***

Karakoldan serbest bırakıldıktan sonra yavaş yavaş otobüs durağına ilerliyorduk. Bizi almadılar çünkü delil yetersizliği vardı. Hepimiz susmuştuk ve ortada resmen ölüm sessizliği vardı, gerçi ölüm de vardı ya.

Her zamanki gibi Okan yine çenesini tutamadı ve düşüncelerimizi sırıtarak kurduğu cümleyle bozdu,

"Abi ya, kızlar sıçıyor mu?"

Hepimiz Okan'a dönüp, 'Lan sen mal mısın? Gereksiz herif.' Bakışlarımızı yolladık.

Ancak saf saf bakışlarına bakılırsa anlamadı,

"Ee, cevap?" Diye ısrar etti.

"Abi senin içeride beynine elektirik mi verdiler? " diye sordu Kaya sinirle.

Çınar,

"O nasıl soru oğlum mal mısın? "

Ben tepki vermezken Okan'ın cevabı bizi güldürdü,

"Ya Allahım! İçerideki adamlar da aynısını söyledi. Ne alakası var? Ne mali lan? En yüksek notlar bende." Evet, bu olanlardan sonra inanması güç ancak gruptaki en zeki Okan'dı.

Yaklaşık on beş dakika sonra durağa varabilmiştik, otobüse binip akbillerimizi bastıktan sonra cama yaslandım.

**

Eve girince sesli bir nefes verdim ve hepimiz kendimizi koltuklara attık.

Birkaç dakika konuşmadan oturuyorduk ki birden içeriki odadan düşme sesi geldi.

Aklıma gelen olayla hemen ayağa fırladım, "Ulan kızı unuttuk!"

Ben koşarak odaya giderken çocuklar da peşime takıldı. Odanın kapısını açıp girdiğimizde kız sandalyede yan bir biçimde düşmüş bize bakıyordu.

Ağzını giderken kapatmadığımız için direk çığlık atarak konuşmaya başladı.

"Yardım etsenize gerizekalılar!"

Gözlerimi devirerek yanına gittim ve sandalyeyi tutarak kaldırdım ve düz koydum.

Bön bakışlarını yüzüme tutup

"Çişim var." dedi.

Kızı çözsem kaçar mı diye düşünüyordum ancak kapıyı kitlersek camlardan kaçması mümkün değildi.

"Bir dakika," Diyerek kapıya yöneldim ve iki kez kitleyip geri döndüm anahtarı da cebime sıkıştırdım.

Kaya kızı gözleriyle yiyor, Çınar dalmış gitmiş ve Okan telefonuna bakıyordu.

Yani bütün iş bana kalmıştı.

Kızın el ve ayaklarındaki bantları çözdüm, ayağa kalkıp kollarını ve bacaklarını sallayıp bileklerini ovdu.

Tuvaletin önüne gelince

"Hadi gir." dedim. Bana 'Sen mal mısın?' bakışı attı,

"Birileri benim çişimin sesini dinlerken işememi beklemiyorsun herhâlde? "

Gözlerimi yuvarladım,

"Hızlı işe."

Verdiğim emire kızarak

"Emredersiniz paşam." dedi ve yapmacık bir gülümseme ile tuvalete girdi.

Eğer titiz bir kızsa çekeceği vardı çünkü bir erkek evi olduğuna bakılırsa fazla temiz olması beklenemezdi.

Kız yaklaşık on dakikalik idrar kesesi boşaltmasından sonra yanımıza geldi.

Kaya direk

"Niye kaçmadın?" diye sordu.

Kız kendini rahatça koltuğa bıraktı,

"Siz harbi salaksınız. Kaçarsam başıma bir şey geleceğine adım kadar eminim ayrıca aynı üniversitedeyiz ve beni bulma ihtimalinizi görmezden gelemem ve de bunun yanı sıra şuan-"

"Kızlar sıçıyor mu? "

Tabi ki kızın bitmek bilmeyen konuşmasını ekibin dahisi Okan kesmişti. Kiz gözlerini devirerek

"Ekibin gerizekalısı bu mu?" dedi, 'Sence' bakışı attığım sırada Okan konuşmaya daldı.

"Hayır! Ekibin gerizekalısı Çınar unuttun mu o birini öldür-" Çınar daldığı yerden bakışlarını alıp öyle bir bakmış olacak ki Okan sustu.

Ben onlara aldırmadan kıza döndüm, "Seni tekrar bağlamak zorundayım."

Hemen cevap verdi

"Hayır değilsin. Eğer bağlarsan bu sefer çok şanslı olmayabilirsin." Kız haklıydı ama eğer bırakırsak kaçmak gibi bir ihtimali vardı, şuanlık düşünmeyi bir kenara attım ve Kaya'ya döndüm.

Ben burada neyle uğraşıyorum adam ne yapıyor? Televizyonda defile izliyor!

Elimle omzuna vurdum,

"Ulan her şey senin yüzünden oldu, şu rahatlığa bak."

"Ya abi bırak, zaten her yerim acıyor."

Kaşlarımı çattım,

"Harbi lan sen neden kavga ettin? Dur pardon, seni neden dövdüler?"

Yüzünü buruşturdu,

"Ya abi çok taş bir hatun vardı, baktım kuyruk sallıyor, tuttum kuyruğu tam çekeceğim abisi geldi. Gerisini biliyorsunuz zaten. Biz kendi halimize konuşurken tanıdık kapı zili çaldı. Ben üzerimdeki çekirdekleri gösterip topu Kaya'ya attım. Kaya da yatıyor olduğu için yavru köpek bakışlarıyla Okan'a baktı. Ama Okan kulaklığını takmış, dünyadan kopmuştu.

Kaya son bir umut kıza baktı, kız öfleyerek kalktı ve kapıya ilerledi.

"Anahtar," dedim ve cebimdeki anahtarı çıkartıp kıza attım, havada yakaladı ve kapıyı açtı.

"Ali?!"

"Azra?!"

TanıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin