•i wish i had a better voice that sang some better words•

761 61 20
                                    

Derin bir nefes alıp arabadan indi Areum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Derin bir nefes alıp arabadan indi Areum. Kapıyı kapattığında Mingyu camı indirdi.

"Seni almaya kaçta geleyim?"

"Gelmene gerek yok, zaten yol yorgunusun. Dinlen."

"Emin misin?"

Areum başını salladığında Mingyu gülümsedi. "Tamamdır. Sakin ol ve eğlenmene bak. Görüşürüz."

"Görüşürüz."

Arabayla uzaklaşan Mingyu'dan sonra Areum terleyen ellerini serbest bırakarak içeri girdi.

Salonun dekorasyonu mor ve beyaz rengi ağırlıklıydı. Her şey güzel görünüyordu.

Gözlerini gezdirirken birden Seoyun'u gördü Areum, kendisine el sallıyordu.

Gülümseyip oraya ilerlediğinde kısa bir sarılmadan sonra Seoyun geri çekilip Areum'u süzdü.

"Muhteşem görünüyorsun. Her zaman ki gibi."

"Teşekkürler, sen de öylesin cidden."

Etrafta yabancı insanlar gördüğü için biraz gergin hissetti Areum.

"Bora nerede?"

"Gel, seni onlara götüreceğim."

"Aman tanrım, geleceğimden haberi bile yok. Sürprizleri sever diye düşünüp haber vermedim."

"Sorun yok, sorun yok. Çok mutlu olacak. Gel."

Areum Seoyun'un arkasından ilerlemeye başladı. Arka taraflarda bir odaya girdiler.

Kahkahalar ve konuşma sesleri kapıdan bile duyulduğu için içerinin kalabalık olduğunu düşündü Areum.

Koltukta oturan Bora ile göz göze geldi.

"Areum!"

Bora şaşkınlıkla bağırarak ayağa kalktığında yanındaki Johnny irkildi, odada olan diğerleri de ona döndüler.

"Biliyordum böyle bir şey yapacağını."

Ona sıkıca sarılırken Sicheng konuştu. "Yalan söylüyor. İşlerim yoğun dediğinde o gün tüm gece uyumadı. Saatte bir Areum deyip duruyor hazırlıklara başladığımızdan beri."

Areum Sicheng'e bakıp gülümsedi. Bora'yı bırakıp Alice'e sarıldığında Alice gülerek elini onun çıplak sırtına koydu.

"Güzel olmuşsun."

"Sen mi ben mi?"

Alice'ten ayrıldığında gözleri bir anlığına Jaehyun'u aradı, daha sonra diğerlerine de selam verdi.

Taeyong'u da göremeyince Doyoung'a doğru eğildi.

"Taeyong nerede?"

Ama Doyoung onun Taeyong'u değil de Jaehyun'u sorduğunu biliyordu. Hafifçe gülümsedi.

"Yüzükleri unutmuşlar nasıl olduysa. Jaehyun onları almaya gitti."

Başını Areum'a çevirdiğinde Areum gözlerini kaçırmıştı.

Kapı hızla açıldığında hepsi oraya döndü.

Jaehyun nefes nefese, elinde bir kutu tutuyordu. Areum'u görünce gözbebekleri genişledi.

Donup kalmıştı, onu görmeyi hayatta beklemiyordu.

Ortamdaki tuhaf havanın herkes farkınaydı. Areum Jaehyun ile göz göze geldiğinde İngiltere'den geri dönmemiş olmayı diledi.

Seoyun derin bir nefes alarak ayağa kalktı.

"Genç çifti yalnız bırakalım biraz. Hadi çıksın herkes."

Areum ayağa kalktıktan sonra Alice'in peşinden odadan çıktı. Jaehyun'dan gözlerini çekmişti çoktan.

Çarpan kalbine lanetler ederek yanından geçip büyük salona ilerledi.

.
.
.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Stressed Out² | Jung Jaehyun √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin